ADALETİ ARIYORUM, GÖREN VAR MI? Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 05.06.2015

 

Yarış adil olursa, yarış olur.Sizden, beş adım önde yarışa başlarsam bunun adı yarış olur mu?  Spor dünyasında sık sık duyarız. Şu sporcuda doping çıkmış, turnuvadan elenmiş, şu kadar süre ceza verilmiş gibi… Şimdi, Pazar günü Türkiye genel seçime gidiyor. Seçim de ülkenin yönetim yarışı. Dopingli bir seçim kampanyasından sağlıklı bir sonuç çıkar mı? Ortada hakem yok. Kiminin arkasında silahlı terör örgütü ,kiminin elinde devletin tüm imkanları, buyurun cenaze namazına(!)…

Dini-imanı dilinden düşürmeyen, siyasi partinin genel başkanının, korumaları camide imam dövüyor, tıs yok. Yaşayan her vatandaşın, hakkının olduğu TRT gibi bir kuruluşa ait bir tır aracı, iktidar partisinin seçim kampanyası için kullanılıyor. Etrafı parti logoları ile donatılmış, fakat; üstü görülmez diye, orada TRT logosu unutulmuş. Allah’ın işine bakın, suçüstü bir durum. TRT’nin aracına kadar, tenezzül eden bir zihniyetten, bu ülkeyi adil yönetmesini beklemek, abesle iştigalden çok öte bir durum değil mi? Cenaze nakil araçları da, bu iş için kullanılırsa şaşırmayın(!)..

Adil düzen diye diye, bir ömür harcayan bir ustanın yanından, ustayı yarı yolda bırakıp, kendi işyerlerini açan bir ekip tarafından, 12 yıldır yönetilen bir ülkede adil düzeni ve adaleti arıyorum. Her gördüğüme soruyorum. Kimi, şurada gördüm, kimi, burada gördüm diyor. Kim nerede gördüyse tarifine göre koşuyorum oraya. Her çaldığım kapı boş çıkıyor. Koşmaktan ve sormaktan bıktım usandım. Deli divane oldum. Adaleti arıyorum ama nafile!..

Bir terör örgütünün siyasi kolu gibi görev yapan bir parti, meydanlarda barış çığlıkları atıyor... Arkasında, eli kanlı bir örgütle siyasi arenada kendine güç topluyor. Doğu ve Güneydoğu halkı için, terör örgütünün ele başları, Kandil’den tehditler savuruyor. Eğer bizim partiye oy vermezseniz ,dünyayı başınıza yıkarız,asarız, keseriz... Yapar mı yaparlar. Şu anda gücü ve silahı elinde. Ne de olsa, “çözüm süreci!” devam ediyor. Başbakan meydanlarda çözüm süreci için; “Bedeli ne olursa olsun devam edecek!” diyor. Bu gerçekler altında seçime gidiyoruz. Bakalım nasıl bir bedel ödeyeceğiz veya ödetecekler.   Tarihin bugünleri nasıl yazacağını da çok merak ediyorum.

Devletin başı, meydan, meydan dolaşıyor, toplu açılışlar yapıyor. Eski partisine, her türlü desteği sağlayacak şekilde, anayasa ve yasaları göz ardı ederek, toplumun hiç mi hiç önceliği olmayan, bir başkanlık sistemini, halka benimsetmeye çalışıyor. Halk aş-ekmek derdinde. Böyle bir seçim dönemi hiç yaşamadım. Kimse de yaşamadı.

Ülke, bu anormal adaletsiz koşullarda seçime gidiyor. Muhalefet partileri, bu gerçeği bile halka anlatmakta aciz kaldılar. Arkasında, silah desteği ve para gücü olanın, sesinin her zaman gür çıkacağı aşikar değil mi? Para ve silah konuşturur ve istediğini yaptırmaz mı?  Adalet bunun neresinde? Bana göre, muhalefet bu ülkede başlıca sorun. İnşallah, bu seçim onların aklını başına toplayacağı ve gerçek liderlerini bulacağı bir seçim olur. Böyle giderse, şafak karanlık görünüyor. Eğer, bu fiili durum karşısında, tüm muhalefet seçimden çekileceğini, ilgili yasal kuruluşlara resmi müracaat yapabilselerdi; bugünleri yaşamayacaktık. Burada da sınıfta kaldılar. Hatta, bir siyasi partinin liderinin de bu konuda kamuoyuna sözü vardı. Hatırlatalım. “Nerede bir miting düzenlersen, aynı yer ve saatte miting düzenleyeceğim”demişti. Hani nerede?.. Risk almadan, başarıyı kim elde etmiş ki, bunlar elde etsin?..

Ustalık döneminden geçiyoruz ya… Ustaların ustası,(Altı kez gitti-yedi kez geldi.) Süleyman Bey, Türk Siyasi Tarihine şu cümleyi hediye etmişti. “Dün dündür, bugün bugündür!” Gömlek değiştire- değiştire geliyorlar. Daha değiştirecek gömlekleri var. Bir düzine yaptırmışlardı,yarısını kullandılar.Şimdi, “İkinci yarıda(!)” kalan diğer gömlekleri değiştirecekler. Usta, yeni gömlekler dike dursun, onlara da sıra gelecek…

Her konuda helallik alan kardeşlerim. Bu konularda hakkınızı helal edecek misiniz? Hoca sormadan vicdanlarınıza sorun. Öbür tarafa ne ile giderseniz gidin, bir çaresi var ama, bir tek kul hakkına çare yok olduğunu biliyorum ve öyle öğrettiler. Size başka, bana başka mı öğrettiler yoksa? Sizin hocanız başka mıydı? Ben Mevleviler gibi döne- döne, yana yıkıla adaleti arıyorum, siz gördünüz mü? İçinizde belki gören vardır. Lütfen saklamayın bana söyleyin. Kafdağı’nın arkasında da gördüyseniz lütfen! söyleyin, lütfen!

Hilmi ÇAKIR

05.06.2015

Tarih: 05.06.2015 Okunma: 742

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?