HABERTÜRK
Başbakan’ın “Cesaret Madalyası” 10 yılını doldurmuş demek.
Madalyayı takan Amerikan Yahudi Komitesi, (Gazze’yi görmeden) Erdoğan’ı gördü ve madalyayı geri istedi.
Başbakan da iade kararı açıkladı.
Tamam da, madalyalı 10 yıl boyunca Gazze müreffeh, bağımsız, çocukların şeker de yiyebildiği bir yer miydi?
***
14 yıl önceye gidelim.
İsrail yine Filistinliler’in ve Gazze’nin de üzerine binmiş.
İsrail uçakları ve tankları çoluk çocuk girişmiş!
Ankara’da DSP, MHP, ANAP’tan müteşekkil ulusal solcu, milliyetçi, liberal hükümet, “ulusalcı-cumhuriyetçi” paşaların ısrarıyla İsrail’e tank ihalesi vermekle meşgul.
O kadar takmışlar ki kanka tanka kafayı; Filistinli çocukların birer birer düşüşünü göremiyorlar.
Batık İsrail Savunma Sanayi firmasına ihaleyi elden teslim ediyorlar.
Ki o da canlanıp kanlanıp İsrail ordusunu daha güzel besliyor.
Büyük merkez medyada aleyhte haberler neredeyse sansürlü.
O vakit “özgürlükçü muhalif, iktidardan bağımsız” olan muhafazakâr medyada haber ve yazılar çıkıyor.
Ben de inatla yazıyorum; ihalenin iç ve pis yüzünü.
Devrin Genelkurmay Başkanı “Yahudi düşmanı” deyiverdi!
***
Merak ediyorsanız, bugünün iktidar efendileri, Erbakan’ı 28 Şubat’la baş başa bırakıp yeni bir partiyle seçimi kazanmak üzere yola çıkmışErdoğan, Arınç ve de Gül’ün o günkü demeçlerine bakın.
Özetle hep şöyle:
“İktidara gelir gelmez bu ihaleyi iptal edeceğiz.”
Oh, işte… Duyarlı bir siyasi ses.
O ses seçimi de kazanıp tek başına iktidar oldu.
Pekiyi sonra ne oldu?
***
İktidarın iki yılı bile dolmadan, Başbakan Amerikan Yahudi Komitesi’nden “Cesaret Ödülü” aldı.
Tamam, kutlarız; lakin hani ihale iptal edilecekti!
İptal edilmedi; Arınç’ın kadın iffeti için buyurduğu kelimelerle “etik dışı” o pis iş uzadı, 2010’u buldu teslimat.
2004, “Oraj” Paşa’nın da F-16’yı bizzat kullanarak İsrail’e “business” için uçtuğu günler.
Unutmayın ki, ihalenin uzayıp sürdüğü dönemde, 2008 yılı, Gazze’nin bugünkünden de büyük bir İsrail şiddetine, açıkça mezalime kurban gittiği; 1000’i sivil, 1500 Filistinlinin, 300’ünün çocuk çocuk öldürüldüğü yıl.
Ne oldu?
İhale mi iptal edildi?
Madalya cesareti mi gösterildi?
***
Bakın “madalya” günlerinde neler olmuş?
Başbakan ve devrin kutucularından Unakıtan, “İsrail sermayesi”nin en önemli temsilcilerinden Ofer’e Kuşadası limanını “Cesaret madalyası” olarak sunmuşlar.
Başkasının alması üzerine iptal edilen, davası 2010’a kadar 7 yıl süren ihale ile!
Sonra 2005’e gelmişiz.
Tank ihalesi yine İsrail’de; Ofer ise Galata’da.
TÜPRAŞ’ın yüzde 15 hissesi bir gece yine Unakıtan eliyle Ofer’e teslim edilmiş bonus olarak; özelleştirme olunca eldeki hisseler katlansın, kanatlansın diye!
Galata Limanı’nı da iptale kadar elden teslim almış neredeyse.
