Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Soma’da facianın meydana geldiği 13 Mayıs’tan bugüne, dünyanın pek çok yerinde de başka felaketler oldu… Kendi acımızla meşguliyetimiz, haklı olarak, bütün vaktimizi aldığından, çoğunu duymadık… Hatta bazılarının farkında bile olamadık…
Haberdar olabildiklerimiz şunlar:
Balkanlarda, Bosna-Hersek ve Sırbistan’ı sel götürdü… 35 ölü, yüz kadar kayıp vardı.. Bir milyondan fazla insan evsiz kaldı.
Ukrayna’da iç savaş; iki helikopter düşürüldü, bir gazeteci tercümanıyla birlikte öldürülürken, muhaliflerden de 100 kişi öldü.
Suriye iç savaşında her gün, ortalama 100 kişi ölmeye devam ediyor ve artık haber değeri bile taşımıyor…
Kerkük’te bomba patladı, 10 ölü 31 yaralı var.
Nijerya’daki saldırıda 112 kişi hayatını kaybetti.
Çin’de, Uygur Özerk Bölgesi Şinçan’da, pazaryerine bomba atıldı, 32 ölü, yüze yakın yaralı var…
Amerika’da bir çılgının rastgele ateş etmesi sonucu 7 kişi öldü, saldırgan ancak ölü ele geçirilebildi.
Güney Kore’nin başkenti Seul’de otogar yandı, en az 7 kişi öldü.
Ege Denizinde deprem meydana geldi… Yerleşim birimlerine uzak olduğundan can kaybı olmadı. Ama bu vesileyle, deprem anında ve deprem sonrası toplanacağımız boş alanların doldurulmuş, AVM yapılmış olduğunu öğrendik!
Gaziantep’te sel meydana geldi, bir kişi öldü.
x x x
“Kaza”lar, “tabii afet”ler elbette olabilecek…
Ama öldürmesi, bu kadar sık olması, bu kadar fazla can kaybına yol açması normal mi?
Meselâ; normalde, kırk yılda bir olması gereken sel felaketlerinin, hemen her gün meydana gelmesi neden?
Küresel iklim değişikliğinin bir sonucu değil mi?
Bunun müsebbibi, dünyayı alabildiğine kirleten, ısıtan insanoğlunun kendisi değil mi?
Bunun gibi adına;
Kaza,
Afet,
İç savaş-Terör dediğimiz “facia”lar insan ihmali, hatta kastı neticesi değil mi?
Bunların bitmesi, bir daha yaşanmaması için her gün dua ediyoruz ama felaketler bitmiyor, hatta artıyor!
Dualarımız neden kabul edilmiyor?
Çünkü “olmayacak duaya âmin” diyoruz.
Olayların sorumluluğunu üzerimize hiç almıyoruz.
Biz kirleteceğiz, yerküreyi ısıtacağız, silah yapacağız, kâr hırsıyla onu satacağız, çürük binalar yapacağız, işyerlerinde, maden ocaklarında gereken tedbirleri almayacağız ve her gün, her Cuma, her kandil “Allah’ım bizi afetlerden koru” diye dua edeceğiz.
Buna Allah razı olur mu?
x x x
O vakit, gelin, başka türlü dua edelim.
“Facia”lardaki sorumluluğun tamamen bize ait olduğu şuuruyla dua edelim. Allah’tan bizi “ıslah” eylemesini ve ÇEVREYE duyarlı kılmasını samimiyetle niyaz edelim.
Ülkeyi ve dünyayı yönetenlerin da “ıslahı”, Yaradan’ın onların yüreklerini “şefkat” ve “merhamet” duygularıyla doldurması için dua edelim.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER'dan
