Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Henri Charriere, Venezuella bayrağı için; “Ülkemin
bayrağı... Benim için en coşturucu simge. Büyük bir ulusun, benim ulusumun en
soylu niteliklerini bir kumaş parçasında toplayarak her normal insan gibi benim
de coşmamı sağlayan simge.” diyor.
(Kelebek, Henri Chariere, 1969, e yayınları, Türkçesi: Aydil Balta )
Henri Charriere kim?
Namı diğer “Kelebek”!
Hayatını anlattığı “Kelebek” adlı eserin yazarı. Bir Fransız olarak doğmuş ve yaşamış, hayatının
sonuna doğru Venezuella vatandaşlığına kabul edilmiş olan onu, yeni ülkesinin
bayrağı, “her normal
insan gibi” coşturuyorsa,
biz de “her normal insan
gibi” Türk bayrağı
üzerinde titizleneceğiz elbette.
x x x
Bir Amerikan filmi seyrediyorsunuz... Bir aşk
filmi... Oğlanla kız buluşacak.
Kamera gökyüzünden yere doğru geniş
bir açıyla yaklaşıyor, ekrana önce kocaman bir “Amerikan bayrağı” giriyor. Bütün ekranı kaplıyor. Temiz,
pırıl pırıl, yepyeni. Film için hazırlandığı belli. Bir rüzgâr çıkıyor, nazlı
nazlı dalgalanıyor... Ondan sonra oğlanla kız buluşuyor.
Başka bir Amerikan filmi... Konu
mafya... Film bir kışlada başlıyor. Bir askerî jeep... Önündeki flama direğinde
bir “Amerikan bayrağı”. Jilet gibi ütülü... Parlak renkleri “al beni” diyor. Bayrak bütün ekranı dolduruyor.
Sonra bayrak yavaş yavaş uzaklaşıyor ve mafya vurdu-kırdısı başlıyor.
Bunlar tesadüf mü? Laf olsun, süre
dolsun diye mi yapılıyor?
x x x
Örnekler sayısızdır. “Her normal millet” bayrağına karşı hassastır.
Bizim gibi binlerce yıllık bir
tarihi olan milletler için ise çok daha anlamlı çağrışımlar uyandırır.
Bütün bir maziyi; zaferleri,
bozgunları, acıları, sevinçleri, dili, edebiyatı, gelenek-görenekleri, ecdadı,
şehit ve gazileri hatırlatır.
Bayrağa sahip çıkmak, “her normal insan gibi” bizim için de hem bir “borç”, hem bir “hak”, hem de bir “vazife”dir.
“Her normal millet” gibi biz de bayrağımıza önem ve değer veriyoruz.
Bunları, 29 Mart 2013 tarihinde yazmıştım… Şimdi
şunu ilave ediyorum:
Diyarbakır’da bir
askerî birlikten bayrak indiriliyor…
“Analar ağlamasın” diye, bayrağı indiren kişiye müdahale edilmiyor…
Şu sual ve düşünceler kafalara hücum ediyor:
1.
Analar ağlamasın, güzel… Ama bayrak kan ağlıyor! Bayraklar
kan ağlasın mı?
2.
Bayrağa takılmayın, barış daha önemi diyenler var… Tamam,
siz de bayrağa takılmayın, bırakın gönderinde dalgalansın.
3.
Şehir dışındaki bir askerî üsteki bayrağa tahammülü
olmayanların şehir içindeki bayrağa tahammülleri olabilir mi?
Bayrak indirilen bölgedeki okullarda,
Resmî dairelerde,
Belediyelerde bayrağımız göndere çekiliyor ve
dalgalanıyor mu?
Hayır, bayrağa takıldığımdan değil, o bayrak orada
yüzyıllardır “rutin” bir simge olarak bulunduğu için merak ediyorum… Yerinde
duruyor mu diye!
x x x
ONLAR
Yurda,
baş dedikleri bir
Ağır
adakla geldiler.
Ve
şu bayraksız dünyaya,
Bayrakla
geldiler.
Kopardılar
ayı gökten,
Bir
ipek dala astılar...
Yurt
dediler, gölgesine
Ayaklarını
bastılar.
Arif Nihat ASYA (Bayrak
Şairi)
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, HÜRRİYET’ten