İŞ AHLAKI yok bu nedenle Ak ile kara karıştı
Son yazımın üzerinden yaklaşık 11 ay geçmiş.
Aslında yazının sonuna yazmam gereken cümleleri mi öne alıp yazımı eski yazım ve yazının altında yer alan 2 adet yorumla bitireceğim.
O yazımdan sonra değişen hiçbir şeyin olmadığını gördüğüm için; ayrıca kısaca İŞ AHLAKI fakirliğimizden dolayı ak ile kara neden bu kadar karıştı sorusunu kendimce cevaplayacağım.
Teknolojinin gerçekten her bireyin elinin altına geldiği günümüzde, Dünyanın tüm bilgilerine ulaşmak çok basitleştiği halde basın açıktan insanları nasıl manipüle edebiliyor.
Bu manipülasyon sayesinde öyle bir bilgi kirliliği oluşmuş durumda ki gözümüzle gördüğümüz, kulaklarımızla duyduğumuz, ağzımızla tattığımız ve derimiz ile hissettiğimiz hiçbir şey artık inanılır değil.
Hele ki yine gelişen teknoloji ile beynimizin bizi nasıl aldatabildiğini net olarak gördükten sonra ak ile karayı ayırabilmek gerçekten çok zor.
Peki ne olacak ki biz görüp işitip tadıp dokunduğumuza tekrar inanıp güveneceğiz.
Bunun için bence yapılması gereken tek şey var.
Görevi ne olursa olsun gereğini yapmayanlar ve görevinin gereğini bireysel duygu
ve düşüncelerine yönelik manipüle edenler için kim olursa olsun ağır
yaptırımlar getirilmelidir.
Bunu da kısaca “İŞ AHLAKI” nı su istimal edenler için ağır yaptırımlar getirilmesi gerektiği şeklinde ifade edebilirim. İşte o gün Ülkemizde Dünya da adaletli bir Dünya olabilir.
Aksi durumda insana saygınız varsa mutlak surette ezilen olursunuz. Çünkü iş ahlakı olmayan insanların görev yaptığı Dünya’da köpek doğası gereği iş ahlakı olmayan kişiler sadece sahiplerine sadık kalıyorlar.
İnsanlığa, Ülkemize İŞ AHLAKI olan insanlar lazım. Gerisi bence yalan.
Saygılarımla
Bir önceki yazım aynen şöyle:
Niye yazarlar – Niye Yazıyorum
İş yoğunluğum nedeni ile
gündemi kısmen de takip ediyor olsam da yazmaya vaktim olmuyordu.
Bayram tatili nedeni ile oluşan
boşluğu kullanıp hem yazmak hem de yazarlar ne için yazıyorlar onu sorgulamak
istedim.
Eee benim yazdığım bu yazının
okunabilmesi, çöldeki kum tanesinin oluşturabileceği mini bir fırtına kadar
gündem oluşturabilmesi içinde atraksiyon lazım.
Nasıl bir atraksiyon olursa
kalan satırlar okunabilir.
Şimdi desem ki bu satırları
okuyan sen aptal biri olmasan, ben sana aptal da desem kendinden emin olduğun
için ne yazdığımı merak eder kalan satırları okur kendi aklınla yazarların niye
yazdığını değerlendirirsin.
Çünkü yazarlar sadece aptalları
kandırmak için yazıyorlar.
Sen bu satırları okuyan kişi
aptal olmasan her fraksiyondan yazarlar seni aptal yerine koyarak yazı
yazamazlar.
Çok bildiğini sanan gerçek
sahtekarlar senin gibi aptallar yüzünden masallar uydurup insanları kandırıp
insanlık dışı eylemlerin yapılmasını sağlıyorlar.
Dahası seni manipüle ederek
yönlendiren yazarların, önderlerin tam tersini yazanları ve söyleyenleri senin
aptallığından dolayı okumayacağını, dinlemeyeceğini de hem yazarlar hem çok
bildiğini sanan gerçek sahtekarlar çok iyi biliyorlar.
Şimdi üsteki satırdan sonra
artık aptal olanlar okumayacağına göre kendi aklına güvenen seninle biraz
sorgulama yapalım.
22 Temmuzdan beri zaman
buldukça her tür eğilimin internet sayfalarını açıyorum. Yazarlarından
paragraflar okuyorum. Masamda bulunan 2.
Bilgisayarda açık olan tvibu’dan aynı saatlerde verilen aynı konulu haberleri
yine mümkün olan en fazla değişik kanaldan izlemeye çalışıyorum.
