Bendeniz için mühim olan altı unsur vardır. Gerisi talidir. Çünkü
her şeyin temeli bu unsurlardır. Her şey bu unsurlar üzerinde şekillenir. Bu altı
unsur; Din, devlet, vatan, millet, ümmet ve medeniyettir. Bunlar olmazsa
olmazlarımdır, olmazlarımızdır. Varlığım ve her işim bunlar içindir. Çünkü baki
olan bunlardır. Diğerleri fani şeylerdir. Bunlar değişmez, sair şeylerin hepsi
değişkendir. Bunlara hizmet eden ve bunların idamesi için mevcudiyetlerini
ortaya koyan herkes baş üstünedir, bunlara hizmet etmeyenlerin ise esamisi bile
okunmaz bireysel coğrafyamda ve esamilerinin okunmasını istemem kutsal vatan
toprağımda. Binaenaleyh, söylediğim her şey, bu temeller dikkate alınarak
düşünülmelidir ve öyle anlaşılmalıdır. Bunlara dost olanı da, düşman olanı da
Rabbim’in bahşettiği akıl ve gönderdiği vahiy sayesinde bilirim elhamdülillah. Kimsenin
aklına ihtiyacım yoktur.
Şimdi söyleyeceklerim de bu temeller dikkate alınarak tetkik
ve tahlil edilmelidir. İstirham ediyorum. Bu coğrafyada yaşayan bu millet
üzerinde ve bu milletin varoluşunun gerçek supabı olan İslam üzerinde şeytani
tuzaklar, tezgâhlar, planlar asla bitmedi, bitmez ve bademada bitmeyecektir. Ve
bendenizin görevi; Yüce Rabbimin ilahi buyruklarını ihtiva eden Kur’an-ı Kerim
ve Yüce Rabbimin bahşettiği en yüce nimet olan akıl sayesinde, şeytanilerin
tezgâhlarını parçalamaya bir parça destek olmaktır naçizane gücüm nispetinde. Bu
mukaddes Türkiye toprakları da, Mekke’miz ve Medine’miz ne derece kutsalsa, o
derecede kutsal ve önemlidir inşaallah. Evet, Mekke’miz ve Medine’miz farklı
bir konumdadır ama Türkiye’miz de, o kutsal toprakların muhafazasını sağlayan
bir coğrafyadır, devlettir Allah’ın izniyle. Gelelim sadede!
Şimdi, güzel ülkem Türkiye’min temiz topraklarında, bazen bu
milletin birliğine, bütünlüğüne ve bu ülkenin bağımsızlığına kasteden cinayetler
işlenmektedir. Şunu kesinkes bilelim; ne cinayette piyon olarak kullanılan
şahıs yalnızdır, ne cinayete kurban giden şahıs rastgele biridir, ne de cinayet
hedefsizdir. Mutlaka cinayeti işleyeni
kucaklayan birileri, cinayette kurban olanın küçükte olsa, büyükte olsa mühim
bir konumu ve özelliği ve işlenen cinayetle ulaşılmak istenen bir gaye vardır. Binaenaleyh,
bu milletin aziz evlatları asla sağduyularını kaybetmemelidirler. Cinayetleri işleyenler
muayyen bir fraksiyona dahil olabilirler ama inanın ki o fraksiyon içinde
muayyen bir konumda durmaktadırlar, hazır ve nazır şekilde. Gelecek emirlerdedir
kulakları. Cinayetlerde, bu milletin kazandığı hiçbir şey yoktur ama kaybettiği
çok şey vardır. Cinayeti azmettiren karanlık odakların ise kaybettikleri hiçbir
şey yoktur, kazandıkları çok şey vardır. Bu millet, bu ülke ve bu devlet hep bu
tür karanlık tezgâhlarla harap edildi, zayıflatıldı ve mahkûm edildi. Bu yüzden
dâhilde ki piyonlar kimlerse onları tespit etmeli ve saflarımızdan diskalifiye etmeliyiz.
