Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Televizyonlardaki İslamî tartışmalara, kaş-bıyık, saç-sakal, kıl-tüy zırvalarından sonra, şimdi, uluslar arası zırvalamalar da dâhil oldu…
Allame, önünde Kutsal Kitap, anlatıyor… Bir Ayet’i aslından ve mealiyle okuyor: “Allah, günahlarından dolayı bir toplumu helak eder.” Yorum katıyor: “Yerle bir eder”! Buna misal olarak da Amerika’yı veriyor… Diyor ki; “Irak’ta, Afganistan’da yaptıklarından dolayı Amerika ceza görmeyecek mi? Allah onları helak edecek, yerle bir edecek”!
Dostum, görmüyor musun?
Allah’ın ne Amerika’yı, ne ondan çok daha ağır günahlara batmış olan, “bebek katili” İsrail’i helak ettiği var!
Tam tersine, Amerika ve İsrail’in de içinde bulunduğu Batı her geçen gün biraz daha kuvvetleniyor, gelişiyor, büyüyor.
Yüzyıllardır, asıl yerle bir olanın İslam dünyası olduğunu idrak edemiyor musunuz?
Sen vatanını savunamadıktan, koruyamadıktan, işgale engel olamadıktan sonra, Allah, Batı’yı neden helak etsin? Sende hiç mi kabahat yok?
Hem bir bak bakalım, İslam’ın emirlerine biz mi daha çok uyuyoruz, Batı mı?
Misal, ilk emir olan, “Oku” emrine!
Misal, “İlim öğreniniz” emrine!
Misal, “Ölçüyü, tartıyı doğru tutunuz” emrine!
Misal, “Yalan söylemeyiniz, iftira etmeyiniz” emrine!
Misal, “Hırsızlık-yolsuzluk yapmayın, rüşvet yemeyin, bana kul hakkıyla gelmeyin” emirlerine!
İslam, hiç de sizin iddia ettiklerinizi söylemiyor… Kendimizi kandırmayalım, İslam’ı yanlış anladığımızı kabul edelim, İslam’ın gerçeğini görelim.
x x x
İSLAM’IN MESAJI GAYET AÇIK
Hz. Muhammed’e vahiy gelene kadar tarih sahnesinde bir Arap Milleti, bir Arap Devleti yok! Bakınız, İslamiyet öncesi Arabistan’ı tarih nasıl anlatıyor: “Arabistan, 4. Ve 6. Yüzyıllar arasında yoksulluk ve bedevileşme çağı olarak tabir edilen bir tür karanlık çağa gömülmüştür. Müslümanlar söz konusu dönemi ‘cahiliye’ olarak isimlendirirler. Arap halkı bedevî kabiller şeklinde örgütlenmişti. Geçimlerini sürülerinin yanı sıra kervan ticareti ve yağmacılıkla sağlıyorlardı. Kabilenin siyasî örgütlenmesinde liderliği, adına ‘seyyid’ veya ‘şeyh’ denilen önderler üstlenmişti.” (Uygarlık Tarihi, AÜ Yayınları)
Görüldüğü gibi, ortada bir “devlet” falan yok… Milletten de söz edilemez… Kabileler var ve karanlık bir “cahiliye” çağını yaşıyorlar.
İşte, Peygamber böyle karanlık bir çağda, böyle dağınık, cahil bir topluluğa gönderiliyor.
15-20 yıl gibi çok kısa bir süre içerisinde dağınık kabileler bir Arap milletini oluşturuyor ve teşkilatlı bir devlet haline geliyor.
Hz. Ebubekir ve Ömer zamanında Suriye, Filistin, Irak ve Mısır’ın büyük bir kısmı Müslümanların eline geçiyor (632-642). İslam devleti kartopu gibi hızla büyüyor. Emeviler devrinde, 649’da Kıbrıs, 654’te Kos ve Rodos adaları fethediliyor.
İlk Vahiy’den sadece 62 yıl sonra, 674’te İslam orduları İstanbul’u denizden ve karadan kuşattı. 680 yılına kadar süren kuşatmanın başarıya ulaşmasını, güçlü surlar, soğuk ve hastalığın sebep olduğu ağır kayıplar ve Suriyeli Mimar Kalinikos’un bulduğu suda bile yanmaya devam eden Grek Ateşi engelledi. Yoksa İstanbul düşüyordu.
Şimdi düşünün, o günün şartlarında Arabistan nire, İstanbul nire?
Kapkaranlık bir çağda, darmadağınık bir halde yaşayan Arap kabilelerinden, 60 yıl gibi bir insan ömrüne sığacak kadar kısa bir süre içinde, İstanbul’u kuşatabilecek kadar büyük bir kudrete ulaşmak!
Bunu sağlayan ne?
İslamiyet! İslamiyet’in ilkeleri…
İslam’ın mesajı çok açık! Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, AYDINLANMAK’tır.
"Aydınlanmadan uzaklaşan bir kavmi Allah helak eder"!
Sen aydınlanma üzerinde hiç durma…
İslam’ın esasını hiç kale alma…
Aydınlanma, gelişme, güçlenme… İslamiyet öncesinde olduğu gibi “cahiliye” bataklığında debelen, saçla-sakalla, kılla-tüyle oyalan…
Sonra de ki, bekle ki Allah Amerika’yı helak edecek!
Amerika helak olacaksa onu yapacak olan da sensin…
Ama herhalde;
Amerikan uçak ve silahlarını satın alarak,
Onlara gırtlağa kadar borçlanarak,
Hemen hemen bütün İslam topraklarında üsler vererek değil!
Sen Amerika yerle bir olsun diye gayret bile etmiyorsun! Amerika gelişmeye-güçlenmeye devam etsin diye işbirliği yapıyorsun! Hatta ve hatta Amerika bizi korusun diye ona üsler veriyorsun.
Sen ne İslam olduğunun şuurundasın,
Ne de yaşadığın çağın, yaşadığın âlemin!
Çaresizce, şuursuzca mucize bekliyorsun!
Mucizenin bizzat İslam olduğundan, onun mesajı, getirdiği ilkeler olduğundan bile habersiz kalacak kadar kopmuşsun dininden!
Ne yazık ki bu millet seni din âlimi sanıyor!
x x x
İstiklal marşı şairi Mehmet Akif'i, Marşın 84'ncü yıldönümünde rahmetle anıyorum.
