Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Herhalde, duymayan-görmeyen-seyretmeyen kalmamıştır: İstanbul’daki AKP mitinginde, cübbeli-sarıklı bir vatandaş mikrofonu eline almış, bangır bangır şunları söylüyor: “Biliyorsunuz, ben her ay Beytullah’a giderim. Resulullah’ın mescidinde oturuyordum, ders yapıyordum. Rüyamda Davutoğlu’nu gördüm. Şurasında birim kodu yazıyor, burasında da başbakan yazıyordu. Ona başbakanlık resulullah tarafından verilmişti.”
“Hatip”in bu sözlerini yüzlerce-binlerce kişi dinliyor, kimseden ses çıkmıyor, yukarıdaki sözlere inanmış gibi gözüküyorlardı.
Ey iman ehli! Ey dindarlar! Ey “Elhamdülillah Müslümanım” diyenler! Ey imamlar, müezzinler, vaizler, müftüler, Diyanet İşleri Başkanı! Allah rızası için söyleyin, hatibin sözlerinde doğrunun kırıntısı olabilir mi?
Her ay beytullah’a gitmek nasıl oluyor?
Resullullah’ın mescidinde oturmak, ders yapmak ne demek?
Hele hele Davutoğlu’na başbakanlık Resullullah tarafından verildi, ne demek?
Rüyasında Davutoğlu’nu, hatta “şurasında başbakan yazıyor” olduğunu görmüş olsa bile bundan Resullullah’ın ona başbakanlık verdiğini çıkarmak nasıl bir hadsizliktir?
Hepiniz biliyorsunuz ki böyle bişey yoktur!
Odatv’nin haberine göre, bu şahıs, daha önce “Kabeli pasta”yı kesen kişidir. O şarlatanlığa ses çıkarılmayınca işi gittikçe azıttığı anlaşılıyor.
Allah’ı, Peygamber’i, kutsallarımızı siyasete alet etmektedir.
Söylediklerinin yalan olduğunu kendisi de, onu dinleyen yüzlerce-binlerce vatandaş da bilmektedir. Buna rağmen kimse tepki göstermemekte, sözleri onaylanmaktadır.
Bu saçmalıkların, bu kadar açıkça, mikrofon-hoperlör aracılığıyla bangır bangır dile getirilmesi, haddizatında, bunları söyleyenin de, dinleyip tepki göstermeyenin de bir kutsala, dine, imana, hele Resulullah’a hiç inanmadığının delili değilse nedir? Hz. Peygamber’i, açıkça, milyonların önünde siyasete alet edenin O’na inanıyor olabilmesine imkân var mı? Bunun cevabını gayet iyi biliyorsunuz!
Bu saçmalıklara dur deyin! Kutsallarımızın siyasete alet edilmesine tepki gösterin!
Yoksa kutsallarımız kumdan kaleler gibi yıkılacak, hatta yıkılmaktadır!
Kutsal değerlerimizi birkaç “şarlatan”ın elinde oyuncak olmaktan kurtarın!
Aksi halde, hepiniz bu vebale ortak olacaksınız!
Bu şarlatanlar, bizim yüzlerce yıllık derdimiz… Onların dine verdikleri zararı gören Mehmet Akif bir asır evvel bakın nasıl isyan etmiş, onları yermiş, ümmeti uyarmış:
"SARIK CÜBBE VE ŞALVAR; HEPSİ
İSTİSMAR, RİYA
Şekil yönünden sanki; Ömer'in
devri, güya!..
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir Kur'an sesinden, yerler ve gökler inler!
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine, taptırırsın vesselam!
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatın!”
Bana değilse bile Akif’e, “Akifimiz”e kulak verin!
x x
x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER'dan...