Üç yabancı tarihçi gözüyle 1915 Ermeni hadiseleri

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.01.2015

 Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

"Yok" demekle var olan bişeyi yok edemezsiniz. Aynı şekilde, "var" demekle de olmayan bişeyi var edemezsiniz. Bazı gerçekler içimizi yakabilir, kabullenmek içimize sinmeyebilir ama namuslu olmak,"aydın namusu", hakikatler ne kadar acı olursa olsun kabullenmeyi, gerçeği görmeyi gerektirir.

1915 "Ermeni Tehciri", Ermenilerin bakışıyla "Ermeni Soykırımı" konusunda kim doğruyu söylüyor. Hakikati, tarihi belgelerde, "tarafsız" tarihçilerin incelemelerinde aramak aklın yolu değil mi?

Öyleyse, Türk veya Ermeni olmayan üç tarihçinin birlikte yazdıkları kitaba başvuralım: T. G. FRASER, Andrew Mango, Robert Mcnamara imzasını taşıyan "MODERN ORTADOĞU'NUN KURULUŞU" adlı kitapta yazılanların çoğunu ilk defa okuyacağınızı tahmin ediyorum.

İşte, üç tarihçinin 1915 olaylarıyla ilgili yazdıkları:

"Anadolu'da ölen Müslümanların sayısı kesin olarak Ermenilerden fazlaydı ama tüm nedenlerle yaşamını yitiren Ermenileri hesaba katınca toplumun üçte birinden fazlası yok olmuştu. Müslümanlar ise nüfusun beşte birini kaybetmiş ve sahip oldukları topraklarda kalmışlardı. Üstelik Ermenilerin sıkıntıları çok iyi belgelenmişti. ABD, Osmanlı İmparatorluğu'yla savaşta olmadığından bölgede Amerikalı misyonerler ve konsoloslar vardı. Alman subaylar ve siviller de zulümlere tanık olmuşlardı. Ne var ki Müslüman halkın çektiği ıstırap Batılı gözlemcilerin dikkatinden kaçmıştı. (S.70)

19'ncu yüzyılda Ruslar Kafkasya'dan bir milyondan fazla Çerkez'i sürmüştü. Sürülenlerin yüz binlercesi Osmanlı İmparatorluğu'nda yeni bir hayat kuramadan ölmüştü. Sağ kalanların çoğu Ermeni Milliyetçilerinin üzerinde hak iddia ettiği Doğu Anadolu'ya yerleştirilmişti. Çerkezler savaşçı insanlardı. Mültecilerin bir kısmı yerleşik yaşayan Osmanlıları taciz etmiş, bazıları ise Osmanlı ordusunda ve jandarma kuruluşunda iş bulmuştu. 1915 yılında Ruslar onları yeni evlerinde tehdit edince, disiplin duygusu Çerkez jandarmaları durdurmaya yetmemişti. Sürgün yollarında Ermenileri korumak yerine bir kısmını öldürmüşlerdi. Çoğu zaman en iyi eğitim almış jandarmalar cepheye gönderildiğinden, Osmanlı topraklarının kırsalındaki görevleri, aralarında hapishaneden salınmış tutukluların da bulunduğu acemilere kalmıştı.

Sürgüne gönderilen Ermenilere eşlik eden jandarmalar bazen onları Kürt kabilelere satmış ve Kürtler de Ermenileri soymuş, öldürmüş ve kadınlara tecavüz etmişlerdi. Disiplinsiz jandarmalar, Kürt aşiretler ve ordudan firar edenlerin katılımıyla sayısı iyice artmış her türlü haydut, sürgüne gönderilenlere büyük zarar vermişti. Bir kısmı kötü beslenme ve hastalık nedeniyle hayatını yitirmişti.

Sivil Ermeniler güneye, Suriye'ye doğru götürülürken, ilerleyen Ruslardan ve onlara yardımcı olan Ermenilerden batıya doğru kaçan Türk ve Kürt Müslümanlar da aynı nedenlerle hayatlarını kaybetmişlerdi.

1917 Şubat'ındaki ilk Rus devriminin ardından Rus ordusu dağılmıştı. Kafkas cephesinde Ruslar ele geçirdikleri topraklarda toplumlar arası katliamı önlemek için bazı girişimlerde bulunmuşlardı ama şimdi Ermeni milisler bu topraklara el koymuşlardı. Milisler iki yıl önce sürgüne gönderilen soydaşlarının intikamını yöredeki Müslümanlardan almaya başladılar. (S.112)

Doğu Anadolu'da savaştan önce yaşayan 860 bin Ermeni'nin çoğu sürgüne gönderilmişti. Fransızların 1918'de işgal ettiği Suriye sınırına yakın bölgelerden sürülmüş olan yaklaşık 150 bin Ermeni'nin bir kısmı geri dönmeye, mallarına sahip çıkmaya başladı." (S. 193)

Yorum sizin!

Üç yabancı tarihçi gözüyle 1915 Ermeni hadiseleriDÜNYA
0,0
    


Tarih: 28.01.2015 Okunma: 759

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?