Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
HA DAKKA HA SOMA, HA BANGLADEŞ HA TÜRKİYE
Neslihan Korutürk, 27 Nisan 2014 tarihli köşesinde, Bangladeş’in başkenti Dakka’da meydana gelen felaketten bahsediyor ve şunları dile getiriyordu:
“Bangladeş’te bir göçükte kaç işçinin öldüğünü hatırlıyor musunuz?
Hadise, 2013’ün 24 Nisan’ında meydana gelmişti…
Tam bir sene geçmiş!
İlk önce ölü sayısını 100’ün altında, 83 kişi demişlerdi…
Sonra, yavaş yavaş artırıldı!
124…
149…
198…
200’ün üzeri…
300’e yakın ve nihayet,
300’ün üzeri…
Tabii bu rakama gelinceye kadar olayın üzerinden günler geçmişti…
Sonra, Bengladeş’ten gelen haberler burada kesilmişti…
Gerçek rakamı, ancak bir yıl gecikmeyle Euronews.com’dan (24/04) öğrenebiliyoruz:
Tam 1.183 (yazıyla bin yüz seksen üç) işçi ölmüş… Ayrıca 2.500 işçi de yaralanmış.”
x x x
Peki, Soma’daki “facia”da nasıl bir seyir izlendi?
İlk önce, madende yangın çıktı, “şehitler” var!
Sonra, 3 işçi hayatını kaybetti, daha sonra, 20 işçi öldü dediler…
Sayı yavaş yavaş artırıldı…
157…
201
245
274
Nihayet (yazının yazıldığı saatte) 282!
Bu son rakam mı dersiniz?
Acaba biz de gerçek rakamı ancak bir sene sonra mı öğrenebileceğiz?
Zihinlerimizde bir “Bangladeş” görüntüsü var: Gayet geri, gayet ilkel!
Bizim de dünyada bir “görüntü”müz var!
Kim bilir, Belki de dünyanın büyük bir kısmı, “ha Bangladeş ha Türkiye” diyordur!
x x x
FACİANIN SEBEBİ ÇOK NET!
Bugünkü kaza(!)’yı 150 sene önceki kazalarla açıklamaya çalışmak!
Yani 1860’larla… Yani kömür madenlerinin işletilmeye başladığı tarihlerle…
Demek madenler 500 sene evvel işletilmeye başlansa, 500 sene geriye gidecektiniz!
Bu zihniyet!
Facianın sebebi çok net!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’dan
Hem ölüyor, hem dayak yiyorlar