Meyad’dan sanata ve sanatçıya uzanan el

Hüseyin ŞİNASİ - 13.09.2014

                        

Mersin Yazarlar Derneği Başkanı ve Mersin İstikbal Gazetesi sahibi Rüştü Aydın tarafından Anamur’da düzenlenen Anamurlu yazar, şair ve sanatçıların bir araya gelip sohbet ettiği bir programına katıldık.

Mersinde geçmiş yıllarda kurulduğu halde gelişme gösterememiş, MEYAD (Mersin Yazarlar Derneği) dernek yönetimine Rüştü Bey geldikten sonra, çevresindeki halkayı genişletmeyi ve derneğin üye sayısını arttırmayı kafasına koymuş.

Sohbet programı sırasında anlattıkları dikkatimi çekti. Diyor ki, Mersin’ Çamlıyayla’dan Anamur’a kadar uzan bu topraklarda eli kalem tutan, şiir, hikâye, roman deneme, köşe yazıları yazan, resim ve karikatür çizen, elsanatları üreten herkes bizim ilgi alanımıza girer ve derneğimize üye olabilirler. Üyelerimizi her bakımdan destekler, kendilerini tanıtmaya yardımcı olacağız.

MEYAD Başkanı yazar dostumuz Rüştü Bey, bu iç açan ve ferahlatan açıklamaları yaparken ister istemez geçmişten günümüze yaşadığımız bazı hatıralar gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçmeye başladı.

 Yıl 1976, daha öğretmen lisesi ikici sınıfındaydık. O zamanlar şimdiki gibi daktilo yok, bilgisayar yok, internet yok, imkânlar ona göre kıt ve yetersiz. İşte o günlerde ilk yazılarımız okulun kültür edebiyat kolunun duvar gazetesinde yayınlanmaya başlamıştı. Geçmişte ve günümüzde kabuğunu kırmış, meşhur olmuş çoğu yazar ve şairin ilk denemeleri aslında ortaokul ve lise yıllarında kadar uzanır. Yazdıklarımız ilgi çekiyor ve yazma hevesimiz çok yükseklerde. Tam o günlerde bir dernekte verdiğimiz seminer çok ilgi çekmiş, tanınırlığımız bir kat daha artmıştı. O şevk ve heyecanla kütüphaneye kapanıyor, kitaplarla haşır neşir olmaya başlıyoruz. Akü dolmaya ve taşmaya başlayınca bir defter ve kara kaleme sarılıyor ve yazmaya başlıyorduk.

Bu heyecanla ilk eserimiz ortaya çıkıyor. Yüz-Yücelli sayfalık denememizi o tarihlerde yazılarını çok beğendiğimiz bir yazara ve yayınevine gönderiyoruz. Sonuç mu? İlk hayal kırıklığı burada başlıyor. Cevap bile vermeye gerek görmüyorlar. Gönderdiğin emeği, alın terini ara ki bulasın.

Bir roman yazmaya başlıyoruz. Konusu biraz siyasi, biraz özlem, biraz öğretici bir ürün ortaya çıkıyor. Adını başlangıçta “hasret” koyuyoruz. Sonra Ticaret Lisesinde okuyan bir arkadaşımız daktilosunu yapıveriyor. 1997 Mayıs ortalarında bunu aldığımız gibi Konya’da bir yayınevine varıyoruz. Bize yüz adet kitap verecekler, yayınlayıp dağıtacaklar, biz onlara, onlara bize para vermeyecek. Amacımız topluma hizmet olduktan sonra, olsun diyoruz. Kitabı basmaya karar verdikten sonra daha ilgi çeker diye “Ülküye Hasret” yapıyorlar.

1977-78 döneminde Ankara’da yüksek okul öğrenciliği yıllarımız başlıyor. Yine, sarı parşömen kâğıtlara ve kara kalemle yazdığımız bir deneme eserini daha bitirip Ankara’da büyük bir gençlik derneğinin basın yayın organına teslim ediyoruz. Yayınlanacaklar listesinde çıkıyor, seviniyoruz. Sonra mı, kayıp ara ki bulasın. 1979’da “şark çıbanı” adını verdiğimiz bir roman daha ortaya çıkıyor. 1980’de “zafere doğru” isimli bir denememiz çıkıyor. Ama basılamadan öylece kalıyor. Kimse sen nesin, kimsin arayıp sormuyor ve her şey öylece olduğu gibi kalıyor.    

1980 askeri darbesinden sonra hikâye konusuna yöneliyoruz. Çalıştığımız devlet dairesinin daktilosu bu konuda çok işe yarıyor. Ama yayınlatma konusu, yine gelip karşımıza çıkıyor. 1982’de öğretmenliğe başlayınca bizim yazma işi iyice dumura uğruyor. Aradan zaman geçiyor ve 1991’de ilkyazımız bir tanıtım kitapçığında yer buluyor. 1994 yılında Anamur’da yayınlanmaya başlayan Anamur Sedir Dergisinde de yazılarımız hikâyelerimiz yayınlanıyor. Bundan sonra tekrar gün yüzüne çıkmamız 2008’leri buluyor.

Buları niye anlattık? MEYAD Başkanı Rüştü Aydın’ın “eli kalem tutan, yazan çizen herkese destek olmaya çalışacağız.” ifadesi gerçekten çok önemli bir destek açıklaması. Bizim geçmişten günümüze yaşadıklarımızı sanırım çok sayıda arkadaşımız yaşadı, yaşamaya devam ediyor. Bizim toplumumuzda sanata, sanatçıya değer ancak ölüp gittikten çok sonraları veriliyor. Kalemi ile hayatını kazanan, geçimini sağlayan, hatta bu işten büyük paralar kazananlar yok mu, elbette var. Ama büyük bir bölümü istismara uğramış, emeği çarçur edilmiş, haydi daha ileri gidelim sömürülmüş, hayal kırıklıkları yaşamış genç yaşlı, kadın erkek mutsuz insanlardır.

İşte bu bakımdan Rüştü Beyin bu açıklamasını önemsiyor ve destekliyoruz. Yolunuz be bahtınız açık olsun Rüştü Bey.

Bitirelim Mersin Yazarlar Derneğine ulaşmak için haberleşme bilgilerini veriyoruz. Mersin Yazarlar Derneği: İhsaniye Mahallesi 4914 Sokak Sualp Apt. Kat:2 D.3 Akdeniz/Mersin adresinde faaliyet gösteriyor. E-mail: [email protected].

  

Tarih: 13.09.2014 Okunma: 781

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?