Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
ABD’nin gelecek seçimlerdeki Başkan Adayı, Senatör Rand Paul, “Kürdistan’ın sınırlarını kendi ellerimle çizeceğim, onlara bir ülke sözü veriyorum. Yeni bir ülkenin sınırlarını çizmek için Türkiye, Irak ve Suriye’den toprak alınması gerekir.” diyor.
Senatör’ün sözleri, pek çok şeyi acı acı düşündürüyor:
1. Bu başkan adayı Türkiye, Irak ve Suriye’den toprak alıp, kendi elleriyle sınırlar çizeceğini söylemek cesaretini nereden bulabiliyor? Bu cesareti ona veren nedir, kimdir?
2. Demek bu üç ülkede, kendi elleriyle sınır değiştirebileceğini bu kadar kolay görüyor. Bu “devletler”i devletten saymıyor. Sınırlarının, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası antlaşmalarla çizildiğini kabul etmiyor.
3. Başka ülkelere üsten bakan Senatör’ün, ta 1648’de imzalanan Westphalia Barışıyla “devletlerin egemenliği ve eşitliği” konusunda anlaşıldığından haberi olmadığı belli oluyor.
4. Yine, Sayın Senatör’ün, kendi devletinin, “Amarika kıt’ası dışındaki devletlerin işine karışmama” ilkesini esas alan, 1823 tarihli “Monreo Doktrini”nden de haberi olmadığı anlaşılıyor. Her ne kadar bu ilke Birinci Dünya Savaşıyla birlikte askıya alındıysa da, hiçbir zaman devletlerin sınırlarına bu kadar açık bir müdahale yapılacağı da dile getirilmemişti.
5. Dikkatinizden kaçmamıştır; Sayın Senatör, “dördüncü Kürt bölgesi”nden söz etmiyor… Toprak alınacak ülkeler arasında İran’ın adı geçmiyor! Neden dersiniz? Aslında, ABD’nin Ortadoğu’daki esas hasmı İran değil mi? Peki, İran’ın sınırlarını “kendi elleriyle çizeceğini” neden söylemiyor? Yoksa söyleyemiyor mu? İran’ı Türkiye’den daha dişli ve güçlü mü görüyor? Bizi “çantada keklik” mi sayıyor? İran’ın kıyameti koparacak tepkisinden mi korkuyor? “Müttefiki” olan Türkiye’den ise hiç çekinmiyor. Demek, İran kadar olamamışız!
6. Nitekim Senatörün bu haddini bilmez sözlerine bir tepki var mı diye internette gezindiğimde, kimseden “tık” çıkmadığını gördüm. Hâlbuki “içişlerimize karışan”, “vatandaşlarımızı kışkırtan”ta, “toprak bütünlüğümüze kasteden” Senatör’e yeri göğü inleten tepkiler gösterilmeli değil miydi? Ne yazık ki cılız bir kınama bile göremedik!
x x x
Sanatör’ün bu saldırganca tutumu insanın aklına Namık Kemal’in meşhur beytini getiriyor:
Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?
Biliyorsunuz, Namık Kemal’in bu yürek yakıcı sualine cevap ancak on yıllar sonra Mustafa Kemal’den geldi:
Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini!
x x x
Senatör’ün sözlerini internette ararken, haberi Milliyet, Radikal gibi ulusal gazetelerin yanı sıra, Rizehaber.net’in de verdiğine, dolayısıyla hassasiyet gösterdiğine şahit oldum.
Bendeniz de başlığı ona göre düzenleyip, Namık Kemal’i rahmetle anarken onun beytini günümüze uyarlıyarak soruyorum:
Vatanın bağrına senatör dayamış füzesini,
Yok mudur kurtaracak yurdun Van’ını, Rize’sini?
x x x
Nihayet, tepkimi Senatör’ün ağzından kaçırdığı kendi cümlesiyle gösteriyorum:
Toprak almak, sınır çizmek, “Bunu söylemek elbette gerçekleştirmekten daha kolaydır.”
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan…