Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Montaj”
tuhaf bir kelime!
Güzel Türkçemize sonradan “montajlandığından” olsa gerek… Yani eklemlendiğinden, yani
yapıştırıldığından!
Vatandaşla “montaj”ı tartışamıyorsunuz… Tıpkı “kumpas”ta olduğu gibi!
Böyle kelimeler bizim duygu ve düşüncelerimizi tam olarak
yansıtamıyorlar.
Bize uymuyor, anlamıyoruz, bilmiyoruz!
Sanırım, çoğunuz “punç”u da bilmezsiniz!
Ben de bilmezdim… Aziz Nesin anlatıyor… Ondan öğrendim.
“Punç”un “montaj”la alâkası var mı?
Bilmem, belki de vardır!
Önce, Aziz Nesin’i bi okuyalım:
“Ne zaman anlayamadığım bir sorun,
içinden çıkamadığım bir durum olsa, Sarıçizmeli’ye gider, sorar, danışır,
öğrenirim.
Gel zaman git zaman şu reform
söylentileri çıktı. Kimi reform şöyledir, kimi böyledir, dedi. Kimi iyidir,
kimi kötüdür, dedi. İyice aklım karıştığından varıp Sarıçizmeli’nin yanına, ona
danıştım:
Sarıçizmeli yine her zamanki gibi,
‘Benim böyle işlere aklım ermez, sana bir hikâye anlatayım da dinle! dedi.’
Anlattı:
Bizim köylülerden biri, bir kış günü
bir şehirli tanıdığına konuk gelmiş. Kentli ona güzel bir içki sunmuş. İçki
köylünün öyle hoşuna gitmiş ki, ‘Aman bu içki pek güzelmiş, adı ne bunun?’ diye
sormuş. Kentli de içkinin adının ‘punç’ olduğunu söylemiş. Köylü bu kez,
içkinin nasıl yapıldığını sormuş. Kentli de anlatmış: ‘üç bardak kadar çaya bir
kadeh konyak karıştırır, üzerine de yarım limon sıkarsın, punç olur’ demiş.
Köylü evine gidince hemen punç yapmış. Bir zaman sonra yine kentlinin evine
gelince, ‘Yahu o senin dediğin punçu yaptım, ama berbat, kötü bir şey oldu,
içilecek gibi değil,’ demiş. Kentli, “Nasıl yaptın diye sorunca; ‘Eve vardım.
Karıya, çabuk çay getir dedim. Karı, evde çay yok, kahve var, dedi. Çay da bir,
kahve de bir, getir dedim. Karı, evde konyak yok, şarap var, dedi. Konyak da
bir, şarap da bir, getir dedim. Şarabı kahveye boca ettim. Sonra karıya limon
getir dedim. Karı limon yok, sirke var dedi. Sirke de ekşi, limon da, getir dedim.
Onu da kattım. Dediğin gibi çalkaladım. Bir de içtim ki zehir…’
Sarıçizmeli’ye sağlıcakla kal deyip
yanından ayrıldım.” (Gözünüz
Aydın Efendim, Nesin yayınevi, S. 138)
x x x
Hayvanat Bahçesi Müdürlüğünden TÜBİTAK’a atanan yeni müdüre, “rapor”un nasıl hazırlanacağı, nasıl yapılacağı mutlaka anlatılmıştır da, bakalım o, anlatıldığı gibi yaptı mı, yazdı mı?
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER'dan