Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Perşembe akşamı (29 Nisan), Halk TV’de, iki CHP milletvekili adayı vardı: Barış Yarkadaş ve Eren Erdem…
Uzun süre onları seyrettim… Sonra tahammül edemedim, kanallar arasında zıplarken CNN TÜRK’te, iki MHP milletvekili adayını gördüm: Tuğrul Türkeş ve Ümit Özdağ, program sonuna kadar onları dinledim…
Aynı akşam içinde, her iki partinin ikişer milletvekilini kıyaslamak imkânı hâsıl oldu.
CHP’li adaylar nispeten genç adaylar, çok bilgileri var ama neredeyse hiç tecrübeleri yok… Gündem yaratabilecek müthiş bilgiler veriyorlar ama yorumlara gelince akla karayı karıştırıyor, moral verelim derken insanın morallerini bozuyorlar…
MHP adaylarına gelince, Güneydoğu hadiseleri hakkında Ümit Özdağ’ın verdiği bilgiler dışında, güncel bilgi son derece az ama yorum ve değerlendirmeler müthiş! Bilhassa Tuğrul Türkeş tam bir siyaset “pir”i! Kendini ve partisinin görüşlerini harikulade bir açıklık, samimiyet ve rahatlıkla ifade ediyor.
Ümit özdağ da tabii çok tecrübeli, çok isabetli değrelendirmeler yapıyor ancak “analar ağlamasın” polemiğindeki görüşleri yanlış anlamaya açıktı…
Onun dışında her iki MHP adayının duruşları, fikirleri, geleceğe ait öngörüleri insana güven veren, “işte devlet adamı” dedirten ağırlıktaydı. Kendilerinden gayet emin, 8 Haziran sabahı iktidarı teslim alıp, ülkenin başta “hukuk” bütün aksayan yönlerini tamir edecek güçte olduklarına inanan ve buna inandıran kurumsal bir duruşları vardı.
Evet, MHP’li bu iki aday, yukarıda söz ettiğim CHP’li iki adayla mukayese edilmeyecek kadar olgun, güven verici, siyaseten cezp edici… Gelgelelim, benim gözümde CHP’nin “toy” adayları çok daha değerli… Çünkü onlar “önseçim”le aday oldular… Son derece demokratik bir yoldan listelere girdiler… Onları “genel merkez” tayin etmedi!
Bu mukayeseyi yapınca, insan, “yazık oldu”, “MHP önseçim yapmalıydı” diye düşünüyor!
Çünkü seçimler “demokrasi” gereği var… “Demokrasi var” diye var! Nitekim her parti gibi MHP adayları da birinci hedeflerinin demokrasiyi geliştirmek, hukukun üstünlüğünü sağlamak, anayasada “demokratik” değişiklikler yapmak olduğunu söylüyorlar… Haddizatında, bunları gayet inandırıcı da söylüyorlar…
Lâkin ben de soruyorum: Demokrasiye inanan bir partinin ilk önce kendi içinde demokratik davranması gerekmiyor mu?
Parti içi demokrasiyi işletip, en önce ve her şeyden önce “önseçim” yapması gerekmiyor muydu?
MHP, şimdi “önseçim” yapmadığı gibi bundan sonra yapacağına dair de herhangi bir emare göstermiyor!
Hâl böyle olunca, MHP’nin “ağır abi” milletvekili adayları benim için fazla bişey ifade etmiyor!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’dan...