Gayet müteyakkız olmalıyız, teennili hareket etmeliyiz. Her olayı olanca
derinliğiyle sorgulamalıyız. Bizim kazanmamız değildir önemli olan, milletin
kazanmasıdır. Bizim çıkarlarımız değildir önemli olan, devletin çıkarlarıdır. Bu
tür cinayetlerde düşen millet ve devlettir, yükselenler ise fitne ve fesat
odaklarıdırlar. Palazlanan şeytandır, kaybeden insandır. Artık bir ve beraber
olmalıyız, şeytana karşı ittifak etmeliyiz. Namuslu olan herkes, Türk, Kürt,
Sünni, Alevi, herkes tek can ve tek beden olmalıdır. Birliğimize, bütünlüğümüze
kasteden kimlerse, onları mutlaka ekarte etmeliyiz. Dinimize, devletimize,
vatanımıza, milletimize, ümmetimize, medeniyetimize sahip çıkmalıyız. Ya Allah
ahlakına sahip olacağız ya da cemaat ahlakına. Ya Önderimizin (sav) mübarek
izini takip edeceğiz ya da şeyhlerin cebine koyacağız akıllarımızı. Bu arada yanlış
anlaşılmak istemem; insanları Allah’ın dinine çağıranlara karşı boynumuz kıldan
incedir ama insanları kendi ürettikleri dinlere çağırıp, bu dini de İslam diye
sunanlara karşı boynumuzu eğecek kadar sekter ve cahil değiliz elhamdülillah. Kur’an
ve Hadis ile bendenizi yalanlayın eyvallah çekmezsem namerdim. Ama birazcıkta
vicdan lütfen, ahlak ve adalet lütfen. Eğer İslam isek, İnsan isek.
YORUMLAR
Özgür Deniz
18.04.2014 - 20:44
Sayın Paşam önce algılama da ve anlamada yanlışlık var...
Bir defa NE MUTLU TÜRKÜM demek mutlu etmiyor derken, direkt olarak bunu söylemenin mutlu etmediğini ifade etmiyorum, sadece bunu söylemekle insanın mutlu olamayacağını söylüyorum, ki olamaz da...
Bu sözün insanı mutlu etmesi için, bu sözü savunanların hem Türk'ü mutlu edecek işler yapması gerekir hem de bunu söylemesi gerekir...
İşte o zaman bu söz insanı mutlu eder...
Sen hep bunu söyler durursan hem de hiçbir şey yapmazsan, bu sözü kuru kuruya söylemek hiç ama hiç bir anlam ifade etmez, insan da mutlu olmaz...
Olay budur...
Siz burada olayı yanlış anlamış ve yanlış aksettirmişsiniz...
İnsanlarda sanır ki, bu insan Türk'üm demekten hazzetmiyor, Türk'üm demeyi mutluluk olarak görmüyor...
Oysa böyle bir şey yok...
Elhamdülillah Türk'üm ve Müslüman'ım...
Aynı bu düşünceler ekseninde kuru kuruya Müslümanım demekte elbette beni mutlu etmiyor...
Önce adam gibi işini yapacaksın, Müslüman için çalışacaksın, Müslümana dünyayı zindan etmeyeceksin ki, insan şöyle övüne sevine Müslümanım demekten zevk alsın, haz duysun...
Yoksa bugüne kadar ömrümüz NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE demekle geçti ama bunu diyerek hiç mutlu olamadım ve mutluda değilim...
Burada ki ince ayrıntıyı görmek gerekir...
Oysa o kadar detaylı ve net izah etmiştim ama yanlış anlaşılmış...
Annenizin mutluluğunda benim söylediğim detay gizlidir...
Evet TÜRK olmaktan mutludur, ki mutlu olmayanda zaten sorun vardır...
Burada sıkıntı yok...
Amma Kıymetli, eli öpülesi anneniz olayın inceliğini fark etmiş olsa aynen benim söylediğimi söyleyecektir Sayın Paşam...
Ben o mutluluklarda söylediğiniz şeyin zerre katkısı olduğunu sanmıyorum...
Ki insanlar zaten öyle bir bilinçte bile değildirler...
Mutlu olanların kahir ekseriyeti ellerindeki dünya nimetlerinden dolayı mutludur...
Ben TÜRKLÜĞÜN ve MÜSLÜMANLIĞIN insanların umurlarında olduğunu sanmıyorum...
Ki öyle olsaydı böyle olmazdı...
Böylesi denilen durum hepimizin malumudur...
Olaya daha geniş bakmak icap ediyor bence...
Yanlış anlaşılmak istemem ama çelişkiler yaşıyorsunuz Sayın Paşam...
Misal, hem Türklükten hem İslam'dan bahsediyorsunuz ama bu iki kadim ve ulvi değere açık ya da gizli savaş açanları yere göğe sığdıramıyorsunuz...
Bu acayip bir paradokstur mesela...
Kim bunlar derseniz;
En taze örnek, bir önceki yazıda bilgelik atfettiğiniz insandır...
