GENÇLİK KASAPLARI, Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 24.07.2015


Ülke, her gün değişik gündemle uyanır hale geldi. Gündemi yakalamak imkânsız. Kasaplık bir meslektir. Ekmeğinin peşindedir. Halkın et ihtiyacını karşılamak için çaba sarf eder. Her zaman, iyi eti de bulunmaz. Eğer, uzun süre aynı kasaptan alış veriş yapıyorsanız; sizi diğer müşterilerin yanında bile, kaş-göz işareti ile, bugün iyi etim yok, yarın gel der ve gönderir. Kaba gibi görünen, ince bir iştir kasaplık. Camekanın önünde ise; daimi müşterileri olan, kedi ve köpekler onu sürekli gözetler. Kıyak çekilecek saati, dört gözle beklerler. Bu durum gerçek kasabın hikayesidir.Yaa diğer kasaplar?..

Gerçek kasaplar ekmeğini nerede ararlar? Köylerde, çiftliklerde, yaylalarda.  Dost görünümlü insan kasaplarının ekmeği nerede? Eğitim  ve gelir düzeyi düşük ailelerin çevresinde, etnik kimliğini çok öne çıkaran yerlerde, mezhep olarak karışık olan bölgelerde, okul çevrelerindeki cafe gibi gençliğin uğrak yerlerinde, avlarını gözetlerler. Çok acele etmezler. Önce, insani duygularına hitap ederler. Dost olurlar. Ahtapot gibi kollarını her yerinize sarana kadar mücadelelerini sürdürürler. Artık kasaplık hale geldiğinizde hangi amaçla kullanacak ise, o tezgaha yatırırlar. Artık kaçma kurtulma gibi bir durum yoktur. Tezgâhta ihtiyaca göre, servis edilmeyi beklersiniz. Aile ve yakın çevrenizden çoktan kopmuşsunuzdur. Onlar sizin için bir anlam ifade etmiyordur artık. Kasaplar, bu kadar güçlü bir beyin yıkaması yaparlar.

Her mesleğin, her grubun, içinde kasaplar vardır. Bunlar, sizin çok yakınınızdadır. Sizin gibidirler. Hiç beyaz önlükleri falan da yoktur. Sizinle yatıp kalkarlar. Ayırt etmenizin imkanı yoktur. Çok tecrübelidirler. Size, kasaplık olana kadar çok iyi bakarlar. Belki, annenizin ve babanızın yapmadıklarını bunlardan görürsünüz. Bir dediğinizi ikiletmezler. Çünkü; bir gün kasaplık olacağınız için, fedakârlıktan çekinmezler. Gençlik bu konuda ciddi uyarılmalıdır. Fakat, bu gerçekler, nedense hep göz ardı edilir. Gençlerin cebine harçlık konulduğu zaman, aile görevini yaptığını sanır ama, iş işten geçince, haykırışlar yeri göğü inletir, artık çok geçtir.

Bugün, ülkemizde işsizlik hat safhadadır. En yüksek işsizlik oranı gençlerde. Nerede ise, dört gençten biri işsiz konumda. Böyle bir gençliğe,  birileri veya birçokları kasaplığa çoktan soyunmuş durumda. Bunlar, Kimi dini, kimi etnik, kimi uyuşturucu, kimi ise; cinsel tezgahta doğramak için kolları sıvamış durumda. Gencin durumuna ve bulunduğu ortama göre, hangi tezgaha düşeceği belirleniyor. Annelerin çoğu, çocuklarına biyolojik annelikten öte geçemiyor. Ya kültürel, ya da maddi imkânsızlıklar veya çok çocuklu oldukları için birileri kancayı atıyor.Belki de ailenin de işine geliyor. Babalar ise, ekmeğinin derdinde!...

PKK, gençleri kuracakları hayali devlette, yüksek maaşlı memur yapacaklarını vaat ederek dağa çıkarıyor. Anaların feryadını duyan yok. Hani analar ağlamayacaktı. Bugün, bu umutlarla dağa çıkarılmış kaç genç var bilen var mı? Uyuşturucu tezgâhında, lime lime doğranan, ne kadar gencin olduğunu bilen var mı? Bugün, sokaklar geceleri bu gençlere emanet. Çilek, kiraz, şeftali, melek ister misin diye yaklaşıyorlar. Her içici, aynı zamanda bir satıcı haline geliyor. Uyuşturucu baronları, bu gençlerin sayesinde, zenginliklerine zenginlik katıyorlar.

