Bu dünyada herkese yer var.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) resmen açıkladı: 2015 Genel Seçim sonuçlarına göre;
AKP, 258,
CHP, 132,
MHP, 80,
HDP, 80 milletvekilliği kazandılar.
Bu vaziyette, eskiden “muhalefet” olan üç partinin toplam milletvekili sayısı 292 oldu…
Bu, eski “iktidar” partisinin sayısından 34 milletvekili daha fazla üye demektir.
TBMM, 23 Haziran Salı günü, en yaşlı üye sıfatıyla CHP milletvekili Deniz Baykal’ın başkanlığında toplanacak ve milletvekilleri yemin edecek… Yemin töreniyle birlikte yeni Meclis göreve başlamış olacak…
Yeni Meclis’in ilk işi ne?
Başkanını seçmek!
İşte, CHP-MHP-HDP’nin önündeki tarihî-altın fırsat!
Yıllar boyunca AKP’ye muhalefet eden üç parti şimdi bu fırsatı değerlendirerek, kendi içlerinden bir üyeyi “Meclis Başkanı” olarak seçebilecek, tarihî bir adım atabilecekler mi?
Bu hem “moral”, hem de TBMM’nin “işlevleri” bakımından hayatî önemde!
Moral bakımından tarihî ve sembolik bir değeri var: 13 yıldır AKP’nin “hegemonyası”nda olan bir “makam” artık el değiştirmiş olacak. Bu, AKP’nin “tek başına iktidarı”na son vermenin çok önemli bir göstergesi, bir “kilometre taşı” olacak. CHP-MHP-HDP bunu gerçekleştirirse, bu, “BAŞBAKANLIĞI” kazanmak kadar büyük bir başarı olur.
TBMM Başkanlığı’nın çok önemli görev ve işlevleri var:
Genel Kurul çalışmalarında, kanun teklif ve tasarılarının görüşülmesinde etkinlik ve yetkinlik,
Milli Saraylar gibi, TBMM’nin sorumluluğunda bulunan kurum ve kuruluşlarının yönetimi, buralara personel alımı,
Yokluğunda, Cumhurbaşkanlığına vekâlet etme,
TBMM’deki komisyonlara parti gruplarının gücü nispetinde üye belirlenmesi,
RTÜK gibi kurumlara, yine parti gruplarının gücü oranında üye atanması Vb…
Bu önemli işlev ve görevlerin “Başkan”lığını 292’lik bloktan bir milletvekiline kazandırabilecek misiniz?
Böyle bir kazanım, Meclis’in uyumlu ve verimli çalışmasının da garantisi olur.
Üstelik, böyle bir hamle, bu 3 partiyi, koalisyon için de birbirine yak(ın)laştırabilir.