Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu memlekette vicdansız bir yandaş topluluğu olduğunu bir kere daha gözler önüne serdi…
Olayın üstünü kapatmak,
Mevcut iktidara yaranmak için şunlar gibi akıl almaz iddia ve tevillere başvurmalar gördük:
“Sabotaj” (Diyelim ki sabotaj… Onu önleme, faillerini yakalama sorumluluğu kimde?),
“Yeni bir darbe girişimi” (demek madenciler bile darbeci olabiliyor, darbe yapma yetenekleri bulunabiliyor),
“Kaza-kader, takdir-i ilahî”,
“Bu işin fıtratında ölüm var”,
“İsyan ederseniz şehit madenciler cennete giremez” (hem darbeci, hem şehit diyorlar)…
Vs. vs.
x x x
10 veya 13 yaşında acılı bir çocuğun gözaltına alındığını, bunu normal kabul eden yerel yöneticiler olduğunu gördük.
Lâkin bunlara takılmayalım…
x x x
ASIL GÖRDÜĞÜMÜZ
Bu milletin vicdanının ölmediğini gördük!
Böyle bir felaketin artık “kader” olarak kabul edilemeyeceğini millet çoğunluğunun isyanıyla gördük!
Millet artık “kadere inanılabileceğini” ama dinde “kaderciliğin” olmadığını öğrendi.
Gençliğin böyle ihmalden kaynaklanan facialara duyarsız olmadığını, hesap sorulması için meydanlara çıktığını gördük!
Hukukçuların bireysel ve baro olarak kurumsal hassasiyet gösterdiklerini, vatandaşın haklarını savunma kararlılığında olduklarını gördük.
Ülkede vicdanlı bir “münevver birikimi”, başka bir ifadeyle ciddi bir “enetelektüel birikim” olduğunu gördük.
Bu münevver birikiminin;
Tekmelenen,
Yerlerde sürüklenen,
Haksız yere gözaltına alınan vatandaşların, hele çocukların haklarını yedirmeyeceğini gördük.
Demokratik ülkelerde yüzyıllardır var olan “kamuoyu baskısı”nın, ülkemizde de uyanmaya başladığını, vatandaşın da bunu fark ettiğini gördük.
Bu uyanan kamuoyu sayesinde halktan hiçbir şeyin saklanmasının mümkün olmadığını, saklanmaya çalışılan gerçeklerin mutlaka ortaya çıkacağını gördük.
Sedat Laçiner, “İçeri hain dolu, dört tarafımız da düşman’ edebiyatına dönüyorsak bişeyler ters gidiyordur.” diyebildiğine göre; iktidar yanlılarının da hakikatleri teslim etmeye başladığını gördük.
Bütün bunları üst üste koyunca, Soma faciasının öncekiler kadar kolay unutulmayacağını, unutturulamayacağını gördük.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’den, 22 Mayıs