Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İsabetli anketler, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumun siyasete aynen yansıdığını gösteriyor…
2000 sonrası büyüme ve seçim sonucu rakamları bunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
2001 krizi, esanfa, Başbakan’ın önüne “yazar kasa” attıran o korkunç kriz, 2002
seçimlerinde iktidar ortaklarını tuzla buz etmişti. Çünkü o sene Türkiye Ekonomisi dolar
bazında %25, TL
bazında %6 küçülmüştü -aradaki farkın sebebi kurdaki anormal artıştı-.
x x x
BÜYÜME SİYASETİ VE SEÇİMLERİ NASIL ETKİLİYOR
Türkiye’nin, nüfus artışından kaynaklanan iktisadî ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve artan iş gücüne istihdam sağlayabilmesi için yıllık olarak ortalama %5 büyümesi lâzım. Bu oranda bir büyüme mevcut iktidarın oylarını etkilemiyor. Ne artıyor, ne düşüyor. 5’in üzerindeki her bir puanlık artış iktidar oylarını da kabaca 1 puan artırıyor. Her 1 puanlık düşüş de iktidar oylarını 1 puan düşürüyor.
2004, 2005 ve 2006’da ekonomimiz, 9,5-8,5 ve 7 oranlarında büyümüştü… Bu büyüme, 2007 seçimlerinde iktidara yüzde 47 oranında bir oy getirmişti.
2008 ve 2009’da büyüme, 0 ve -5 oldu… Bu negatif büyüme, başka bir deyişle “küçülme” de AKP oylarına, 2009 yerel seçimlerinde 8 puanlık bir erimeye yol açtı, %39’a geriledi.
2010 ve 2011’de, büyüme tekrar yükseldi, âdeta arka arkaya rekor kırdı… Yüzde 9,5 ve 8,5… Bu artışlar, 2011 seçimlerinde de AKP’nin rekor kırmasını sağladı: %50!
x x x
2012’DEN İTİBAREN DÜŞÜŞ BAŞLADI
Büyüme 2012’de sert bir fren yaptı: Yüzde2,2! Başabaş noktası olan %5’in hayli altında…
2013’te ise yüzde 3 civarında gerçekleşti. Bu düşüşler 2014 yerel seçimlerinde, iktidar oylarını 2011’e nazaran 7 puan geriletti: %43!
2014’te de yüzde 3 civarında bir büyüme gerçekleşti. Yani yine 5’in altında olduğu için nüfus artışının etkisiyle negatif sayılacak bir rakam…
Ayrıca, nüfus artışımız sadece yurtiçindeki doğurganlık kaynaklı değil… Bildiğiniz gibi, son 3 yıl içinde Türkiye’ye Suriye’den 2 milyon nüfus eklendi. Bu gelişme veya gerileme, büyüme rakamlarını daha da aşağı çekmiş oluyor. Bunu da hesaba katmak lâzım… Üstüne, bir de 2015’in ilk günlerinden beri yaşadığımız, dövizdeki, enflasyondaki, iş dünyasındaki ekonomik olumsuzlukları eklemek lâzım!
Sandıktaki tercihi belirleyen en önemli etken vatandaşın cebi…
Diğer etkenler; yönetenlerin “dinci” veya “laik” olması, “yolsuz” veya “dürüst” olması ve aklınıza gelen bütün başka faktörler ikinci, üçüncü, beşinci sıradan belirleyici etkenler!
Yukarıdaki rakamlara bakarak, kendi anketinizi kendiniz yazabilirsiniz!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 18 Mart…