UYAN EY ÜMMET-İ MUHAMMED!...

Özgür DENİZ - 04.03.2015

Ahhh diyorum Ahhh! Şu garip milletim hakikatleri bir görse, bilse ve artık uyansa diyorum. Şeytanı ve şeytanlaşanları bir fark etse ve silkinip kendine gelse istiyorum. Allah’ını, Peygamberini, Kitabını, Dinini ve Kimliğini tanısa ahhh. Acılarım dinmiyor, dinmedikçe şeytana kinimi bileyliyor. Şu gözlerime hiç uyku girmese diyorum. Aciz bedenim güçsüz düşmese istiyorum. Düşünüyorum, fasılasız düşünüyorum. Okumak, durmadan okumak istiyorum ve yazmak bitevi. Gerçekleri tüm çıplaklığı ile haykırmak istiyorum karanlık, kör ve sağır suratlara. Dünyanın fani ve kirli zevklerine dalmayı, orada saplanıp kalmayı zül addediyorum, soydaşlarım, dindaşlarım kan kusarken zalimlerin ellerinde. Doğu Türkistan’ımı düşlüyorum. Filistin’de kuduz köpeklerin üzerine saldırtıldığı çaresiz çocuğumuzu hayal ediyorum. Somali’de açlıktan kanı çekilen yavrumuzun kara gözleri geliyor gözlerimin önüne. Çeçen düşüyor bir an aklıma. Ve Kerkük ve Musul ve diğerleri birden abanıyorlar üzerime, sanki, bize uzanacak bir el yok mu diye haykırıyorlar boşluğa. Tek bir vatan evladının, tek bir soydaşın ve dindaşın kaybını, bitiş ve yok oluş telakki ediyorum. Bataklık içerisinde debelenen, şeytanilerin kıskacında sessiz çığlıklar atan çaresiz insanlarıma, ümmetimin yetimlerine üzülüyorum. Haçlıların hep üstün gelmeleri kahrediyor. İçimizde ki Haçlıların bir türlü sezilememesi ve sürekli bu millet, bu ümmet, bu devlet, bu vatan üzerine tezgâhlar kurmaları, planlar yapmaları ve ansızın vurmaları yorgun düşürüyor zayıf bedenimi. Çıkar peşinde koşup, ümmetini, milletini, vatanını, devletini arkada bırakanlara kahrediyorum. Yeryüzünde oluk oluk Müslüman kanı akması azap veriyor ruhuma, beynime işkence oluyor. Bir DİRİLİŞ özlüyorum, öyle bir DİRİLİŞ ki, tüm milletim bir olsun, beraber olsun ve kardeşleriyle olsun. Din peşinde koşsun, din peşinden koşanların peşinden koşsun. İdeolojilerin kör ve karanlık kuyularında yitip gitmesin ve yitip gidenlerin peşlerinde ömrünü heder etmesin. Türk’ün kudretli günlerinin geri gelmesini arzuluyorum. Küffara çalınan kılıçların önünde eğilmek istiyorum ve öpmek o kılıçları tutan elleri. Tozu dumana katıp ve küffarın üzerine atılıp küffarı nallarıyla paramparça eden atların yelelerini okşamayı düşlüyorum. Haçlı sürülerine kan kusturulan günlere yeniden dönmeyi diliyorum. Şeytanların, küçücük yavruların üzerlerine kuduz köpeklerini salmaları karşısında aciz kalmak çıldırtıyor beni. Biz birbirimizi yerken, şeytanlar bir olup bizi yemenin planlarını yapıyorlar. Yeryüzünün her bir köşesinde, Haçlı artıklarının elinde esir olan soydaşlarım, dindaşlarım yüreğimden damla damla kan sızdırıyor. Gençliğimin, şeytan işi pisliklerin bataklığında göz göre göre boğulup gitmesi perişan ediyor beni. Makamına, mevkiine, mülküne ve şöhretine sımsıkı sarılıp, gençliğe el uzatmaktan korkanlardan iğreniyorum. Türkü tadında yaşamak istiyorum. Şiir gibi aksın hayat diyorum. Olmuyor be gözüm olmuyor. Niye böyleyiz, nasıl böyle olduk ve nasıl böyle kalıyoruz anlamıyorum. Kardeşliğimizi bozmuşlar bizim. Birliğimizi dağıtmışlar. Devletimizi en başından kuşatmışlar. Zannetmişiz ki devlet bizim, bizim olmayan devlete tapmışız. Biz ne de safmışız. Kurtarıcı bildiklerimiz esir kılmış bizleri de hiç farkına varamamışız ve yıllar yılı öylece yaşamışız. Yıllar geçip giderken kendimizi kaybediyormuşuz ama anlamamışız. Dinimizi de, dilimizi de bozmuşlar bizim. Benliğimizi mahvetmişler. Mülkümüzü ele geçirmişler, kurumlarımızı ele geçirmişler, bizi ele geçirmişler gözüm bizi. Türk’ün değil de Masonların yurdu olmuş bu topraklar. Tapınakçılar adeta karargâh kurmuşlar ve sürekli içimizden vurmuşlar bizi. Kriptolar sarmış dört bir yanımızı. Uyanalım kardeşlerim uyanalım. Kendimize gelelim. Dirilelim ve direnelim. Dilimize dönelim, dinimize dönelim. Osmanlı Türk’ünün yitip giden ruhunu yeniden diriltelim. Bu topraklar, rengiyle, kokusuyla, özüyle, sözüyle, yüzüyle, ruhuyla, şekliyle ve her güzel şeyiyle yine bizim olsun artık. Dost kim, düşman kim bilelim artık. Şeytanın kucağında yaşayanlara değil, vatanın kucağında yaşayanlara kulak verelim. Şeytanın kucağında yaşayan şeytanın sözünü söyler, vatanın kucağında yaşayansa milletin sözünü söyler. Değiştirelim şu makûs talihimizi. Biz yandık çocuklarımız yanmasınlar!

Uyan ey Ümmet-i Muhammed, Allah aşkına uyan artık!
Tarih: 04.03.2015 Okunma: 804

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?