SURİYE’DE KAÇ TÜRKMEN VAR, KİME KARŞI, KİMİN YANINDALAR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 19.06.2015

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Sesleri pek çıkmıyor ama Suriye’de en az 4 milyon Türkmen var. Bu rakamı, Suriye’deki Türkmenlerin en yetkili ağzı, Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa teleffuz ediyor.

Mustafa, 16 Haziran Akşamı, Tv5’teydi… “Sınır Ötesi” programına konuk olan Mustafa, Türkmenler, Suriye ve Ortadoğu’yla ilgili gayet çarpıcı, biraz da çelişkili bilgiler verdi.

Abdurrahman Mustafa’nın verdiği bilgilere göre; 4 milyon Türkmen’in 2 milyonu Türkçe bilmiyor fakat Türk olduğunu biliyor. Bir de asimile olan-edilen, Araplaşan Türkmenler var, onlar Türkçe de bilmiyor, Türk olduğunu da…

Neyse, konumuz 4 milyon Türkmen… Bunların 200 bin kadarı, 2 milyon Suriyeli içinde Türkiye’ye gelmiş. Bu 200 binin 30 bin kadarı; Osmaniye, Gaziantep ve Şanlıurfa’daki sadece Türkmenlerin bulunduğu kamplara yerleştirilmiş vaziyette… Geriye kalan büyük kısım ise; başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerine dağılmış olup, kendi hayatlarını kazanmanın peşindeler.

x   x   x

SURİYE’DEKİ ÇATIŞMALAR VE TÜRKMENLER

Abdurrahman Mustafa’nın verdiği bilgilere göre; Türkmenler, Selçuklular döneminde, bin sene önce Suriye ve Irak’a geldiler ve bölgeyi yüzyıllarca yönettiler. Suriye’deki Türkmenler, ülkenin her yerine dağılmış durumda, bütün diğer kesimlerle (Araplar, Kürtler, Ezidiler) daima iyi ilişkiler içinde olan “ılımlı” insanlardır. Mustafa’ya göre, Türkmenler Suriye’nin çimentosudur. Suriye bölünmemelidir ve bu ülke bölünmeyecekse Türkmenlere sahip çıkılmalı, onlara destek verilmeli ve güçlenmeleri sağlanmalıdır.

Mart 2011’deki ayaklanmada, Türkmenler de “rejim”e karşı “muhalifler cephesinde” bayrak açtı. Halen, Türkmenler, Mustafa’nın tabiriyle, “katil Esed rejimi”yle çarpışıyor. 2011’den bu yana Türkmenler 30 bin şehit verdi.

x   x   x

SAVAŞAN TÜRKMENLER KİM VE NEREDELER?

Türkmenler, Suriye’nin her yerine yayılmış olmakla birlikte, yine de en yoğun olarak yaşadıkları bölgeler Türkiye sınırına yakın olan yerler.

Bunlar içinde de en fazla Türkmen’in bulunduğu mevki, Lazkiye’nin Bayırbucak bölgesi, Türkmen dağı mevkii… Burada bir “Tugay” var: Bu dağa atfen olacak, adı Türkmen Dağı Tugayı… İşte, Türkmenler bu tugayın uhdesinde, muhalifler cephesinde, “katil rejim”e karşı savaşıyorlar (AA, 09//04/2015). Bahsedilen bölge, Hatay’ın hemen güneyindeki bölge…

 

Silahlar Türkiye’den mi?

 

Türkmen kardeşlerimiz savaştığına göre, ellerinde silahları olması lâzım… Hem de bir “tugay”ı donatacak kadar çok silah!

Bu silahları nereden temin ediyorlar?

ÖSO’nun, yani Suriye muhalefetinin safında çarpıştıklarına göre, silahlarını da ÖSO’ya silah nereden geliyorsa oradan alıyorlar demektir.

Bu silahların, meşhur “MİT TIRLARI”yla alakası olabilir mi?

Bu sual, Tv5 sunucusu Mustafa Kaya tarafından Abdurrahman Mustafa’ya soruldu… Mustafa, net bir cevap vermedi… “Türkiye’nin kendilerini desteklediğini fakat bu desteğin yetersiz olduğunu daha fazla destek vermesi gerektiğini” dile getirdi… “Silahları alıp-almamamızın ne önemi var?” dedi. Bunu söylerken, Mustafa’nın “Türkmenlere silah” gitmiş olsa da, olmasa da Türk hükümetini “koruma” refleksi gösterdiğini düşünüyorum. 

Benim değerlendirmem: Eğer ÖSO’ya silah gittiyse, o silahların bir bölümünün, ÖSO safında muharebe eden Türkmenlere de verilmiş olmasını tabii buluyorum.

