İHSAN ELİAÇIK: PKK, BEBEK KATİLİ OLMADIĞINI SÖYLÜYOR

İsmail Hakkı CENGİZ - 26.11.2014

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


İhsan Eliaçık, Cuma akşamları KRT’de, “Bana Dinden Bahset” adlı programı yapıyor…

Müthiş şeyler söylüyor…

Ezberleri bozuyor…

Bütün din adamlarının, Diyanet’in, iktidarların, zenginlerin uykularını kaçırdığını sanıyorum.

Bilhassa “din tüccarları”nın…

Çünkü onların milleti uyuttuğunu,

Uyuşturduğunu,

İktidarların ve zenginlerin onların işbirliğiyle toplum nazarında “meşruluk” kazanıp, halkın desteğini aldıklarını dile getiriyor.

Eliaçık Hoca, “Kitap” ne diyorsa onu söylüyor!

Kitaba aykırı her eylem onun eleştiri oklarına hedef oluyor… Bunun hiçbir istisnası yok…

Misal, İstanbul’un Fatih’i…

Bütün Türkler ve Müslümanlarca, hemen hemen “kutsal” kabul edilen Fatih’e, kundaktaki kardeşini katlettirdiği için “bebek katili” demekten çekinmiyor.

Doğrusu, bu ağır ifade bendenize de dokunuyor… Lâkin Hoca, bir gerçeği dile getirdiğine göre, ona nasıl itiraz edilebilir?

Hoca’nın bu ağır nitelemesi millete de dokunduğu için, milletin bir ferdi, Eliaçık’ın programında, yüzüne karşı onu eleştirdi ve sordu: “PKK’nın toplantılarına katılıyorsunuz… Fatih’e ‘bebek katili’ diyorsunuz ama asıl ‘bebek katili’ olan Öcalan’a hiç ‘bebek katili’ dediğinizi duymuyoruz. Bu konudaki görüşünüz nedir?”

Eliaçık, kızmadı, bozulmadı… Sükûnetle cevapladı:

“Evet, ben bu konuyu PKK’lılara sordum… Dediler ki; ‘Gerillanın da bir namusu vardır… Biz sivil öldürmüyoruz… Hele bebeğe asla silah çekmeyiz. Biz silahlı güçlerle, elinde silah olanlarla mücadele ediyoruz.’ Peki, dedim, vakalar var… Öldürülen bebekler var, bunlara ne diyorsunuz? PKK’lılar, ‘Bizim yapmadığımız eylemleri bize mal etmek için başka güçler yapıp bizim üzerimize yıkmaya çalışıyor.’ dediler!”

Böyle bişey mümkün mü?

Mümkün!

Diyelim ki 15-20 sene evvel karanlık işler oldu… At izi iti izine karıştı…

Şimdilik, eskiyi bikenara bırakıp yeniye, bugüne bakalım, Hocam!

Daha 3 hafta evvel, 29 Ekim’de, Diyarbakır’da, 25 yaşında bir astsubay, çarşıda alışveriş yaparken, eşinin yanında, ensesinden vurularak öldürüldü. Katili kim? PKK’dan şüphelenmeyelim mi? PKK, “bu eylemi ben yapmadım” dedi mi?

Daha da taze bir haber var… Gazeteler 20 Kasım 2014’te yazdılar: “Erzurum’un Tekman ilçesinde silahlı bir grup, 76 yaşındaki Mustafa Bingöl’ü evinin önünde kurşuna dizdi.” Bu arada, bölgedeki pek çok okula yapılan saldırılara ne diyeceksiniz?

Sivillere silah çekmeyi “namus” meselesi yapan PKK bunlara bir açıklama getirebilecek mi?

 

x   x   x

BİRLİKTE YAŞAMA ŞUURU VE İRADESİ NEREDE?

Söz konusu programın devamında İhsan Hoca şunları da söyledi:

“Bir düşünün, Türkler bu bölgede kimlerle beraber hareket edebilir, kimlerle beraber yaşayabilir? Kimlerle bin seneden fazla beraber barış ve huzur içinde yaşamış? Ne kadar çok kız alıp-verilmiş? Kimlerle en fazla ortak evlilikler yapılmış? Kimlerle iç içe geçilmiş?”

Cevap; Kürtlerle!

Evet, aynı fikirdeyim… Bu bölgede, Türklerin en kolay işbirliği yapabilecekleri,

Beraber barış ve huzur içinde yaşayabilecekleri,

Ortak evlilikler yaptıkları,

İç içe geçtikleri topluluk Kürtlerdir!

O kadar ki, eğer kişi kendisini ben “Türküm” veya “Kürdüm” diye tanımlamazsa bu memlekette kimin Kürt, kimin Türk olduğu bile kolayca anlaşılamaz!

Kürtlerle bin yıldan fazla birlikte,

Aynı devlet çatısı ve aynı “bayrak” altında yaşadık…

Aynı ortak düşmanla mücadele ettik,

O bayrağın altında atalarımız beraber şehit düştüler.

Dolayısıyla, Kürtlerle ilelebet birlikte yaşayabiliriz, yaşamalıyız…

Türkler olarak, Kürtlerle “eşit vatandaşlık temeli”nde,  “birlikte yaşama şuuru” içindeyiz ve “birlikte yaşama iradesi”ni ortaya koyuyoruz.

Hocam, aynı iradenin Kürtler tarafından da gösterildiğinden emin misiniz?

Kürtler; Türklerle birlikte ilelebet yaşama şuurunda mı? Birlikte yaşama iradesini ortaya koyuyorlar mı?

Bunu nasıl gösterebilirler?

Ortak değerlerimiz olduğunu kanıtlayarak!

Misal, bayrak…

Toplantılarında, mitinglerinde hiç olmazsa sembolik olarak bir tane Türkiye Cumhuriyeti Bayrağını asabilirler, taşıyabilirler…

Hocam, bu sembolik davranışı Kürtlerin kalabalık toplantılarında görebiliyor muyuz?

Şimdi, siz de bir dakika durun ve düşünün: O sembolik “birlikte yaşama iradesinin kanıtı” olan davranışı göremediğimiz gibi; tam aksi davranışlara sık sık şahit olmuyor muyuz? Misal Bayrağa saldırılara,

Okullara,

İşyerlerine,

Şantiyelere saldırılara,

Hatta sivillerin kaçırılmalarına şahit olmuyor muyuz?

Birlikte yaşama iradesi böyle mi gösterilir, Hocam? 

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’dan…



Tarih: 26.11.2014 Okunma: 790

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?