Yanlış algı ve anlama durumu var Sayın Paşam...
Ayrıca ben Milliyetçiliğin bile insanların umurlarında olduğunu sanmıyorum...
Çok geniş bakmak gerekiyor...
İnsanlar hep çıkarlarına odaklıdırlar....
İdeal yaşayanlar çok çok azdırlar...
Ki şahsım adına ben herkese de Milliyetçi, Komünist, İslamcı, Anarşist vs. demem şahsen...
Zira böyle demem bu düşünceleri düşürür...
Nice yazımda da detayıyla izah ettim...
Misal, adam çıkıyor kendine Milliyetçiyim diyor, ama Milliyetçiliğin fikir babalarından bihaber hatta bunu bırak Türkün ne olduğunu kim olduğunu derinlemesine bilmiyor velakin gel gelelim Milliyetçi bir dünya öneriyor...
Aynı şekilde adam Komünizmin fikir babalarından bihaber, Komünistin ne demek olduğunu bilmez ama Komünist bir dünya önerir...
Yine adam Anarşizmin fikir babalarından bihaberdir, Anarşist kimdir bilmez ama Anarşist bir dünya önerir...
Keza İslamcılık akımının fikir babalarından bihaberdir ama İslamcı bir düzen önerir, hatta İslam'ı bile incelikleriyle bilmez...
Bu yüzden ben önüme gelene asla fikir bağlamında bakmam...
Böyle bakarsam fikirlere ihanet etmiş olurum...
Herkes gelenek icabı bir fikir sahibidir...
Yoksa mensubu olduğu fikri bilerek o fikri savunmakta değildir...
Zira hayatın içinde de görüyoruz...
Herkes çıkarına neresi gelirse oraya tutunmaya çalışıyor...
Yoksa fikir sahibi olanlar yer altındadır...
Nurettin Topçu, Necip Fazıl, Erol Güngör, Dündar Taşer, Lenin, Marks, Troçki, Mao, Che Guvera,Sabahattin Ali, Mehmet Ali Aybar, Bakunin, Stirner, Proudhon, Ali Şeriati, Seyyid Kutup, Mevdudi, Muhammed Esed, Cemaleddin Afgani ve bunların hepsinin benzerleri yer altındadır...
Yer üstünde olanlar ne bilmektedirler, ne de bilerek bir fikrin peşinden gitmektedir kahir ekseriyetle...
Bu yüzden insanları asla fikri olarak pek değerlendirmem...
SON TAHLİLDE;;;;;;;;olayı görünen yüzüyle algılamış ve anlamışsınız Sayın Paşam...
Ama olay arka perde de asla algıladığınız ve anladığınız gibi değildir...
Selam muhabbet umut barış kardeşlik iman vatan ahlak adalet kitap bilgi ilim bilim merhamet şefkat basiret feraset Türklük Müslümanlık ile...
Özgür Deniz
18.04.2014 - 20:44
Sayın Paşam önce algılama da ve anlamada yanlışlık var...
Bir defa NE MUTLU TÜRKÜM demek mutlu etmiyor derken, direkt olarak bunu söylemenin mutlu etmediğini ifade etmiyorum, sadece bunu söylemekle insanın mutlu olamayacağını söylüyorum, ki olamaz da...
Bu sözün insanı mutlu etmesi için, bu sözü savunanların hem Türk'ü mutlu edecek işler yapması gerekir hem de bunu söylemesi gerekir...
İşte o zaman bu söz insanı mutlu eder...
Sen hep bunu söyler durursan hem de hiçbir şey yapmazsan, bu sözü kuru kuruya söylemek hiç ama hiç bir anlam ifade etmez, insan da mutlu olmaz...
Olay budur...
Siz burada olayı yanlış anlamış ve yanlış aksettirmişsiniz...
İnsanlarda sanır ki, bu insan Türk'üm demekten hazzetmiyor, Türk'üm demeyi mutluluk olarak görmüyor...
Oysa böyle bir şey yok...
Elhamdülillah Türk'üm ve Müslüman'ım...
Aynı bu düşünceler ekseninde kuru kuruya Müslümanım demekte elbette beni mutlu etmiyor...
Önce adam gibi işini yapacaksın, Müslüman için çalışacaksın, Müslümana dünyayı zindan etmeyeceksin ki, insan şöyle övüne sevine Müslümanım demekten zevk alsın, haz duysun...
Yoksa bugüne kadar ömrümüz NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE demekle geçti ama bunu diyerek hiç mutlu olamadım ve mutluda değilim...
