Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bazı vakıf ve derneklerin içleri kıpır kıpır…
Tatlı bir heyecan, tatlı bir telaş, hatta tatlı bir sevinç içindeler… Çünkü “bayramları” yaklaşıyor!
Kurban, affedersiniz hizmet sever dernek ve vakıflar bunlar…
Vatandaşın “malî” ibadetlerinden olan Kurban’a yardımcı oluveriyor, “Vekâleten” kesiveriyorlar…
Ne güzel, ne güzel!
Güzel de, bu vakıf ve dernekler, bilhassa üst yönetimleri size ne kadar güven veriyor?
Bunların fiyakalı adlarından başka neyini biliyorsunuz?
En halisane, en mukaddes duygulara hitap ederek bağış toplayan; bizlerin de millî, dinî hassasiyetimizle bağışta bulunduğumuz dernek ve vakıfları ne kadar tanıyoruz?
Misal; söz konusu vakfı veya derneği kimler kurmuş?
Yönetimleri nasıl işbaşına geliyor, seçimle mi, seçim gerçek mi yoksa göstermelik mi?
Yönetici ve çalışanların ücretleri nasıl?
Bağışta bulunmak dışında, onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Gönüllü çalışan var mı?
Gönüllü çalışmak isteseniz, size kapılarını açarlar mı?
İnternet sitelerinde gelir-gider dökümleri var mı?
Yıl boyunca ne kadar bağış toplamışlar, bağışçıların listesi yayımlanıyor mu?
Toplanan bağışlar nasıl ve nereye harcanmış?
Harcamaların belgelerine ulaşmak mümkün mü?
Yönetim kurulunda kimler var, bunlar ne ücret alıyor, yaşayışları nasıl?
Bildiğiniz gibi, 2009’daki Kurban Bayramının hemen ertesinde“Kurban Yolsuzluğu” patlak verdi. O yolsuzluğun merkezinde 4 dernek ve vakıf vardı. Kamuoyunca EN SAĞLAM, EN DÜRÜST zannedilenler de içlerindeydi.
Başkanlar gözaltına alınmış, bazıları ise tutuklanmıştı.
Şimdi yine bir Kurban Bayramı arifesindeyiz.
Vatandaşlarımızın beş yıl önce yaşananlardan ders almış olduğunu umuyoruz. Fakat şehrin her yanında, bazı dernek ve vakıfların, binalar boyutundaki “kurban kestirme” ilânlarını görünce bir kere daha hatırlatma ihtiyacı hissettik.
Bu kadar acı tecrübeden sonra kurban keseyim derken, kötü niyetlere kurban olunmamalı.
KURBANDA SIKINTI NE?
Sıkıntı, şehir hayatında bizzat kurban kesmenin neredeyse imkânsız oluşu…
O vakit, bu ibadetten maksat nedir, o düşünülmeli! O yerine getirilmeli… Fakir fukaraya et yedirmekse o temin edilmeli…
Kurban bedelini gözden çıkardınız ve kurban kesmeniz mümkün değilse, o parayla çevredeki muhtaçlar sevindirilebilir.
Siz illa kan akıtılacak diye düşünüyorsunuz! Fakat dernek veya vakfa verdiğiniz parayla kan akıtıldığından nasıl emin olabiliyorsunuz?
Ben kurban bedelini veririm, günahı onların boynuna da diyemezsiniz!
Başımıza gelen bu kadar yolsuzluktan, insanların ne derece yozlaştığını gördükten sonra mesuliyeti üstümüzden atabilir miyiz?
Herkes niyetine ve ibadetine sahip çıkmalı, değil mi?
Çıkmalı ve göz göre göre kendisini istismar ettirmemeli…
Fukarayı sevindirmeyen “Kurban”, “bayram” mıdır?
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, estanbul.com’dan, 10 Eylül…