Bizim yazılar yine peşinde. Yandaş medya henüz tam oluşmamış; orada bile muhalefet var. (Ben de zaten Sabah’ta yazıyorum o yazıları!)
Hürriyet mesela, o günkü yönetmeni marifetiyle “Ofer’in tanıtım şirketi” gibi.
Sivil toplum örgütleri ayakta.
Başbakan bizim gibilere karşı kızgın kızgın konuşuyor:
“Zamanın ruhunu ıskalayanlar. Yatırımcı beğendiremiyoruz. Mazilerine bakın. Kimi eski komünist kafa dese de ben sermaye ırkçısı diyorum. İleride bugünün tarihi yazılınca matbaayı geciktiren zihniyetle aynı safta anılacaklar.”
Aynı gün İsrail Enerji Bakanı Ankara’da: “Eskiden sadece güvenlik görüşürdük. Şimdi yatırım görüşüyoruz.”
***
Şimdi bir ara sıcak özet:
Göğüste cesaret madalyası…
Limanda İsrailli Ofer hegemonyası…
Ofer’in cebinde TÜPRAŞ rantı…
Konya’da İsrail F-16’ları…
İsrail’de Türkiye’nin tank ihalesi…
Kısaca, Madalya Cesareti!
***
Gerisini 2010’dan bir yazımdan aktarayım:
1. İsrail’de bir Sammy Ofer İletişim Okulu var. Dünyanın en zengin 134’üncü kişisi, İsrail’in en varlık sermayedarı.
2. Kendi beyanlarıyla, okul 2008 Gazze katliamı sırasında ABD’deki StandWithUs grubuyla, HelpUsWin.org yoluyla, katliamı aklamak için koyu propaganda yaptı.
3. Dekan Lemelstrich-Latar dedi ki: “Öğrenci ve öğretmenler, İsrail hükümeti ve devlet ağlarıyla, yeni medya operasyonunu yürüttü.”
4. Okul kadrosundan Prof. Uzi Arad, Netanyahu’nun ulusal güvenlik danışmanı; eski Mossad şefi.
5. Okul, İsrail ordu ve istihbaratına yakın Disiplinlerarası Merkez’in bir parçası.
6. Ordunun en seçkin mensupları parasız eğitim görüyor; gemi baskınlarındaki deniz komandoları da. Mossad bir çok elemanı buradan seçiyor. En varlıklı İsrailliler ve ABD’dekiler de finanse ediyor.
7. Okul, “Yeni medya diplomasisi için Asper Enstitüsü” kanalıyla propaganda yürütüyor.
Gazze katliam ve ablukasının propaganda merkezi; gemilere saldırıp sivilleri katleden komandoların eğitim mecralarından biri arkasındaki sermayeye siz liman ve denizinizi vermişsiniz…
Acaba tarih hakikaten nasıl yazacak?
***
Geldik bugüne.
Madalya iade ediliyor, istek üzerine.
Ancak, seri yargı kararlarına rağmen, Ofer’den ne Kuşadası limanı, ne Tüpraş hisseleri geri alınabiliyor.
Çünkü hükümet, başta Danıştay, onca yargı kararını tanımamakla kalmadı…
Bir de yeni bir kanun çıkarttı; bu armağanlar verilen kişilerden geri alınamaz diye.
Hem de… Lütfen burasını vicdanınızla da okuyun:
301 Somalı madencinin, 432 yetiminin “ölü hakları” için kanun çıkarılırken, adeta onların kefenine sıkıştırılarak torbaya atılan tamah ve günah maddesiyle!
Ofer’i ve Havuz Medyası ile havuz “mütayitler”ini de kollayan kesif yüzsüzlükle!
***
Hakikaten…
Cesaretin bu kadarı da fazla!
Not: Bu konudaki inatçı yazıların kısmi bir arşivi için aşağıdaki yazı ve sonundaki bağlantılara bakabilirsiniz.