Burada ki ince ayrıntıyı görmek gerekir...
Oysa o kadar detaylı ve net izah etmiştim ama yanlış anlaşılmış...
Annenizin mutluluğunda benim söylediğim detay gizlidir...
Evet TÜRK olmaktan mutludur, ki mutlu olmayanda zaten sorun vardır...
Burada sıkıntı yok...
Amma Kıymetli, eli öpülesi anneniz olayın inceliğini fark etmiş olsa aynen benim söylediğimi söyleyecektir Sayın Paşam...
Ben o mutluluklarda söylediğiniz şeyin zerre katkısı olduğunu sanmıyorum...
Ki insanlar zaten öyle bir bilinçte bile değildirler...
Mutlu olanların kahir ekseriyeti ellerindeki dünya nimetlerinden dolayı mutludur...
Ben TÜRKLÜĞÜN ve MÜSLÜMANLIĞIN insanların umurlarında olduğunu sanmıyorum...
Ki öyle olsaydı böyle olmazdı...
Böylesi denilen durum hepimizin malumudur...
Olaya daha geniş bakmak icap ediyor bence...
Yanlış anlaşılmak istemem ama çelişkiler yaşıyorsunuz Sayın Paşam...
Misal, hem Türklükten hem İslam'dan bahsediyorsunuz ama bu iki kadim ve ulvi değere açık ya da gizli savaş açanları yere göğe sığdıramıyorsunuz...
Bu acayip bir paradokstur mesela...
Kim bunlar derseniz;
En taze örnek, bir önceki yazıda bilgelik atfettiğiniz insandır...
Yanlış algı ve anlama durumu var Sayın Paşam...
Ayrıca ben Milliyetçiliğin bile insanların umurlarında olduğunu sanmıyorum...
Çok geniş bakmak gerekiyor...
İnsanlar hep çıkarlarına odaklıdırlar....
İdeal yaşayanlar çok çok azdırlar...
Ki şahsım adına ben herkese de Milliyetçi, Komünist, İslamcı, Anarşist vs. demem şahsen...
Zira böyle demem bu düşünceleri düşürür...
Nice yazımda da detayıyla izah ettim...
Misal, adam çıkıyor kendine Milliyetçiyim diyor, ama Milliyetçiliğin fikir babalarından bihaber hatta bunu bırak Türkün ne olduğunu kim olduğunu derinlemesine bilmiyor velakin gel gelelim Milliyetçi bir dünya öneriyor...
Aynı şekilde adam Komünizmin fikir babalarından bihaber, Komünistin ne demek olduğunu bilmez ama Komünist bir dünya önerir...
Yine adam Anarşizmin fikir babalarından bihaberdir, Anarşist kimdir bilmez ama Anarşist bir dünya önerir...
Keza İslamcılık akımının fikir babalarından bihaberdir ama İslamcı bir düzen önerir, hatta İslam'ı bile incelikleriyle bilmez...
Bu yüzden ben önüme gelene asla fikir bağlamında bakmam...
Böyle bakarsam fikirlere ihanet etmiş olurum...
Herkes gelenek icabı bir fikir sahibidir...
Yoksa mensubu olduğu fikri bilerek o fikri savunmakta değildir...
Zira hayatın içinde de görüyoruz...
Herkes çıkarına neresi gelirse oraya tutunmaya çalışıyor...
Yoksa fikir sahibi olanlar yer altındadır...
Nurettin Topçu, Necip Fazıl, Erol Güngör, Dündar Taşer, Lenin, Marks, Troçki, Mao, Che Guvera,Sabahattin Ali, Mehmet Ali Aybar, Bakunin, Stirner, Proudhon, Ali Şeriati, Seyyid Kutup, Mevdudi, Muhammed Esed, Cemaleddin Afgani ve bunların hepsinin benzerleri yer altındadır...
Yer üstünde olanlar ne bilmektedirler, ne de bilerek bir fikrin peşinden gitmektedir kahir ekseriyetle...
Bu yüzden insanları asla fikri olarak pek değerlendirmem...
SON TAHLİLDE;;;;;;;;olayı görünen yüzüyle algılamış ve anlamışsınız Sayın Paşam...
Ama olay arka perde de asla algıladığınız ve anladığınız gibi değildir...
Selam muhabbet umut barış kardeşlik iman vatan ahlak adalet kitap bilgi ilim bilim merhamet şefkat basiret feraset Türklük Müslümanlık ile...