KADER ÜZERİNE NAÇİZANE DÜŞÜNCELER...

Özgür DENİZ - 18.01.2015

Kuranmeali.org: Fizilal-il Kur’an : Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Zariyat-56


Allah, sebepleri ve sonuçları yaratandır. Burada insan çok önemlidir. Sebebe aracılık eder insan. Sebebin sebebidir. O sebep hâsıl olduğu zaman sonuç ortaya çıkar. Yani insanın tercih ettiği sebebe göre bir sonuçla karşılaşması normaldir. Bu yüzden insanın ne yapacağı ve hangi sonuçla karşılaşacağı Allah’ın bilgisi dâhilindedir. Bu demek değildir ki, insanı, Allah, cennete ya da cehenneme gönderiyor. Ya da insanın seçimlerini Allah yapıyor, dolayısıyla sonuçlarından da insanı mesul tutamaz. Hayır asla. Çünkü Allah sebebi ve sonucu halk etmiş ama insana da akıl, gönül, irade ve ihtiyar vermiş. Seçimi yapan da sonucuna katlanacak olanda insandır. Allah’ın, insanın, hangi sebebe yöneleceğini ve bunun sonucunda başına ne geleceğini bilmesi zor değildir, mantık dışı da değildir. Çünkü Allah’ın Allah olmasının hakikati budur zaten. Allah, insan gibidir diye kim demiş? Diyen biri varsa bilin ki kafayı yemiş. Çünkü insanı da, sebebi de, sonucu da yaratan Allah’tır ve bunun adı mutlak kaderdir. İnsanın, aklını, iradesini, gönlünü ve ihtiyarını işin içine katarak yanlışa yönelmesini Allah bilir ama müdahale etmez. Çünkü müdahale etmesi demek, verdiklerinin anlamsız kalması demektir ve insanın sorumluluğunu iptal etmesi demektir. İşte o zaman cezalandırma olmaz. Ama olay böyle değil. Allah biliyor elbette ve bu mutlak kaderdir. Ama insanın da kendisine verilen nimetlerle bir sebebe sarılıp bir sonuca ulaşması kendi çizeceği kaderidir yani cüzi kaderidir. Yukarıda ki ayette karmaşık bir durum yoktur. İnsan burada sebeptir, kulluk sonuçtur. Ama aynı zamanda kulluk sebeptir, insan sonuçtur. İç içelik hali vardır. Bunda ise akıl dışı bir durum yoktur. İnsan olacak ki, kulluk olacak ya da kulluk olması gerekiyor ki, insan olmalıdır. Zira kulluğu ancak insan yapabilir ya insan yoksa kullukta yoktur. Tabiat, Allah’ın sünnet midir? Kesinlikle. Tabiat denilen organizmaya sebepler ve sonuçlar derç edilmiş midir? Kesinlikle. Yani her olay bir sebebe müteallik midir? Kesinlikle. Şimdi, Allah tabiatta ki her şeyi önceden bilmekte midir? Elbette ki. Çünkü orada, ne zaman, neyin, nasıl, hangi sebepler temelinde, hangi sonuçların ortaya çıkacağını bilir. Şimdi medyana gelen bazı şeyler insanın zararına bazı şeylerde yaranına olabilir. İnsanın zararına olsa bile Allah’ın bunu engellememesi, insana zulüm değildir. Şerri de, hayrı da çeken insandır. Çünkü insan imtihandadır. Ve başına her şey gelebilir. İnsan dua eder ve ister. İnsan da Allah’ın sünnetidir bir yerde. Ve insan denilen organizmanın bünyesinde de muayyen sebeplerle muayyen sonuçları doğuracak bir sistem vardır. Ve Allah’ın bilgisindedir her şey. Haddizatında olay o kadar karmaşık değildir ama dürüstçe bakmak iktiza ediyor. Ve tabi haddimizi hududumuzu bilmek. Ki nihayetinde, insanız, bir hayata doğmuşuz, yaşayıp gidiyoruz, muayyen yasalar temelinde, sebepler var, sonuçlar var, aklımız, irademiz, ihtiyarımız var. Ve bir sonuç var önümüzde; ölüm. Kader olgusunu çözsek ne olacak çözmesek ne olacak? Ne değişecek? İnsan, ne de zalimdir, çok cahildir ve haddinden fazla nankördür.



