Düşün ey insan! Niye insansın? Niye bu dünyadasın? Nereden
geldin ve nereye gidiyorsun? Ne yapmalısın? Bırak seni aldatan, insanlığa kan
kusturan ve dünyaya zulüm kusan sahte önderlerin peşinden gitmeyi; bırak aklına
ipotek koyarak seni mahveden, seni kardeşine düşman kılan, seni dinden
uzaklaştıran ve kendi bağnazlığında adeta boğan sahte şeyhlerin çevresinde
dolanmayı. Kendine dön, kendine gel, kendini bul ve dal deryaya. İslam neyine
yetmiyor? Hz. Muhammed (sav) neyine yetmiyor? Kur’an neyine yetmiyor?
EN SON TAHLİLDE; Terörün babasıyım, bozguncu başıyım der.
Şeytanın çocuğuyum ve varisiyim babamın der. Gözlere perde çekerim, kalpleri
lekelerle doldurur ve bozarım, hakikati işittirmem, hissiyatı iptal ederim der.
Akılları ipotek altına alırım ya düşündürtmem ya da istediğim gibi
düşünülmesini sağlarım der. İnsanı iyi tanırım ve onun her yönüne uygun şeyler
üretirim ve onu bu şeylerle paramparça ederim der. Kendi tekelime aldığım dünya
nimetleri için onu kendime hizmetkâr kılarım der. Ülkelerin ekonomilerini benim
adamlarım yönetir der. Medya bana çalışır, her farklı politikada güçlü adamlar
bulundururum der. Terörle ülkeleri vururum, milletleri parçalarım ve kardeşliği
iptal ederim der. İnsanların yanına din diyerek yaklaşırım der, milliyet
diyerek yaklaşırım der, kardeşlik diyerek yaklaşırım der, vatan diyerek
yaklaşırım der. İnsanlık tarihinde ki bazı şahsiyetleri putlaştırır ve
insanların bu putlara tapınç içinde olmasını sağlarım der. Böylece insanlar o
putların zamanında kalarak, yeni zamanlara ayak uyduramazlar ve gelişemezler
der. Tüm değerleri bozarım, yozlaştırırım ve böylece insanı da bozarım der.
Muhtelif yemler hazırlarım ve oltama takar, insanlık denizine fırlatırım,
nihayet oltama takılacak çok balık vardır der. İdeolojiler benim yemlerimdir
der. O yemleri kullanarak nice kasırgalar meydana getirdim, nice canlar aldım,
kanlar döktüm, düzenler yıktım ama hiçbir insan anlamadı der. Kanlı devrimler
benden sorulur der. O devrimlerle nice kardeşlere birbirilerinin kanlarını
akıttırdım der. Tez fısıldarım der. Ama tezimin antisi de hazırdır der. İkisini
çarpıştıran insan yine beni bulur der, çünkü ikisinin sentezi de benimdir der.
İnsanları balıklaştırırım ve denizleri ben olurum der. Ben izinliyim der, en
sona kadar. İsyan ettim beni yaratana der ve and olsun insanları da isyana sevk
edeceğim ve sevk ettim bile der ve güler. Korku salarım cılız yüreklere ama
korkarım imanlı yüreklerden der. Bu yüzden ilk işim imanları kalplerden söküp
almaktır der. Çünkü iman dolu yüreğin yanına bile yaklaşamam der. Oysa
bilmezler ki ben bir hiçim der. Fakat kanlara kadar karıştırdığım korkumla bunu
kimse anlayamaz der. Yeryüzünde ki tüm pisliklerin üreticisi, taşıyıcısı,
yayıcısı ve satıcısı benim der. Çokta alıcı bulurum hani der. Eroini içecek
çocuklarım vardır, fuhuş bataklığında yüzecek çocuklarım vardır, içerek
eğlencelerime eşlik edecek çocuklarım vardır, kumar partileri düzenleyecek
çocuklarım vardır, faizle zenginleşecek çocuklarım vardır der. Ve ben işte bu
şekilde dünyanın efendisi olacağım der. Kör ettim, sağır kıldım, hisleri
öldürdüm, düşünceleri kör noktada kaybettirdim der. Edepsiz, erdemsiz kıldım
insanları der. Nefsine tapar oldu herkes benim tezgâhımla, planlarımla der.
Dünya savaşlarını ben tetikledim der. Dünyayı İslam ve Türk belasından da ben
koruyacağım der. Benden korkulması, bir hiç olduğum halde, bir hep ve her şey
olarak gösterdi beni insanlara der. İskeletini söküp aldım ve bir et yığını
kaldı insanlar der. İslam’ı tahrif ve tahrip etme planlarının ardında ki el
benim elim der.
