Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu memlekette 1983’ten beri oynayan bir film var:
Adına kâh “seçim”,
Kâh “sandık”,
Kâh “demokrasi” diyorlar!
Bazen ikisini bir arada,
Bazen de üçünü bir arada kullanıyorlar…
Demokrasi diye,
Millî irade diye,
Avutuyor,
Uyutuyor,
Oyalıyorlar…
İtiraf edelim ki biz de,
Bilhassa bendeniz itiraf edeyim ki ben de dâhil bu bayat filmin birer figüranı oluyoruz.
Dünkü yazımda, sandık sonuçlarından bağımsız olarak belirtmiştim: Ülkede bir SİSTEM sorunu olduğunu, 4-5 genel başkanın aralarındaki post kavgasını bize “demokrasi” diye yutturduklarını… “Katılımcı demokrasi”yi istemediklerini, hayata geçirmediklerini…
x x x
ALLAH HEPSİNİN MÜSTEHAKINI VERDİ!
Figüran olarak görülen millet eliyle verdi…
AKP oylarını 6-7 puan düşürerek,
CHP oylarını yerinde saydırarak ve sittin sene yerinde sayacağını göstererek,
MHP oylarında bir kıpırdanma olsa bile hiçbir istikbal vaat etmeyerek,
BDP’nin başkanlık sayısını artırırken, oylarını indirerek!
Bu, topyekûn “sistemin iflası”dır…
Bu, bir “kısır döngü” içinde debelenmemiz demektir.
Bu oylarla,
Alınan-kazanılan belediye başkanlıklarıyla sevinebilir, hatta zafer çığlıkları atabilirsiniz…
Lâkin bu kat’iyen demokrasinin,
Millî iradenin zaferi değildir.
Nedir?
Liderler atadı,
Halk atamalardan birini tercih etti…
“Kazananlar”, siz de atanmış oldunuz.
Bunun hiçbir yerinde millî irade,
Demokrasi yoktur!
Yılların alışkanlıkları vardır,
Yörelerin “oy ambarı” olma niteliği vardır,
Yardım paketlerinin, kutuplaşmanın tesirleri vardır,
Medyanın etkin yönlendirmesi vardır,
Ve daha neler neler vardır!
Ama demokrasi yoktur!
Bu “seçim” sizi mutlu ediyorsa mutlu olun!
“Seçim”iniz mübarek olsun!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER'dan