77 MİLYON İMTİHAN OLUYOR

Neslihan KORUTÜRK - 24.12.2014


Bu dünyada herkese yer var.

      

    Gün, hakikaten ‘imtihan günü’!

Gazeteci ve televizyonculara karşı yapılan operasyon için böyle demiş Sayın Başbakan: Gün imtihan günüdür!

Evet, bu bir insanlık imtihanıdır… Olgunlaştık-piştik mi yoksa hâlâ ham ve çiğ miyiz?

2015 yılına girmek üzereyken, akıl almaz bir iletişim ve teknoloji yaşanırken, o iletişim ve teknoloji; bize binlerce yıllık “insanlık” tarihinden süzülen “insan hakları”, “bireysel özgürlükler” mücadelesindeki ilerleme ve kazanımları öğretir ve gösterirken…

Haber alma ve basın özgürlüğü, “dokunulamaz” kutsal değerler olarak zirve yaparken…

Fikir özgürlüğü ve serbestliği olmazsa, ekmeğin de, kömürün de, istikbalin de olamayacağı kanıtlanmışken medyaya baskıya nasıl bakıyoruz?

Okuma-yazma öğrendiğimden beri, hemen yarım asırdır basını takip ederim. Çocukluğumda da bazı gazeteciler hakkında dava açıldığını duyar, okurduk… Lâkin gayet nadirdi!

Son 10 yıldır gazetecilere “gözaltı”, “tutuklama”, hatta “mahkûmiyet” gündelik iş oldu. Zaman zaman, kitleler halinde “içeriye” alındılar…

Her bir içeri alınma, gazeteciye her baskı, haddizatında, halkın haber alma hürriyetine bir “sansür”, haber alma hakkına indirilmiş bir “darbe”ydi…

Bu kadar sarsıntılı bir “süreç”ten sonra biz bunu idrak edebildik mi?

“Algı” operasyonlarını algılayabildik mi?

İşte, imtihan burada!

Bu imtihanda, operasyonu destekleyen, bundan memnun olan “yanal” kanal ve gazeteler doğrudan doğruya çaktılar! Onlar umutsuz vaka! Sınıf tekrarı da etseler, çağa uymaları, “basın özgürlüğü”, “haber alma hakkı”, “fikir hürriyeti” gibi kavramları anlamaları, gerçekten “gazeteci” olabilmeleri zorun zoru…

Bununla beraber, Yenişafak’ta yazan ve iktidarı savunanların en meşhuru Abdülkadir Selvi’nin, “Tek kelimeyle yanlış” başlığıyla “operasyon”u eleştirmesi umut verici!

Medyanın imtihanı önemli olmakla birlikte, elbette “halkın imtihanı” kadar değil!

Asıl, 77 milyonluk bir kitle imtihan oluyor!

Olaya, “Bu Cemaat bize yıllarca çok çektirmişti, oh olsun!” veya “Bunlar ‘paralel yapı’, hükümet inlerine girdi, haklarından geliyor!” diye mi bakıyor?

Yoksa bu “algı” operasyonunu, yüzyıllardır süren ve son 10 yılda da hızlanmış olan bir “demokrasi mücadelesi”nin ışığı altında mı görüyor?

Halk, kendisine nasıl bir “rejim”i uygun buluyor?

Fikir hürriyetinden, eleştiriden hiç hoşlanmayan, basını susturan “idare”lerle idare etmeyi mi kendine lâyık görüyor yoksa dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde olduğu gibi sınırsız hürriyetler içinde yaşamayı mı?

İlk tepkiler belirsiz! Daha doğrusu, ortada herhangi bir tepki gözükmüyor! Hemen ortaya çıkmasını da beklemiyorum…

Ama halkın “yanal” kanallar kadar geri kaldığını da düşünmüyorum!

Vicdanların uzun süre “baskı” altında susması eşyanın tabiatına aykırı!

Takvimlerin 2015’i gösterdiği bir çağda, halkın baskılara boyun eğeceğini, beşinci sınıf bir demokrasiye razı olacağını zannetmek akıl dışı!

İz’an dışı!

Tarih: 24.12.2014 Okunma: 763

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?