Nesl-i ati bir şeyi görecek ve çok şeyin farkına varacak; cemaatçiliğin, insanı nasıl da koyunlaştırdığını, hakikate nasıl da yabancılaştırdığını ve kendi özüne nasıl da ters düşürdüğünü, nasılda acımazsızca başka kulların haklarının gaspına neden olduğunu, başkalarını nasılda umursamamaya neden olduğunu ve yok saydırdığını, kardeşliği nasılda katlettiğini, adaleti ve ahlakı nasıl da çiğnenmesine yol açtığını, en yüce nimet olan aklı nasıl iptal ettiğini, kalplerde nasılda acı bıraktığını ama bu acıların yansımasına bile müsaade ettirmediğini, her şeyi nasıl da dar kalıplara mahkûm ettiğini ve nihayet hakların bu yolla nasıl da gaspına sebep olduğunu görecekler ve bunun nasıl da vahim bir şey olduğunu idrak edecekler ve tüm toplumu ağ gibi saran cemaatçilik belasından kurtulacaklar inşaallah. Cemaatçilerin değil Allah’ın kulu, Önderin (sav) ümmeti ve Kur’an’ın talebesi olduklarını hatırlayacaklar. Gittikleri yolu terk edecekler ve Allah’ın gösterdiği, Önderin gittiği, Kitabın yol işaretlerini verdiği yola girecekler. Belki cemaat olacaklar ama bu cemaat gözyaşıyla, terle, emekle yoğrulmuş ve varlığını tamamen insanlığa adamış, dünyadan bir beklentisi olmayan cemaat birliği olacak, ruhların birleştirdiği cemaat, bedenlerin, maddiyatın değil. Politikacıların nasılda hırslarıyla istiklali ve istikbali kararttıklarını, münhasıran kendi çıkarlarına odaklandıklarını anlayacaklar ve particiliğin nasıl da lanet bir şey olduğunu, politikacıların nasıl ahlaktan ve adaletten beri olduklarını fark edecekler. Son tahlilde; cemaatçilerden ve particilerden kurtulan ve hürriyetine kavuşan insanlık, Önderin (sav) tertemiz izini takip edecek bilinci kuşanacaklar. Beddua eden değil dua eden olacaklar. Çıkarlarını değil milletlerini düşünenler olacaklar. Şeyhlerin ve politikacıların gölgelerine değil, emekleriyle, terleriyle, kanlarıyla, yaşlarıyla yeniden kuracakları devlet-i alilerine iltica edecekler. Akıllarını kullanacaklar, kalplerinden fışkıran hayat kaynaklarına tutunacaklar. Avrupa pisliğinden ve Avrupa denilen melun şeytanın pisliklerinden tamamen kurtulacaklar ve kadim değerlerine dönecekler inşaallah. Adam gibi adam olacaklar. Kendi yollarını kendi akıllarıyla ve kalpleriyle bulacaklar. Şeyhlerden medet ummayacaklar. Politikacılardan kurtuluş beklemeyecekler. Çünkü bilecekler ki, kendi dinlerine, devletlerine, milletlerine, ümmetlerine, medeniyetlerine hizmet eden ne şeyh var ne de politikacı. Yeni oluşturacakları tarz-ı siyasetleri, dinden ve kimlikten beslenecektir. Boş ve hoş konuşan değil, dolu konuşan olacaklar. Sahte gözyaşı dökmeyecekler, döktükleri gözyaşları hayat olacak ve hayat sunacak. Cerbeze yapmayacaklar, söz söyleyecekler ve sözü öz söyleyecekler ve söz söyleyecek yüzleri olacak. Cemaat, grup ve parti çıkarları için değil, milletin çıkarları için koşturacaklar, yorulacaklar, üretecekler. Hesabi değil hasbi olacaklar.
En son tahlilde; nesl-i ati, tüm kirlerinden arınacak ve tertemiz bir nesil olacak inşaallah! Makus talihini kendisi yenecek ve kendi kaderini kendisi çizecek.
NESL-İ ATİ...
Özgür DENİZ - 04.04.2015
Tarih: 04.04.2015
Okunma: 660
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.