Beni biliyorsun Allah’ım!
Beni anlıyorsun Allah’ım!
Haddimi ve sınırlarımı aşmıyorum Allah’ım!
Beynimde ve ruhumda oluşan sarsıntıları ve
depremleri biliyorsun Allah’ım!
Sen beni biliyorsun Allah’ım, ben de Seni biliyorum
Allah’ım!
Bunu hissediyorum Allah’ım!
Kime bir şeyler sorabilirim ki Sen varken?
Kimden bir şeyler bekleyebilirim ve isteyebilirim ki
Sen varken?
Kimden yardım ve zafer umabilirim ki Sen varken?
Hele Müslümanlığın ve dahi İnsanlığın tükendiği bir
dünyada kime sığınabilirim?
Kime kaçabilirim gecenin sessizliğinde, şafakların alacakaranlığında?
Sen’den kudretli biri mi var ki?
Sen’den daha çabuk yetişen biri mi var ki?
Sen’siz hayat mı var ki Allah’ım?
Daha ne zamana kadar böyle gidecek?
Kaç çocuk ölecek daha?
Kaç anne ağıt yakacak?
Kaç baba davasını emanet edecek evlattan mahrum
kalacak?
Zulümlerin hesabını soracak çocuk kalmayacak bu
gidişle.
Evler başlara yıkılacak ne zamana kadar?
Topraklar işgal edilmeye ne zaman son verilecek?
Domuzlar ne zamana kadar azgınca ve vahşice
saldıracaklar?
Bir bulantı hissediyorum yüreğimde Allah’ım!
Daralıyorum, çaresizlik kahrediyor beni.
Keşke çaresiz olmasam diyorum.
Tam karşımda bir Siyonist iti sezer gibi oluyorum ve
tam alnının ortasına nişan alıyorum ve bir anda gerçekler beni uyandırıyor ve
çaresizliğin derinliğine hapsediyor.
Çaresizleri görürken çaresizlikte nedir bilemiyorum.
Kahret artık bu itleri Allah’ım!
Kahret ki gülsün ağlamak kaderleri olmuş masumlar,
mazlumlar.
Kahret ki bahar gelsin kandan başka şeye şahit
olmamış topraklara.
Kahret ki fer gelsin yaştan başka şey düşmemiş
yanaklara.
Kahret ki huzur gelsin, yaşam gelsin ölümden başka
şey tatmayan ocaklara.
Gülmekten korkan Arap şeyhi ve kodamanı köpekler
gülümsesin!
Artık yardım edelim mi, etmeyelim mi diye
düşünmekten kurtulacakları bir halkın varlığını hissetmeden.
Keyiflerince yaşasınlar!
Siyonistin, coninin, toninin bankalarında ki
hesaplarını düşünmekten kurtulsunlar!
Hesap vermek zorunda kalmasınlar köpekler!
Siyonistin köpeği aşağılık Arap şeyhleri,
kodamanları, alimleri.
Sahur ve iftar vakti ölüyor çocuklar!
Bayrama bile doğamayan çocuklar var!
Tam bayram nedir bilmek üzereyken ölen çocuklar.
Ve tarafsız kalabilir mi mazlumla zalim arasında
Müslüman.
Böyle şeyler söyleyebilir mi İnsan ve Müslüman olan?
Tarafsız kalalım ki, daha çok ölsünler.
Ölümlerle zalimleri güldürsünler.
Tarafsız kalalım ki, zalimler daha çok ocak
söndürsünler.
Dünya nimetleri uğruna zalimlere gülümsemek ne
demektir bilmez bombalarla parçalanan bedenler.
Susmak nedir, tarafsız kalmak ne demektir anlamazlar
ölüme gülümseyerek gidenler.
Allah’ım ne zaman kahredeceksin dünya zalimlerinin
köpekliğini yapan Siyonistleri?
Kaç zaman daha sürecek bu katliamlar?
Ne zaman onuru kuşanacak Müslümanlar?
Ne zaman dünya nimetleri peşinde koşmaktan yorulup
gerçeğe yüzlerini dönecekler İnsanlıktan ve İslam’dan dem vuran sahtekarlar?
Ne İslam’ın izzetini koruyabildik, ne de kendi
izzetimizi.
Bir buçuk milyar Müslüman’ın tükürükle boğacağı
aşağılık, mikrop, şerefsiz, kahpe dölü Siyonist kan ağlatıyor Müslüman’a.
Ve Müslümanlar bu köpeğin dünya felsefesine göre
yaşam sürüyor.
Bu köpeğin silahlarından korkuyor.
Korkakların kazanacağı zafer var mıdır Allah’ım?
Korkakların duası nasıl olur ki?
Kokakların hayatı var mıdır ki?
Allah’ım artık kahret ne olur Kahhar ismi celilinle
Müslüman coğrafyasını kızıl kanlara boyayan kudurmuş iti.
Ve direnç ver, bilinç ver, şuur ver, uyanıklılık ver
ahmak Müslüman’a.
Kendini bilme, tanıma, kendine gelme, korkaklığı
atıp cesareti kuşanma kudreti ver kendi kendini sefilleştiren Müslüman’a.
Önce Müslüman’a kaybettiği şerefini geri ver, sonra
da şerefsizlere şeref nedir öğret Allah’ım!
Müslüman’a düşman olan şerefsizlere, namussuzlara,
alçaklara akıl ver.
Kendi kendine düşmanlık eden aptal, alık, akılsız
Müslüman’a da feraset ve basiret bahşet.
Allah’ım çaresizlerin yegane çaresi Sen’sin.
Artık dünya Müslümanlarına birleşme, kenetlenme,
ümmet olma bilinci ve gücü ver.
Allah’ım artık o gidince dünyadan nizamında gittiği
Türk’ü eski satvetine geri döndür ve zulümleri Türk’ün gücüyle tarihe gömdür.
Amin.