Çanakkale denince, yüreğinde acı, buruk bir sevinç, kahramanlık coşkusu hissetmeyen bir yurttaş olabilir mi? Bu topraklar, artık kutsanmış, kanla yoğrulmuş, tarihe mal olmuş, dünyanın tanıdığı veya tanımak zorunda kaldığı bir yurt parçasıdır. Herkesin gurur ve övünç duyabileceği bir tarih oluşmuştur. Tarihin akışının değiştirildiği bir savaşın er meydanıdır burası. Bu güzel toprakların yetiştirdiği bir kahramanı, zamansız ve ani bir kaybı, tüm Çanakkale’yi yasa boğdu.
O güzel insanın; arkadaşım olması, bizleri can evimizden vurdu. Acı haberi gece yarısı aldık. Alkollü bir sürücünün, motosikletle yolunda giden kardeşimize, arkadan feci şekilde vurarak, yüzlerce metre sürüklemesi tam anlamıyla bir cinayettir. Bu ülkede, bu caniler hiç bitmedi ve bitmeyecektir.
Birlikte büyüdüğünüz, çelik çomak oynadığınız, çember çevirdiğiniz, örfe- nede yapılan pilava ortak kaşık salladığınız, ülkenin düşürüldüğü terör belasında, omuz omuza mücadele ettiğiniz, vatansever, kahraman, gönül dostu, can, yoldaş, adam gibi adam bir dostunuzu kaybetmenin acısına dayanabilmenin ne demek olduğunu herhalde bilirsiniz. Mekanı cennet olsun, Siyami BAYRAM kardeşimin. Kabrinde, Mevlam nur ışığını eksik etmesin.Onu, kullarının ne kadar sevdiğini Mevlam’da görüyordur!..
Kahramanlar kolay yetişmezler. Onlar sonradan kahraman olmazlar. Genlerinde olan bu güzellik, sadece şekil alır. Bu durum, bir Allah vergisi olduğuna inanıyorum. Kahramanlar, kargalar gibi sürüyle uçmazlar, onlar, kartallar gibi yalnız ve tek uçarlar. Gönül dostudurlar. Fikir adamıdırlar. Garibanları çok severler. Yardım etmek, düşeni kaldırmak, aç insanı doyurmak, insanların her türlü yardımına koşmak onların ortak özelliğidir. Vatanlarını canlarından çok severler. Maddi varlıklar bütün bu özelliklerinden sonra gelir. Onun için kahramandırlar!...
Keşke bu kahramanların yaşarken kıymetini bilebilsek.Toplumda, maalesef başarılı insanlar hep taşlanır. Yoktan var eden, Mücadele ede ede bir yerlere gelen, hak yemeyen ve yedirtmeyen, yetimin hakkını her ortamda savunan, gözünü budaktan esirgemeyen, hayatının her safhasında fedakarlığı ön planda tutan, bu güzel insanların sayısı o kadar az ki, kutup yıldızı gibi; ışık veriyorlar, yön gösteriyorlar ama, kıymeti yaşarken çok nadir biliniyor. Gittik den sonra ne kadar ağıt yaksanız beyhude!...
Cenaza töreninde, toplumun her katmanından insanları birleştirebilmek , göç ederken bile bir görev yaparak, ders vererek gidiyorlar. Göz ve gönül pınarları Siyami Kardeşim için özgürce aktı. Helal olsun o pınarları akıtabilene. Nurlar içinde uyu. Artık buraları merak etme, senin yetiştirdiklerin senin yerini alacaktır. Sen ektin ve gittin. O tohumlar yeşerdi ve büyüdü. Senin yolunda onlar yürüyecektir. Dualarımız hepsi senin için. Emanetlerin bizim kutsalımızdır. Sen gönüllerde taht kurdun. Kurduğun tahtlarda nesiller boyu yaşayacaksın. Gözün hiç mi hiç arkada kalmasın. Sen görevini fazlasıyla yaparak gittin. Sırat köprüsü vız gelir sana, uğurlar olsun, sevgili Kardeşim!...
(5.5.2015)
Hilmi ÇAKIR