‘PEYGAMBER’E KOMŞU OLMAK’ NE DEMEK?

İsmail Hakkı CENGİZ - 19.08.2014

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Allah seni Peygamber’e komşu yapsın” diye dua alırız, bazen!

“Peygamber’e komşu olmak” ne demek?

İnsan ömrünün büyük bir bölümü komşularla, komşuluk ilişkileriyle geçiyor.

“İyi komşu” almışsanız, komşunuz iyiyse, uyumluysa; hoş, ahenkli, mutlu ve huzurlu bir hayatınız oluyor…

Yok, uyumsuz-anlayışsız komşu veya komşularınız varsa; hayat çekilmez bir hâl alıyor… Zaman zaman canınızdan beziyorsunuz!

Şu kısacık hayatta bu iş böyleyse, sonsuz olduğuna iman ettiğimiz “öte dünya”da komşuluğun kıymetini varın hesap edin, artık!

Elbette en iyi, en ideal komşu Peygamber olacaktır… Ona komşu olabilmek sonsuz huzuru kazanabilmek demek! Hâl böyle olunca, mesele de Peygamber’e komşuluğa lâyık olabilmekte düğümleniyor!

Peki, Peygamber’e komşuluğu nasıl kazanabiliriz?

İbadet etmekle, hatta dua etmekle Peygamber’e komşuluğu hak edebileceğimiz kanaatinde değilim…

“Amel”le, “iş”le, “davranış”la, “eylem”le, en önemlisi de bu eylemler dolayısıyla “DUA ALMAKLA” Peygamber’e komşuluğa lâyık olabileceğimize inanıyorum.

Şunun gibi:

“Hz. Musa (as) cennetteki en yakın komşusunu merak ederek Allah’a sorar. Allah şehrin kasabını işaret edince, şehre koşup kasabı tanımak ister. Kasap misafirini iyi karşılar ve evine davet eder. Eve vardıklarında kasap hemen bir çorba hazırlar. Bir zembili indirip içindeki yaşlı kadını besler, elbiselerini temizler, ihtiyaçlarını giderir ve yerine kaldırır. Zembilden bir mırıltı duyulur: ‘Allah seni cennetinde Musa peygamberine komşu yapsın.’

Kasap misafirine yönelir: ‘Bu benim annemdir. Ben vaktiyle bebekken şefkatle bakıp beni büyüttü. Şimdiyse böyle hasta ve kötürümdür. Her akşam gelince önce ihtiyaçlarını karşılar ve yediririm. Sonra da böyle dua eder.’ Hz. Musa (as), ‘Ne mutlu sana. Allah annenin duasını kabul etti.’ Der”. (Sevgi Zekâsı, Muhammed Bozdağ, S.52)

İnsanın ömründe alabileceği en güzel dua böyle bir dua olsa gerek!

Bu, kesiksiz, sonsuz bir huzura aday olmak demek!

Peygamber’e komşu olmak; bütün peygamber dostlarına, bütün iyi insanlara da komşu olmak demek!

En tatlı sohbetlerin, doyumsuz muhabbetlerin kurulacağı sofralarda oturmak demek!

Herhalde, peygamber dostları Mevlana, Yesevi, Yunusla…

Hacı Bayram, Hacı Bektaşi Velilerle…

“Su Kasidesi”nin şairi Fuzulî’yle de komşu olmak demek.

Komşuluk deyince, zaman ve mekânla sınırlı olmayan o “öte âlem”de, elbette bütün yakınlarım, dostlarım, arkadaşlarım, akrabalarımla da komşu olabileceğimi düşünüyorum…

Onlara yeniden kavuşmak hayali ölümü korkulur ve acı bir şey olmaktan çıkarıyor…

Ayrıca bendeniz, Sokrates, Eflatun, Mahatma Gandi, Aleksandr Soljenitsin, John Steinbeck, Emile Zola, Victor Hugo gibi “dâvâ adamı”, filozof ve romancılarla…

Namık Kemal, Mehmet Akif, Cemil Meriç, Arif Nihat Asya, Atsız, Aziz Nesin, Neyzen Tevfik, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu gibi “karakter adamı”, düşünür ve ediplerle komşu olacağımı da umuyorum…

Onların her birisiyle sohbet…

Allah’ım ne heyecan verici!

Nasip et!

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’DAN


Tarih: 19.08.2014 Okunma: 759

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?