Ayrıca, Mustafa, “Türkmenler, iç siyasete malzeme yapılmamalı… Türkmenler katledilirken hiç gündeme gelmiyor.” uyarısında bulundu… Burada, iktidara mı, muhalefete mi, yoksa ikisine birden mi sitem etti anlaşılmadı.

x   x   x

TEL-ABYAD, PYD, DEAŞ-IŞİD, AMERİKA-İSRAİL

Haritada üç tane “kanton” görüyorsunuz… Bunlar PYD’nin elinde… Abdurrahman Mustafa’ya göre; PYD; 1. Kürtleri temsil etmiyor. Biz (Türkmenler) Kürtlerle kardeşiz, aramızda bir problem yok ama PYD’ye karşıyız… PYD bizim bölgelerimize el koyup, bizi kovuyor. 2. PYD, “katil rejimle işbirliği halindedir ve silahlarını Esed’den almaktadır”.

PYD, kendi bölgesinde, Araplara da, Türkmenlere de hayat hakkı tanımamaktadır.

Son olarak, DEAŞ’ın elinde bulunan Tel-Abyad bölgesi PYD’nin eline geçti… DEAŞ kim? IŞİD… IŞİD’in Arapça adının kısaltması DEAŞ oluyor. Mustafa, bunlara da “terörist” diyor.

Peki, IŞİD’in elindeki Tel-Abyad PYD’nin eline nasıl geçti? Çatışma sonucu mu?

“Hayır”, diyor, Abdurrahaman Mustafa, “Teslim edildi”!

“Amerikan-İsrail oyunuyla teslim edildi” diyor.

 

x   x   x

EN YAMAN ÇELİŞKİ BURADA

Bu “oyun” kelimesine kadar, AKP söylemleriyle tam bir uyum içinde konuşan Abdurrahman Mustafa, konu Tel-Abyad ve “PYD’nin kantonları”na gelince Perinçek’le, Ulusal Kanal’la aynı safa düşüyor.

Musatafa’ya göre, terör örgütü olan PYD de, DEAŞ (IŞİD) de ABD-İsrail’in kontrolünde… Ortadoğu’da “hava saldırıları”yla falan bir oyun oynanıyor… Amerika, “Tel-Abyad’ı teslim et” deyince de IŞİD, PYD’ye teslim ediyor!

Bu fikri aynen Perinçek ve Ulusal Kanal’da mevzu ile ilgili konuşan herkes söylüyor.

Abdurrahman Mustafa’nın, Perinçekle tıpa tıp aynı olan diğer değerlendirmeleri ise şöyle: Türkiye-Suriye sınırındaki PYD Kantonları birleştirilerek Lazkiye’ye, yani akdeniz2e ulaşılacak… Burada kukla bir Kürt devleti kurulacak!

Niçin?

Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki petrol Akdeniz’e ulaşsın, Batı bu petrolü güvenlik içinde alsın diye… Buradaki kukla devlet bir “enerji koridoru” olacak! Tel-Abyad kantonların arasında kalan bölge olduğundan önemli ve PYD’nin eline geçmesi elzemdi.

Koridor, Lazkiye’ye doğru uzanırken, bir Türkmen bölgesine daha çatıyor: Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu, Antakya’nın burnunun dibindeki, Afrin Kantonu’nun güneyindeki İdlib ve Batısndaki Türkmen bölgesi.

Abdurrahman Mustafa, oynanan oyuna iki bakımdan dikkat çekiyor:

Birincisi, söz konusu bölgede, kukla Kürt devleti kurulursa Türkmen varlığı sona eriyor…

İkincisi, birinciye bağlı olarak Türkiye’nin sınır ve devlet güvenliği tehlikeye giriyor.

x   x   x  

Sunucu Mustafa Kaya, “İsrail’in bölgedeki gelişmelere tepkisi”ni soruyor:

Abdurrahman Mustafa; “İsrail’in hiç sesi çıkmıyor… Her şey İsrail’in istediği gibi gidiyor… Süreç İsrail lehinedir.” diyor!

Bu sözler; program boyunca, Esad’ı devirmek için sevinçle konuşan, istikbale ümitle bakan Türkmen Meclis Başkanı’nın, bilmeyerek, kime hizmet ettiğinin itirafı olmuyor mu?

Bu sözler, Esad’ı devirmeye kalkışmanın da, bu uğurda 30 bin Türkmen ve toplam 250 bin kişinin ölümünün de aslında, İsrail’in güvenliği için oynanan bir oyun, çarpışanların da birer “figüran” olduğunu kanıtlamıyor mu?

 

x   x   x

     HARİTA, Yenicaggazetesi.com.tr’den…

  

Tarih: 19.06.2015 Okunma: 715

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?