Ve aynı olaya bakış açılarının
farklılığı ile yaklaşımların nasıl aptal olan insanları manipüle etmeye yönelik
olduğunu gördükçe irkiliyorum. 50 yaşımı bitirmeye başladığım bugünlere gelene
kadar en az 30 senedir bu hep böyle idi hep de böyle gideceğe benziyor.
Zamanlar değişiyor, yazarlar
değişiyor, toplumu yönlendirmeye çalışan gerçek sahtekarlar değişiyor fakat
değişmeyen tek şey aptalların kandırılıp yönlendirilmesi.
Ve bunun gerçek sebebinin bu
satırları okumayarak kapatan aptal insanlar yüzünden olduğunu net olarak
anlıyorum.
Peki ortak yaşamak zorunda
olduğumuz bu aptal insanların kendi akıllarına güvenmesini sağlamak mümkün
olabilir mi?
Bence kendi aklına güvenen
seninle el ele verip aptal insanların kendi akıllarına güvenerek sorgulama
yapma kabiliyeti kazanmalarını sağlayabiliriz.
Hop hop. Kendinden hemen korkma.
Bu satırlara kadar okumaktan korkmadığına göre kendi aklına ve gözüne
güvenebilirsin.
İnsanların neden kendi
akıllarına güvenemediklerini beraber sorgulayıp çözümler üretebiliriz.
Ha bu arada siz kendi akılınıza
güvendiğiniz için; internet dediğimiz mükemmele yakın bilgiye anında ulaşma
imkanı veren ortama rağmen neden insanların aptal yerine konarak yazılar
yazıldığını siz benden daha iyi tahlil edebilirsiniz.
O zaman siz insanları aptal
yerine koyan bu yayınların nasıl yapıldığının çözümünü yazın ben kendi aklımla
sizin yazdıklarınızı sorgulayıp doğru bulursam ben size katılayım.
Fakat mecburen beraber yaşamak
zorunda olduğumuz bu Dünya’da mutlak surette birilerinin kalkıp bu manipülasyonlara
dur diyecek hareketi başlatması lazım.
Bir bayram günü iyi bayramlar
diyip dua etmek yerine aptal olmadığından emin olan seninle bir başlangıç
yapmak istiyorum.
Var mısın? Dünyanın kaderini
değiştirebilmek için 1 adım atmaya.
Evet yazdığım yazı aynen böyle.
Yazımdaki çağrıya rağmen sadece sitemizi yöneten İsmail
Hakkı bey yorum yazmış.
Yorumu aynen şöyle:
Ekleyen: İsmail Hakkı Cengiz |
Tarih: 30.07.2014 | Saat: 08:31
Yazıyı sonuna kadar okumakla
birlikte "aptal olmadığımdan emin" olamıyorum.
Diyelim ki aptal değilim, söz
konusu yayınlar hakkında ne yapılabilir!!!
Sorun, yayınlarda değil, beynini
kullanmayanlarda...
Sanırım, mesele, insanı,
"beynini kullanmaya nasıl ikna edebiliriz"de düğümleniyor.
Bugün, Tvitter'da Bediüzzaman'a
atfedilen bir cümle vardı: "Siyasi tarafgirlik o kadar kötüdür ki, kişiye
şeytanı melek, meleği şeytan gösterebilir".
Hal tam da böyle değil mi? Melek
gibi görünenlerin haddizatında şeytan olduğunu kalabalıklara nasıl anlatacağız?
Selâmlar...
İsmail Hakkı beyin yorumuna şu cevabı vermişim.
Ekleyen: Osman Yıldız | Tarih: 30.07.2014 | Saat: 10:54
İsmail bey
Aptal yerine konduğumu gördüğüm
her yazıya anında müdahale ediyorum. Sonuç alıyor muyum hayır.
Haberleri düzeltiyorlar.
Dün İŞİD İÇİN İSTANBUL'DA CİHAD
ÇAĞRISI başlıklı habere benim tepkimle haberin başlığını değiştirdiler.
İnsanları aptal yerine koyarak
yazı yazan köşe yazarlarının başta Ahmet Hakan Çoşkun olmak üzere Altaylısı,
Bekir Çoşkun'u, Cevizoğlusu gibi bir çoğu beni sosyal medyada engellemiş
durumda.
Osman Yıldız tek olmasa yanlış
gördüğümüze cevap veren bir geleneğimiz olsa ne olur ki?
Demokrat gibi görünen haber
siteleri Radikal, Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet, Zaman, Haber7, inanması zor
ama habervaktim gibi siteler benim yorumlarımı yayınlamazlar.
Bunu da değişik platformlarda
bir kaç kez ispatladım.
Benim ispatladığımı görenler
aptal olduğu için hiç bir şey anlaşılmadı.
Saygılarımla
Diye cevap yazmışım.
Saygılarımla