İPEK YOLU DEĞİL, EKMEK YOLU

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.12.2014

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Eskiden “ipek yolu” ve “Baharat yolu” vardı… Genellikle Batı’dan Doğu’ya doğru… Avrupalılar Doğu’nun zenginliklerine ulaşmak ve sömürmek için o yolu yol yapmışlardı.

Şimdi, Doğu ve Güney fukaralıktan kırılıyor… Bir lokma ekmek, bir yudum su bulunamıyor.

Şimdi “yol” tersine döndü… Doğu’dan Batı’ya, Güneyden Kuzey’e…

Afrikalının, Suriyelinin, Afganlının, hatta Çinlinin kaybedecek hiçbir şeyi yok!

Vuruyor kendini yollara…

Deniz veya kara yolu fark etmiyor!

Varsa cebindeki son parası dolandırılır mı, yollarda ölür, denizde boğulur mu, hiç önemi yok!

Çünkü yurdunda kalırsa zaten ölecek, ya açlıktan-susuzluktan veya iç savaşta ölecek!

Onun için terk ediyor doğduğu ama doyamadığı (her iki anlamda) memleketini!

Ver elini Türkiye,

Ver elini Avrupa…

Bazen, Türkiye üzerinden Avrupa…

Yollarda perişan, araçlarda-gemilerde balık istifi… Balık kadar değeri yok…

Gelgelelim, çaresiz, umutsuz… Tek umudu bu yolculuk, bu “göç”!

Ya olacak, ya ölecek!

Milyonlar, on milyonlar “ümit” yollarında…

Sebep açlık, sebep savaşlar, sebep terör, sebep fukaralık…

Gidiş ekmeğe, umut barışa-huzura, istikamet zenginlik ve refaha!

Ulaşabilirse ne âlâ! Ulaşamazsa, sefaletinden başka kaybedeceği bir şey yok!

Bu göçü durduramazsınız!

Açlıktan her gün 40 bin kişinin öldüğü bir dünyada bu göçün ardı-arkası kesilmez!

Dünyanın biyerinde açlık ve sefalet, öte yanında akıl almaz bir bolluk ve israf varken bu göç nasıl durur?

x   x   x

HİÇBİR YERDE HUZUR OLMAZ

2014 yılında, toplam 207 bin göçmen Akdeniz’den Avrupa’ya geçmeye çalıştı. Bunun 3.400’den fazlası boğuldu… Buna rağmen göç durdu mu?

Hayır, durmadı… Artarak devam ediyor. Daha iki gün önce, İtalya açıklarında bir teknede, 1250 göçmen yakalandı. (euronews, 26/12)

Aynı yer küre üzerinde, “küreselleşme”nin hem dayatıldığı, hem de bütün insanları etkilediği bir dünyada, ülkeler arasında bu derece büyük bir uçurum oldukça kimsede huzur kalmaz.

Sen zengin evinde-yurdunda, bir elin yağda bir elin balda yaşarken açlıktan ölenleri görmezden gelemezsin!

Görmezden gelirsen onlar kendilerini gözlerine sokarlar…

Hem de senin ülkene göçerek… Ülkenin yollarında, caddelerinde, sokaklarında, parklarında kendilerini gösterir, aradaki uçurumu hatırlatır, bibakıma aradaki farkın bedelini ister!

Öyle Berlin’de, Paris’te, Bursa’da ağız tadıyla oturamazsın!

Bu göçü önlemek istersen, bu perişanlığı görmek istemezsen, bir parça denge getirmek zorundasın…

Huzur istiyorsan uçurumu kapatmak zorundasın! Fukaraları kendi ülkelerinde doyurmak, onlara iş, aş, eğitim, güvenlik, sağlık hizmeti ulaştırmak zorundasın!

Yoksa durmaz bu göç!

Uzar uzar!

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 17-24 Aralık…



Tarih: 29.12.2014 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?