Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İnternette, “Celal Şengör’ün Fatih Altaylı’ya yazdığı mektup” adlı bir metin dolaşımda!
Benim e-postama da 10 gün kadar evvel geldi…
Mektupta, elektrik enerjisi üretimiyle ilgili müthiş bilgiler var… Önümüzdeki 10 sene içinde, “füzyon enerjisi” hayata geçecek…
Bu ne demek?
Bir kova deniz suyundan, 300 kova petrole eşdeğer enerji üretilebilecek…
Ayrıntıları, Prof. Dr. Celal Şengör’ün kaleminden okuyalım:
“Fransa’da hemen bütün uygar dünyanın (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Japonya, Kore, Çin...) parasal ve bilimsel katkı yaptığı ITER’in (Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör) teknolojik deneyleri sonuçlanarak sıfır kirlilik üreten ve neredeyse sıfır maliyeti olacak olan füzyon enerjisi üretimi hayata geçecek ve bir galon deniz suyu 300 galon petrol kadar enerji üretmeye başlayacak.
Bu artık ‘Olabilir mi?’değil, ‘Ne zaman?’ sorusu olmuştur. Bu arada elektrikli otomobiller en kaliteli petrollü otomobillerden daha iyi performans göstermeye başladılar.
Elektrikli gemi ve uçaklar da yolda. Füzyon hemen hemen bedava elektrik sağlayacağı için, bu tür teknolojilere sahip ülkeler kelimenin tam anlamıyla bedava yaşamaya başlayacaklar.
Taşıma ve haberleşme tamamen elektrikle yönetilecek.
Tabii Türkiye bu bedava yaşama yarışının tamamen dışında olacaktır, zira bilimi dışlayan ve hor gören yöneticilerle ve eğitimle bu yarışa katılmak mümkün değildir.”
Mektubun sonuna şöyle bir not da eklenmiş:
“Bu mektuptan bir hafta kadar sonra Lockheed yıllardır yürüttüğü gizli bir proje ile füzyon reaktörünü geliştirdiğini ve 5 yıl içinde askeri, 10 yıl içinde sivil kullanıma hazır hale getireceğini açıkladı.”
Görüldüğü gibi, yine “Batı”, yine emperyalist güçler müthiş bir gelişmeye imza atıyor!
Onlara kızmalı mıyız? Kızmaya hakkımız var mı?
Allah’ın koyduğu ezelî kanunlar gereği; herkes bilime verdiği değer kadar “bilimsel gelişmeler”den nasibini alıyor. Ya mükâfatını veya mücazatını görüyor!
Sık sık vurguluyorum; “Oku” diye başlayan bir “Kitabın müminleri” bu kadar az okumakla, daha doğrusu hiç okumamakla, o emri hiç umursamadıklarını kanıtlıyorlar.
Hal böyle olunca, ne Kitap’tan nasibimizi alabiliyoruz, ne ilimden!
İlmi baş tacı yapanlar, “sıfır kirlilikle”, bedava elektrik üretirken, biz hâlâ, kömürle elektrik üretiminin peşinde, onun “rantı”ndayız…
İki termik santrali olan Soma’ya üçüncüsünü yapmak için binlerce ağacı kesmekteyiz…
O ağaçların “gözyaşı” Allah’a ulaşmaz mı?
Batı, bedavaya, tertemiz enerji üretirken, bizim enerjinin “paha”sının, “kir”inin, “günah”ının bedeli ödenebilecek gibi mi?
İlim nerede, Müslümanlık nerede, istikbal nerede?
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan (12 Kasım)…