Haziran 2015’de yapılacak milletvekili seçimleri yaklaşıyor. Bu seçimlerde iyi bir sonuç çıkarmak için bütün partiler koşuyor, koşturuyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası AKP Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu, “Yeni Türkiye” ve “restorasyon hükümeti” olarak gözünü milletvekili seçimlerine dikmiş ve hedef olarak anayasayı değiştirebilecek güçlü bir milletvekili sayısı bekliyor.
CHP ve MHP ise AKP’yi iktidardan düşürmenin çaba ve gayretleri içerisinde hareket ederken, HDP, BDP veya siyasi Kürtçüler doğu ve güneydoğuda özerk bir yönetim, federal bir yapı oluşturmaya çalışıyor.
İşin en karmaşık olan tarafı da önüne gelen herkesin bir siyasi parti kurma furyasına kapılmış olmasıdır. Çoğu tabela partisinden öte gitmeyen oluşumlarla siyasi hayatımız yüze yakın parti tarafından temsil edilmeye çalışılıyor.
Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde siyası hayatın kırk yamalı bohçaya döndüğü durumlarda ortaya çıkan tablo en fazla iktidar ve çoğunluk partilerinin çok işine yarıyor. Bu nedenledir ki, 1980 askeri darbe anayasasının bir ürünü olan seçim barajlarının kalkmasını iktidar ve çoğunluk partileri asla istemezler.
Bu nedenle son zamanlarda seçim barajı ile ilgili çıkan tartışmalara aldırmayın, perdenin arkasında sistem partilerinin milletten gizledikleri bazı işleri vardır. Vatandaşın dikkatini başka bir tarafa çekip asıl yapmak istediklerini rahat yapacaklardır.
TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler, milli irade ve demokrasi konusunda gerçekten samimi iseler vatandaşın önünde konulan barajları küçük bir anayasa değişikliği ile kökünden hallederler.
Yazımıza başlarken milletvekili seçimi yaklaşıyor dedik. İktidar partisinin ve lideri Davutoğlu’nun hedeflerinden, CHP, MHP ve HDP’nin beklentilerinden söz ettik. Seçimlere yaklaştıkça etrafımızda filan adaymış, filan şöyleymiş, böyleymiş gibi bir sürü dedikodu duyuyoruz.
Geçen hafta AKP Anamur’da ilçe kongresini gerçekleştirdi. Gerek kongre öncesi gerekse sonrasında halk arasında; eski ilçe başkanı Ahmet Yıldırım’ın, Seçkin Taş’ın, Atilla Olçum’un, M. Namık Sinanoğlu’nun milletvekili adayı olmak istedikleri konuşuldu.
Mersin genelinde MHP durumu öne çıkıyor. Bu seçimde bir aday patlaması yaşanmasına kesin gözüyle balkıyor. Yakın çevremizde Belediye Başkanı Mehmet Türe’nin, pek tabii ki Hidayet Kılınç’ın aday adalığı konusunda adları sıkça geçiyor.
CHP’de geçen hafta il başkanlığı seçimi heyecanı ve telaşı vardı. Elbette o kanatta da Soner Yıldırım’ın adı daha yazdan beri gündemde.
Bitirelim.
“Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar” derler. O nedenle herkes milletvekili olmayı ister. Ancak geçmiş tecrübeler bize milletvekili olmanın yolunun Ankara’dan, partilerin genel merkezinden ve genel başkanların iki dudağı arasından çıkacak “olur” veya “olmaz” şeklindeki kararından geçtiğini gösteriyor. Ne diyelim, her şey gönlünüze göre olsun.