KARIŞIK AMA ÜSTTEKİ KONUYLA DA BENZERLİKLER MEVCUT



Büyük kaderin altında, her insanın, kaderi kendi elindedir. Kader vardır, kaderin üstünde bir mutlak kader vardır. Misal, ölüm mutlak kaderdir. İnsan ve tabiat denilen organizmaların içyapısı dizayn edilmiştir ve sebepler sonuçlar yaratılmıştır. Misal karın yağışı için bir sebep vardır ve o sebep meydana gelince karın yapması sonucu tabiatın bünyesine dercedilmiştir. İşte o sebep sonuç dengesi mutlak kaderdir. Kimse uçurumdan atlayıp ta beni Allah öldürdü diyemez. Uçurumdan atlama sebeptir ve atlayan ölür sonuçtur. İşte bu sebep sonuç olayı kaderin bütünlüğünü temsil eder yani kaderin bütünüdür. Ama sebepler için insan bir aracıdır. sonuçlar zaten sebepler yüzünden spontane meydana gelir. Yaygın ve basit bir misal verelim; içersen sarhoş olursun sarhoş olursan araba süremezsin ama sen sürmeye yeltenirsen kaza yapar ve ölürsün. Sebep ve sonuç Allah'ın var edişidir ama bunun hayat içerisinde ki durumu insanın iradesine bağlıdır. İşte bir nevi mutlak kader altında ki kader insanın kendi hür iradesine bağlı oluyor. Misal silah öldürür. Ama o silahı insan sıkar. Ha burada şu kafayı karıştırabilir; diyelim silah sıkıldı, o silah sıkılacak mıydı yoksa sıkılmayabilir miydi? İnsana irade akıl ihtiyar verildiyse, insan onu kullanmalıdır. O silahı Allah sıktırdı denilemez. Ha bu mevzuda yetkili miyiz ya da bu mevzuyu mutlak bir izahatla ortaya koyabilir miyiz? Hayır, aklımızın aldığı ve yettiği kadarıyla izah edebiliriz. Çünkü akıl çaresizdir.


Mutlak kader elbet çizilmiştir. O kader içinde seninde çizeceğin bir kaderin vardır. Ve bunda dua etkilidir. Bu zaten ayetlerle de sabittir. Misal; ALLAH DOĞRUYU VE YANLIŞI GÖSTERMİŞTİR, DİLEYEN YANLIŞI DİLEYEN DOĞRUYU SEÇER DENİLİR. İşte olay budur. Mutlak kader doğrunun ve yanlışın belli olmasıdır. Ama o yoldan birini seçip o yolda yaşamak ve o yaşama ve sonucuna katlanmak kişinin hür iradesi dâhilindedir. Cennet ve cehennem mutlak kaderdir ama nereye gideceğini sen seçersin bir nevi. Senin hangisine gideceğin önceden belli değildir. Çünkü bu hakikat ayetle sabittir.


Allah’ın sünnetidir tabiat insan yasalar. Biz bu çerçevede yaşar gideriz. Sebepler sonuçları doğurur. Ve biz sebeplerin sebebiyiz yani sebepleri yaşarız ve sonuçları görürüz. Olay budur naçizane anlayışıma göre. SORMAK SORGULAMAK GÜZELDİR. Şüphe imanı kavileştirir. Bu gerçektir. Ki GAZALİ derki doğru birazda şüpheden sonra gelir.


Allah'ın her şeyi bilmesi ayrıdır, seçimi insanın yapması ayrıdır. Allah her şeyi bilir ama seçime karışmaz. Çünkü sana akıl irade ihtiyar vermiştir. Allah yanlışı seçeceğini ya da doğruyu seçeceğini bilmesi demek seni sorgudan ve sorumluluktan mahrum bırakıyor anlamına asla gelmez. Anlaşılmayan noktalardan biride budur.


Mutlak kader sebeplerin sonuçları doğurmasıdır. Ama insan özgür iradesiyle sebeplere vesile olur ve sonuçları ortaya koyar. Bir mutlak kader vardır, bir de cüzi kader vardır. Misal ölüm mutlak kaderdir. Tabiatın mekanizmasına sebepler ve sonuçlar dercedilmiştir. İnsanın mekanizmasına da dercedilmiştir.
Tarih: 18.01.2015 Okunma: 661

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?