1: Dindar, vatanperver, ecdatlarına bağlı, evlatlarını düşünen, yaşamak bizim de hakkımız diyen, bilinçli ve şuurlu Kürt kardeşlerimize sorunuz, vallahi, billahi, tallahi, Kandil’i toz zerrelerine dönüştürene dek vurun diyecektir. O Ermeni çakallarını başımızdan def edin ve kurtulalım artık diyeceklerdir. İçeride ki çakallarının mobbinglerinden de bizleri kurtarmış olursunuz diyeceklerdir. İnanıyorum ki, özü temiz, akl-ı selim sahibi, vicdanı katılaşmamış her Kürt kardeşim operasyona destek verecektir. Çünkü bu niteliklere sahip Kürt kardeşlerim, PKK denilen şebekenin katıksız bir Siyonist maşası olduğunu ve şayet bu çakalların, kendi üzerlerinde egemenlik kurmasına müsaade edilirse, hayatlarını perişan edeceklerini, yaşam haklarını tamamıyla gasp edeceklerini biliyorlardır. Ama bir de şu vardır ki; Kandil’e ve o görkemli dağlara en az 5000 kişilik bir Mehmetçik gönderin ki, operasyonun anlamı olsun. Çünkü tepeden bombalamak inanıyorum ki karadan vurmak kadar etkili ve yok edici olamaz. Çünkü o dağlarda ne derin sığınaklar yapılmıştır ya da ne kadar etili ve koruyucu çelik duvarlar örülmüştür küresel gâvurların müzaheretleriyle. Bunu iyi bilmek iktiza etmektedir. Bir de şunu görmek gerek; her türlü çakallığı yap, gencecik vatan çocuklarını şehit et, belli bir kayıp yaşayınca hemen anlaşalım diye höykür, içeride ki kravatlı sözcülerin de harekete geçip barış desinler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kirli numaralara hastır çekmelidir artık. Operasyonlara başlanmıştır ve terör denilen şey ebediyen toprağa gömülmeden ve o dağlarda barışın türküsü hakiki anlamda ovalara doğru yankılanmadan geri dönüş asla olmalarıdır. Şanlı bayrak o dağların en zirve yerine bir daha düşürülmemek kaydıyla çakılmalıdır ve nazlı nazlı dalgalandığı ovalardan izlenmelidir. Yetti artık be, Siyonist çakallarının, Ermeni kuyruklarının canlara kıydığı, huzuru yok ettiği, kardeşliği katlettiği, ekonomiyi talan ettiği.
2: Acaba diyorum; hedef alınan üst düzey komutanlar, içeriden bir bilgiyle mi hedef alınmaktadırlar? Birileri adres veriyor, birileri de o adresi imha ediyor gibi bir izlenim doğuyor zira. Şehit edilen üst düzey komutanların hayatları, görevlerinde yürüyecekleri silsile ve ulaşacakları nokta önemlidir bendenize göre. İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız gibi. Çünkü gâvur ön almayı iyi bilir zira. Akıllı değiliz kardeşim, akıllı değiliz, bilakis katıksız alığız. Münhasıran çıkar düşkünüyüz, bugünü düşünüyoruz ve yarını umursamıyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz. Şerefim ve namusum üzerine söylerim ki; haysiyetten beriyiz. Zira insani bir vicdan duyarlı olmalı, sorumlu olmalı, haysiyetli ve namuslu olmalıdır. Sadece kendisini değil, tüm insanlığı düşünmelidir. Bu noktaya dikkat edilmeli derim naçizane yeniden, zira içeride ki adres vericileri iyi belirlemeliyiz ki, dışarıda ki çakaldan önce, içeride ki iti katletmeliyiz. Bilakis, acı çekerek yaşamaktan asla kurtulamayacağız.
