Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Önce, şu mübarek günlerde, “Allah kimseyi zorunlu misafir durumuna düşürmesin… Kimseyi evinden-barkından-yurdundan ‘cüda’ etmesin” diye dua edelim…
Hakikaten güç, katlanılması, tahammülü zorun zoru bir durum!
Suriyelilerin vaziyeti biraz farklı… Onları Türkiye’ye biz davet ettik… Misafirliğe biz “teşvik” ettik…
“Biz” derken, tabii ben etmedim… Bizim iktidar; hükümetiyle yerel yönetimleriyle teşvik etti… “Onlar bizim misafirlerimiz” dediler, “Elbette onlara kucak açacağız” dediler…
Ve Türkiye’nin her yerine “misafir” geldiler…
2 milyonluk bir sayıdan bahsediliyor…
Bunların bir bölümü “kamplar”a yerleştirilebildi…
Büyük bir bölümü ne halde?
Köprü altlarında, kaldırımlarda, kavşaklarda,
Veya 8-10 aile birden derme-çatma evlerde…
Barınıyor(!)…
Yatıp-kalkıyor…
Dileniyor!
İşin daha acı ve “kriminal” yönleri de var ama daha önce yazdık, mübarek gün o konuya girmeyelim!
“Misafirlerimiz”!
“Misafirlik” bu mu?
Bizim dünyaca ünlü meziyetimiz neydi?
“Misafirperverlik”!
“Yatağını misafirin altına seren misafirperverlik”!
Bu mu?
Davet ettiniz, teşvik ettiniz… Açın evlerinizi, verin yataklarınızı… Yapın gereğini “misafirperverliğin”!
x x x
MİSAFİRLİK UZADIKÇA
Ekranlarda dönüp duran bir “kamu spotu” var…
Hani, deprem sonucu, akrabalarının evine “sığınan”, affedersiniz, “misafir olan” depremzedeler…
En yakınlarının “düzenli”, “dört başı mamur” evinde kalıyorlar… Fakat banyo-tuvalet problem oluyor… Ev sahibi nezaket gösteriyor, “sen misafirsin, önce sen gir” diyor… Misafir, “bu işin misafirliği mi kaldı?” diye sıkıntıyla cevap veriyor. Kısa filmden maksat, “deprem sigortası” yaptırmaya teşvik ki kısa da olsa, akraba da olsa depremzedelerin zorunlu misafirliğini önlemek, hak ettikleri kendi konutlarında kalmalarını sağlamak…
Düşünün, en yakınlarınızdaki “misafirlik” bile ne kadar sıkıntılı…
Hal böyle olunca, başka bir ülkenin, hiç tanımadığınız insanlarının yıllarca sürecek misafirliği ne demek?
Bu, nasıl bir sıkıntıya yol açar, hiç düşünüldü mü?
Nitekim vaziyet ortada…
Eğitimden, sağlık hizmetinden, insanî şartlardan uzak çocuklar, kadınlar, kızlar, delikanlılar, işsiz babalar, boynu bükük aileler, endişeli bekleyişler…
Yer yer “sürtüşmeler-kavgalar”!
Böyle olmaz!
“Misafirlerinize” misafir gibi davranın… Misafir gibi rahat ettirin… Verdiğiniz sözleri tutun!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, YENİÇAĞ’dan
Gazze yıkılırken, çocuklar yakılırken, Filistin Devlet Başkanı ve sanatçılarla iftar sonrası gülümsemesi...