Bu dünyada herkese yer var.
“Hayat kendine karşı gelenleri er veya geç yok eder” diyor, Nobel ödüllü, Fransız tıp doktoru Alexis Karel, “Başarının Sırları” adlı eserinde… Devam ediyor; “Fakat onun cezası insanların verdiği cezaya benzemez. O hem kördür, hem de apaçık görür. Genellikle suçluyu bırakır fakat onun soyundan gelenleri mutlaka bulur.
Komşusuna iftira edenler, evinde geçimsiz olanlar, müşterilerini aldatanlar, yalan söyleyenler, işçilerini istismar edenler, kendilerine olduğu gibi millete de zarar veriyor.”
Çok yıllar önce, bilhassa Batı dünyasını uyarmak için yazılmış olan satırlar, sanki bugün, Mecidiyeköy’deki toplu cinayet dolayısıyla bizi ikaz ediyor!
Karel’e göre, hayat, “genellikle suçluyu bırakıyor fakat soyundan gelenleri mutlaka buluyor”… Demek hayatın cezası bir kuşak sonra tecelli ediyor… Tabii aradan yıllar geçtiği için takibi zor fakat olayları izleyenler, geçmişi bilenler bu cezaların gerçekleştiğini görüyor.
Bununla beraber, bendeniz, hayatın cezalandırma süresinin de kısaldığını gözlemliyorum.
Yukarıdaki, “iftira edenler, yalan söyleyenler” ibarelerine dikkat etmişsinizdir.
Bu günahı işleyenleri hayat son derece çabuk cezalandırıyor…
Biliyorsunuz, yakın mazimizde bir “Ergenekon” hadisesi yaşadık… 2007’den 2013’e kadar sürdü… Bu dönemde aklımıza gelen her türlü suç, felaket, patlama-çatlama “Ergenekon Örgütü”ne yüklendi… Afyon’daki patlamayı bile Ergenekon’a mal edenler çıktı. Neredeyse, Çemişkezek’deki köylünün başına düşen yıldırımdan bile “Ergenekon” sorumlu tutuldu.
Bunu en fazla yapan da Cemaat medyası değil miydi?
Şimdi, bu “Cemaat”e, “paralel” adı takıldı… Üstelik eski “ortak”ları tarafından…
Artık, memleketteki her türlü suç, geçmişte bile işlenmiş olsa, her türlü olumsuzluk, felaket, kaza(!), “Paralel”in işi gibi gösterilmeye çalışılıyor. Kim çalışıyor? Eskiden, her taşın altında “Ergenekon” arayan zihniyetin yarısı… “Paralel” kim? Eskiden, her taşın altında “Ergenekon” arayan zihniyetin diğer yarısı!
Bu ikisi birden, Malatya’da 2007’de işlenen Zirve Yayınevi cinayetinden, “Ergenekon”u sorumlu tutuyorlardı.
İlk yarı, şimdi, o cinayetten diğer yarıyı sorumlu tutuyor, “Paralel”lerin işi diyor.
Daha evvel, aynı suçun altında “Ergenekon” parmağı arayan Cemaat ise, bu suçlamalara karşı, “her taşın altında paralel yapı arıyorlar” diye feryat ediyor…
Cezalandırmanın süratini gördünüz mü?
Demek artık, “Hayat” kuşaklar boyu beklemiyor, “mahşere” bırakmıyor, cezayı “akşama” kesiyor!
Yalandan ve iftiradan korkun!
Allah’tan korkun!