Yazıyorum, yayınlayamıyorum

Osman YILDIZ - 21.11.2007

Günlerdir bilgisayarın başına yeni bir yazı yazmak için oturuyorum. Başlıyorum yazmaya. Yazdığım yazıyı okuyorum. Ben şimdi bu yazıyı yayınlarsam ilerde okuyucu sayımız arttığında bu konuda sanki ikinci bir yazı yazmış olurum diye düşündüğüm için yazdığım yazıyı yayınlamaktan vaz geçiyorum.

Neleri yazdım.

Kış geliyor. Doğal hava şartları dolayısıyla zorda kalacak insanları yazdım. Bu yazımı önemli gördüğüm için sonraya bıraktım.

Öğrencilere burs veriyoruz diyerek yapılmakta olan aldatmacayı yazdım. Dahası torpili yazdım. Uygun zamanda tekrar yazacağım.

Haksızlıklarla mücadele ederim diyip, tuzak hazırlayanları yazdım. Şerefli olmanın ne kadar basit oyun olduğunu yazdım.

Halkımızın Paranoyasını yazdım. Kendim de yazıma güldüm. Bugün aynı paranoyanın yapısal farklılıklarını bu sayfalarda gördüm. Toplumsal paranoyanın gerçek yüzünü hiç bir zaman yazmayla anlatamayacağımı bildim. Beklemesi gereken bir konu bekletiyorum.

İlkel topluluklarda bile görülmeyen yargısız infazı yazdım. Dünya hukuk tarihinde yer almaya aday bu infazların doğuracağı sonuçları kendimce irdeledim. O yazıda bekleyenler arasında kuyruğa düştü.

Fırsat buldukça haber okurum, Fırsat buldukça köşe yazılarını okurum. Çok basit olan "Altıncı Kural" gereği, sakinleşip beklemeyi tercih ederim. Ülkemizde hemen hemen yazılmayan hiç bir şey yok. Ama ben bir kaç merak ettiğim şeyin neden açıklanmadığını yazayım.

1- Hani şu küresel ısınma palavrası vardıya. Hani ülkeler çöl oluyorduya. Sahi bu yağmurlar nerden geldi. Ölüp bitmeler nerye kayboldu. Küresel ısınma mı bitti. Yoksa palavra sıkanların palavraları mı ortaya çıktı. Sahi ne oldu. Bu sorunun cevabını hiç okuyan oldu mu? Okuyan varsa benimde bilgilenmem için yazar mısınız?

2- Hani şu Ermeni yasa tasarıları hikayeleri vardı. Fransa'dan sonra ABD temsilciler meclisi tasarıyı kabul etmişti de nerdeyse ABD ile savaşın eşiğine geldiğimiz iddiaları vardı. Sahi ne oldu bu tasarı. Seçim sonrası herkes bu tasrıyla yatıp kalkıyordu. Ne oldu. Bilen var mı?

3- Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanı olunca Ülkemize şeriat gelecekti. Laiklik elden gidecekti. Sahi laiklik elden gitti mi? Şeriat geldi mi? Bilen var mı?

...

Bu sıralamaları takip edecek sistem önümüzde ki günlerde www.iyiinsan.com da yayına girecek. Umarım hafızamızı taze tutmaya yarayan unsurlar oluşturmayı başarırız. Tabi destek verecek gerçek insanlara ulaşabilirsek. Yanlış anlaşılmasın maddi değil sadece gönül desteğine ihtiyacımız var.

Bu şartlar altında yazdığım bu yazının da hiç bir hükmü yok. Değişen tek şey tarih ve zaman. Paranoyalarımızı bitirmenin yolu maddiyat olmadan sadece gönülden bir şeyler yapmaktan geçiyor.

Hadi Türkiye'm beni utandır.

Saygılarımla 

 

Tarih: 21.11.2007 Okunma: 930

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?