İŞTE BU SESLENİŞ, SİYONİST YAHUDİNİN SESLENİŞİDİR. Uyan
ey insan!
Şu kesinkes bilinmelidir ki; kavgamız asla ve kata
Yahudilerle değildir. Olayı bu şekilde algılamaya çalışan, olayı buraya çeken,
olaya böyle bir anlam yükleyen, tüm bunları kasıtlı, bilinçli olarak yapar ve
böyle yapanlar namussuzdurlar, şerefsizdirler, alçaktırlar. Çünkü bizim için
mazlum mazlumdur. Bizler ancak zalimlerle kavga ederiz, sözümüzü zalimlere
söyleriz. Bizim kavgamız şeytanladır ve şeytanın yeryüzünde tecessüm etmiş hali
olan Siyonist Yahudi iledir. Yahudilerin varlıkları için bile tehdit ve tehlike
arz eden Siyonist Yahudi iledir. Bu şeytan tüm insanlığın can düşmanıdır.
Hakikatin can düşmanıdır. Kendi milletinin can düşmanıdır. Bahusus Türk’ün ve
İslam’ın can düşmanıdır. Tüm değerlerin düşmanıdır. Önderimizin ve Kitabımızın
can düşmanıdır. Siyonist Yahudi’ye düşman olmayanların insanlıkları kesinlikle
nakıstır. Yahudi bile bu şeytana düşman iken, diğer insanların bu şeytana kucak
açması asla anlaşılacak bir şey olamaz. Bu şeytana yaklaşan, kendi milletinden,
dininden, devletinden, vatanından, ümmetinden uzaklaşır. Hatta Allah’tan bile
uzaklaşır. Şeytanla uzlaşılmaz, teşrik-i mesai yapılmaz. Şeytana hiçbir şartta
ve koşulda otorite konumu atfedilemez. Hakikatten korkmayalım ve kaçmayalım ey
insanlar! Hakikat güneş gibidir, geliniz o güneşi karanlığa doğru tutalım.
Yarasaları gizlendikleri karanlıktan çıkarıp atalım, def edelim. Semamızı
kaplayan kara bulutları dağıtalım. Karanlığın kara efendilerine hadlerini ve
hudutlarını bildirelim. Gözlerimizde ki perdeyi indirelim, kulaklarımızın
pasını temizleyelim, vicdanlarımızı hafifletelim, beyinlerimizi kuşatan
duvarları yıkalım, gövdemizi saran zincirleri kıralım. Hainlik kötüdür ey
insanlar! Sadakat ise güzel şeydir. Hainlik; temizliği yok eder, masumluğu
kirletir, haysiyeti çürütür, ahlakı ezer. Halkımıza, ülkemize, dinimize,
devletimize karşı sadakatli olalım ey insanlar! Ölümü bir an bile unutmayalım.
Siyasetimiz Hakka ve Halka istinat etsin. Ahlakı ve adaleti hedef edinsin.
Bana hiçbir kimsenin kızmasını arzulamam. Çünkü hiçbir
kimseye düşmanlığım yoktur. Şeytandan ve bilinçli, şuurlu ve farkında olarak
şeytanlaşanlardan başka. Sadece ümmetimi, milletimi, devletimi, ülkemi ve
dinimi seviyorum, o kadar. Elbette rahatsızlık veriyor olabilirim ve bu
normaldir, çünkü hakikat acıdır. Her söylediğim hakikattir diyemem ama hakikati
söylemeye gayret ediyorum diyebilirim. Yalana düşmanım ve hakikatle kovarım,
kovalarım yalanı. Hakikatin dili olmaya çalışan bir insanım. Mazlumun ve mustazafın
eli olmaya çalışan bir insanım. Çok ezildim, dövüldüm, yurtlarımdan kovuldum
ama yılmadım, yıkılmadım ve zaferler bana güldü hep. Güneşler bana doğdu hep.
Dinmeyen sancılarım, azap olan acılarım var benim. Zulüm altında hala inleyen
soydaşlarım ve dindaşlarım var benim. İnsanlar değil, şeytanlar, şeytanlaşanlar
ve hainler korksun hakikatten. Hakikati tahrif ve tahrip edenler, mürailer,
düzenbazlar korksun hakikatten. Tiranlar, oligarklar, kompradorlar, sahte
şeyhler korksunlar hakikatten. İnsan olanlar, insan kalanlar, insanca yaşamaya
sevdalı olanlar, insanca bir düzen peşinde olanlar niçin korksunlar ki
hakikatten? Nefsimden ve nefsim için konuşmadım ve konuşmam asla. ELBETTE
RAHATSIZ EDECEĞİM!