IŞİD denen cani bir örgüt türetildi. Kafa kesen, toplu katliamlar yapan ve bunları Allah adına yaptıklarına inandırılan bir dünya gençliğinden kurulu. Birleşmiş Milletler gibi, dünyanın her yerinden bu örgüte katılımlar var. Allah adına, Cihat Yaptıklarına inandırılan bu gençlik, bugün Irak ve Suriye topraklarında, bir devlet oluşumu için kan döküyorlar. ABD ve Müttefikleri de, terörle mücadele ediyoruz diye, bunların karşısında duran Kürtler’e,  havadan ve karadan her türlü desteği veriyorlar. Bu örgüt içinde de, birçok kasap görev başında, bu gençliğin etinden, kemiğinden, suyundan istifade eder konumda. İslam ülkeleri, bu konuda bile, ortak bir adım atamıyorlar. Bu gençliği kim yetiştirdi, Nerede yetiştirildi? Bir anda, internet ortamını da kullanarak, dünyanın en kanlı örgütü nasıl yapıldı? Esas soru bu! Kasapları yetiştirenler kim veya kimler?

Can tatlı, kimse durup dururken ölmek istemez. Hele hele, genç yaşta ölüme bu gençlik nasıl kasapların elinde götürülüyor? Psikolog ve sosyologlar ne işe yararlar? Bugün, bu ölüm makinesi haline getirilen gençliği, analiz edip gerçekçi çözümler üretemeyecekler ise, ne zaman üretecekler? Bu anne ve babalar, biyolojik anne babalıktan ne zaman kurtulacaklar? Kanayan bu yaralar, ne zaman durdurulur? Bilen varsa beri gelsin. Meclis, bu istismar konularında, caydırıcı ve etkin çözümleri ne zaman hayata geçirecek? Hudutlar, gerçek anlamda ne zaman hudut olacak? İnsan avcılarına karşı, gençlik kasaplarına karşı, ne zaman duyarlı olacak bu toplum?

Ülke anormal  koşullardan geçiyor. Yıllardır bitmeyen ve biteceği de şüpheli bir Suriye ve Suriyeli gerçeği ile iç içe yaşıyoruz. Bir çok bölücü, yıkıcı, ajan ve istihbarat servisleri yurdumuzun güney bölgesini mekân etmiş konumda. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Her gün, değişik bir gündemle uyanır olduk. Toplum hiç de hak etmediği bir gerçekle yüz yüze.

Urfa’nın Suruç ilçesinde, yaşanan çanlı bomba saldırısı ile  32 vatandaşımızı kaybettik. Yüzü aşkın yaralı var. Mahkeme, olayla ilgili görüntüler için, yazılı ve görsel basına yayın yasağı getirdi. Fransa’da terör saldırısı olduğunda, Avrupa liderleri  birleşerek, terörü lanetleme yürüyüşü yapmıştı. Şimdi, çok cılız bir başsağlığı ile geçiştiriyorlar. O liderler Karesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı sıfatı ile, Davutoğlu da görüntü vermişti. Onların vatandaşları, vatandaş ve kıymetli de bizimkiler pırasa mı? Neden çifte standart?.  Böyle bir yürüyüş planlansa,  acaba kaç Avrupa ülkesi lideri bu kortejde yerini alır çok merak ediyorum. Siz merak etmiyor musunuz?

Saldırıda ölen gençler, Türkiye’nin değişik bölgelerinden. Bir kısmı ailesine Antalya’ya gittiklerini söylemiş, acaba  doğru mu? Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu çatısı altında, toplanan 300 kadar genç nasıl oluyor da, bir başka ülkenin toprağına, yani KOBANİ’ye gitmek için Suruç’ta toplanıyor. Savaş ortamında ve çatışmaların her gün yol ve yöntem değiştirdiği bir bölgeye, bu kadar insanın geçişine kim müsaade etti veya edecekti? Oraya ne maksatla gideceklerdi? Çok iyi öldürdünüz, çok iyi etnik temizlik yaptınız deyip, Karanfil mi dağıtacaklardı? Bu sorular gibi bir çok soru aydınlanmayı bekliyor.

 Bazı Cenazeler istismar edilmesin diye, gece yarısı toprağa veriliyor. İstanbul’a getirilen cenazeler ise, uzun namlulu silahlı güçler tarafından karşılanıyor. Bir baba, çocuğunun cenazesine gelenleri kovalıyor. Ahh be baba; oğluna zamanında sahip çıkıp, bu sahte, cani insan kasaplarının eline geçmesine engel olabilseydin keşke!. Artık, şimdi çok geç, yaşadığın sürece,  vicdanınla çarpışacaksın. O gençlik kasapları, yarından tez yok, senin gibi ailelerin yetiştirdiklerinin arasından, yeni kurbanlarını bir bir seçecekler, günü ve zamanı geldiğinde kullanmak üzere.

Hilmi ÇAKIR

23.07.2015

Tarih: 24.07.2015 Okunma: 786

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?