3: İncirlik olayına dikkat derim şahsen. Keşke açılmasaydı der gönlüm, İnsani ve İslami vicdanım. Zira Coni aşağılık, adi, vahşi, kahpe bir gâvurdur. Asla tek durmaz. İçeride faaliyet yapmaktan geri kalmaz. Ve Coni maşalarına asla dokunmaz, gider Suriye’de yine gariban Müslümanları vurabilir. Ve bize yalan söyleyebilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Ordusu ve Milli İstihbarat buna dikkat kesilmelidir. Conin attığı adımdan, yaptığı hareketten anında haberdar olabilmelidir. Bilakis yazık olur.
4: Sırrı Süreyya Önder’in kızı evlenmiş. Görkemli bir düğün olmuş bilmem ne Kasrında. Henüz hayatının baharında, 23 yaşındaymış, Rabbim mutlu ve mesut eylesin güzel kızımızı. Allah ona acı göstermesin. Allah onun gönlünü sevgiyle yıkasın, güzelliklerle doldursun. Ama tıpkı bu güzel kızımız gibi Doğu Bölgemizin bağrı yanık kızlarının da, acılardan acılara sürgün olan kızlarının da böyle bir hayatı yaşamaya hakları vardır herhalde. Öyleyse onları da düşünelim. Onları dağa çıkarıp, mağaralarda çürütüp, kendi çocuklarımıza onların acıları üzerinde güzel yaşamlar üretmeyelim. Bu vicdansızlıktır, zalimliktir ve daha başka şeydir.
5: Bir gün inadına Bodrum’a gittim. 2 günlüğüne. İnanın özendiğim için değil, merak ettiğim için. Dehşetli paradoksu bizatihi yerinde görmek istediğim için. Türkbükü denilen mevkiinin denize sıfır yerinde geceliği ciddi bir miktara tekabül eden bir otelde kaldım. Ülkemin dağlarında çarpışan, yediği, içtiği belli olmayan, gecesi, gündüzü olmayan Mehmetçiğe inat, gecesini gündüzünü suda geçiren, balık gibi yüzen, en lüks otellerde konaklayan, yediği önünde yemediği ardında olan komprador pezevenklerinin piçlerinin yaşantısını izledim. Ciddi bir hesap yaptım, inanın aylık minimum 50 bin TL harcanıyor kişi başına. Düşünün kardeşlerim! Bu piçlerin komprador babaları bu servetleri nereden kazanıyorlar? Bu topraklardan. Kim kazandırıyor onlara? Bu toprağın bağrı yanık çocukları? Bunların servetlerini kim koruyor? Dağlarda çarpışan kahraman Mehmetler. Peki, o Mehmetlere kurşun sıkan kirli ve kanlı elleri kim destekliyor? Düşünün kardeşlerim düşünün ve bu dehşetli tenakuza bir son verelim hep birlikte. Türk’ün beyazı dediğimiz pezevenkelerle, Kürt’ün beyazı dediğimiz pezevenkler el ele vermişler, bu toprakların gariban, mazlum, yiğit çocuklarını kahpece, vahşice, namussuzca harcıyorlar yemin ediyorum. Peki, Alevi’nin ve Sünni’nin beyazları farklı mıdır? Hiç sanmıyorum. Ahlar Allah’a ulaşmadıkça ve Allah demedikçe, aldatılmaya, ezilmeye, sürünmeye devam maalesef!
6: Allah aşkına uyanık olalım artık. Çektiğimiz acılar bitsin, sürgünler son bulsun ve bu topraklarda bir daha bozulmayacak kardeşlik iklimi hâkim olsun, huzur gelsin yuvalara, kuşlar uçuşsun mavi göklerimizde, çocuklarımız uçurtmalarını uçursunlar, türküler söylensin dağlarımızda, halaylar çekilsin ovalarımızda, atlarımız kişnesin otağlarımızda ve şeytaniler bir daha aramıza asla giremesinler.
7: Söylediklerimizden daha başka acı gerçeklere ya da daha derin detaylara kendimiz ulaşırız herhalde.