Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Irak Şam İslam Devleti diye bir oluşum var… Uzun uzun “Irak Şam İslam Devleti” denmiyor da, kısaltması olan IŞİD yazılıp, söyleniyor.
Türkçede böyle bir kelime yok… İnsana, “işit” gibi geliyor…
Sanki ilahî bir ses aylardır, hatta yıllardır kulaklarımıza ve şuurumuza, “işit, işit” (aslında, yüzyıllardır, “işitip ders alın”) diye haykırmaktadır.
İşiten kulak nerede?
Uyanan şuur nerede?
İkazlarla uyanmayınca, şimdi soğuk duşla çarpılmış gibi şoke oluyoruz!
x x x
Ne iştir, kimdir, nedir bu IŞİD?
İşi, işlevi, maksadı, hedefi nedir?
Kim kullanıyor, kimler destekliyor?
Ağırlıklı olarak IŞİD’den, “terör örgütü” diye bahsolunuyor!
Gerçekten de öyle mi?
Peki, o vakit, adındaki “Devlet” ne demeye geliyor?
x x x
MANŞETLER İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINI ANDIRIYOR
Televizyonlar, “MUSUL DÜŞTÜ” ibaresini son dakika haberi olarak dünyaya duyurdular. Gazeteler, “MUSUL DÜŞTÜ” manşetleriyle çıktı…
Bazen denk gelirsiniz, TV’de İkinci Dünya Savaşı belgeseli yayınlanıyordur, bir gazete ekranı kaplar… Üzerinde kocaman harflerle, “PRAG DÜŞTÜ” gibi başlıklar görürsünüz…
2014’te “Musul düştü”…
Demek Üçüncü Dünya Savaşındayız!
Anlayana!
Musul düştü!
Kim düşürdü?
IŞİD!
Çoğunun “terör örgütü” dediği IŞİD!
Bir terör örgütü, “bağımsız” bir devletin ikinci büyük şehrini, “pat” diye ele geçirebilir mi?
Öte yandan, Musul nerede?
Irak’ın kuzeyinde, sınırdan 80 kilometre içeride…
İşe bakın! Ülkenin doğusu, batısı duruyor, kuzeyi, güneyi duruyor, devlet sınırlarını koruyor ama ortalarında bulunan büyük bir kent “başka bir güç”ün eline geçiyor!
Bu hiçbir askerî ve coğrafî mantıkla izah edilemez…
Derseniz ki bunlar terörist, zaten ülkenin içindeydi… İşte, öyle ele geçirdi…
O vakit, derim ki, hiçbir terör örgütünün gücü büyük bir şehri ele geçirmeye yetmez…
Yok, derseniz ki, hayır, bu adı üstünde bir devlet, neticede, Musul’u ele geçiren bir devlettir…
O vakit de derim ki, bir devlet başka bir devletin toprağını sınırlarından başlayarak işgal edebilir… Ortasından edemez… Çünkü arkasını sağlama alması lâzım, arkasında lojistik desteğini sürdürecek bir alanı olması, yani gerçek bir devlet olması lâzım!
Musul’un düşmesi bu şartlara hiç uyuyor mu?
Hayır, uymuyor… Tek mantıklı açıklama şu: Devlet içinde “uyuyan” bir devlet varmış, belki Saddam’ın “Devrim Muhafizları”, yıllar önce uyanmış, bir kısım halk desteğini de almış ve artık, görünen devlete kafa tutuyor!
Türkiye'yi de tehdit eden o "devlet" kendisi uyanmış, bizi uyutmuş!
Sesini, hatta haykırışlarını işitememişiz!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’dan
