An gelir bir can bir cihan olur ve cihana can olur. An gelir bir bireyin varlığında bir millet tebeyyün eder. Fakat an olur bir can cihanın canını alır, bir bireyde bir millet yok olur. Bu yüzden bir kişi bir kişidir ve değerdir. Değerlerin değerini bilmek erdemdir, yüksek ve derin bilinç iktiza eder. Kaybettirenlerin kaybedilmesi zerre önem arzetmezken, kazandıranların kaybedilmesi büyük kayıptır. Bu yüzden kazandıranları kaybetmek alıklıktır. Ama kaybettirenlerin varlığı ise zaten büyük kayıptır. Öyleyse gerek fert bazında, gerekse millet bazında ciddi analizlerin yapılması şarttır. Fertlerin sorgulanması, toplum tarafından yapılır. Bu yüzden toplum nezdinde ki itibarın, sevginin önemi büyüktür. Zira her bir ferdin hareket ve tavırlarının toplum nezdinde ki yansıması çok önemlidir. Kaybediş ve kazanma bu noktada başlar. Öyleyse, kazandıran değerlerin değerini bilmek, kaybettiren değersizleri bünyeden boşaltmak şarttır cancağızım! Bilakis kaybediş ve acılardan acılara sürgünlük kaderdir.
Bu kadim yasa, bir siyasi teşekkül içinde, bir cemaat yapılanması içinde, bir vakıf ve dernek içinde, bir millet ve ümmet içinde geçerlidir.
MİSAL; bir kişi vardır, bu kişi bir cemaat içindedir ama toplumsal ilişkisi sıfırdır, riyakârdır, güven duyulmaz, ikirciklidir, kaypaktır ve bu kişi kendi kaybederken cemaatine de kaybettirmektedir. İşte bu tipler bünyeden tard edilmelidirler. Ama ne gariptir ki, genelde tutulan tipler bunlar olmaktadırlar. Fakat bu tipler orada durdukça kaybettirmektedirler. KEZA; aynı tipler, bir parti bünyesinde veyahut bir vakıf ya da dernek bünyesinde de bulunabilmektedirler. bu tipler hep kaybettiren tiplerdir ama ne gariptir ki tutulan tipler hep bu tipler olmaktadırlar kahir ekseriyetle. Oysa bu tipler, bu yapılara daima kaybettirmektedirler, bu tipler yüzünden insanlar o yapılardan soğumaktadırlar. Tüm bunlara karşın yapılan şey ise hep tersi olmaktadır; daima bu yapılara kazandıran, bu yapıların saygınlığını artıran, bu yapıları topluma sevdiren tipler kaybeden tipler olmaktadırlar. Onlarda, kaybettiren tiplerin, kazandıran, karakterli ve doğru tipleri yanlış tanıtmasıyla ve kendilerini şirin göstermesiyle böyle olmaktadır. BU YÜZDEN; kazandıranlar korunmadıkça, kaybettirenler harcanmadıkça, bu tür yapılar asla devamlılıklarını, saygınlıklarını, sempatilerini koruyamazlar. ÖYLEYSE; kaybettirenlere bedel ödetilmeli, kaybettirenler bünyeden sökülüp atılmalıdırlar. VE ŞU ASLA UNUTULMAMALIDIR; kazandıran tipler, asla kaybettiren tiplerin tanıtmasıyla tanınmamalıdırlar. Bizatihi dinlenmelidirler. KUL HAKKI diye bir şey vardır. DAVA diye bir şey vardır.