Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Hz.
Musa’ya verilen “10 Emir”in
ilk ikisi, “Allah’a ortak koşmayı”
menediyor, Üçüncüsü, “Rabbin adını boş
yere ağzına almayacaksın” diyor…
Bildiğiniz gibi, Kur’an da “Allah’a ortak koşma”yı şiddetle, defalarca ve ısrarla meneder.
Bu ısrar nedendir?
Haddizatında, Allah’a inandıktan sonra ona ortak
koşma zaten söz konusu olmayacaktır.
Lâkin başka tehlikeler var…
Gizli…
Şuur altından gelen ve şuur
dışı olan!
İlki,
“büyüklenme-kibirlenme”…
Şirke bulaştığımızın farkında
bile olmadan sabah-akşam yaptığımız övünmeler…
Çocuklarla gurur duyma, onların
iyi okullarda okuduğu, takdir aldıkları, iyi yerlerde çalıştıkları, çok
kazandıklarıyla övünmek…
Ötekinin onu yiyemediğini, bunu
giyemediğini, oraya gidemediğini, şundan mahrum kaldığını ima etmek…
Soyuyla-sopuyla, asaletiyle(?),
arazisiyle, mülküyle, şuyu veya buyuyla övünme, sürekli “ben, ben, ben” diye tutturmak…
Bütün bunlar kendimizi üstün,
diğerlerini aşağı görmek, Allah’a ortak koşmak demek…
Şunu düşünelim: Birisi
yanımızda övündüğünde, “ben, benim
malım, benim çocuğum, benim torunum” deyip durduğunda ne hissediyoruz?
Sıkıntı… Rahatsızlık… Bir
bitirse… Hatta bir an evvel gitse, öyle değil mi?
“Topraktan
yaratılan” ve birbirine eşit olan insanoğlunun, kendini diğerinden üstün
görmesi ne büyük gaflet!
x x x
NAMAZ
KİBİRLENMEYİ ÖNLEMEK İÇİN FARZ KILINMIŞ OLABİLİR Mİ?
Yaratıcı, elbette insanın kibirleneceğini
bildiğinden buna bir tedbir olsun, onu önlesin diye “namaz”ı farz kılmış olabilir mi? İnsanın alnı secdeye varsın,
toprağa değsin, “toprakla bir”
olduğunu “5 vakit” hatırlasın ve
hatta “burnu sürtülsün” diye… Gelgelelim,
bu şuurla mı secdeye varıyoruz? Namazın en önemli işlevi bu olduğu halde, bazen,
namaz kılanın da büyüklendiğine, hatta namazı da bir övünç vesilesi yaptığına
şahit olmuyor muyuz?
Şirk üstüne şirk…
x x x
Diğer
tehlike, “kendimizi küçük görmek”…
Başkasını göklere çıkarmak…
Patron olur, hoca olur, siyasetçi olur… Rızkın, Allah’tan değil de onlardan
geldiğine inanmak…
Mevki-makamca veya maddeten
bizden üstün olanların önünde eğilmek… Onları ağız dolusu övmek, kendimizin ise
bir hiç olduğunu hissetmek ve hissettirmek…
Bu da şirk…
Hem de iki kere şirk…
Hem Yaradan’ın insanları “eşit” yarattığını kabul etmeyip, bizi “aşağı”, ötekini “üstün yarattı” zannıyla Allah’a iftira ediyor, hem de bizimle eşit
yaratılmış bir “kul”a kulluk ederek
şirke bulaşıyoruz.
Öte yandan, kendimiz eğilip,
karşımızdakini de yücelterek onun da yoldan çıkmasına sebep oluyoruz…
Korkunç!
x x x
Büyüklenme
veya kendini küçük görme…
Hayatının en az bir döneminde
bu hataları yapmayan insan olabileceğini sanmıyorum…
Ama işte, artık bunların “Allah’a ortak koşma” olduğunu hatırladık-öğrendik.
Tövbe edelim ve bir daha bu
büyük günahı işlemeyelim!
Hz.
Peygamber, “Övücünün yüzüne toprak
serpin” diyor!
Çünkü övme de övünme de huzuru
kaçıran, toplum düzenini bozan büyük günahlar…