…3…
Batı kurduğu emperyal düzenin sağladığı güçten ve nimetlerden vazgeçememektedir dedik. İşte bu yüzden de savaş, kan, gözyaşı ve kaostan nemalanan emperyal sistemini idame ettirebilmek için mütemadiyen savaştan bahsetmekte, düşman olan ötekine ihtiyaç duymaktadır. Zira zorbalıklar ve zulümler bir düşman olmadan devam ettirilemez, dolayısıyle istenilen düzende ayakta kalamaz. Binaenaleyh emperyal düzenin küresel hâkimiyeti için bir düşman bulmak mübremdir. Batı dünyası da bugüne kadar küresel hâkimiyetlerini tesis etme yolunda düşman bulmada asla zorlanmamıştır. Zaten onların ifsat olmuş küçük beyinlerinde potansiyel bir düşman olarak, Türklük ve İslam ve müntesipleri ezelden-ebede varolagelmiştir.
İnsanlığı yozlaştıran, hayatı anlamsızlaştıran, teknolojide mühim bir yol kateden ve insanoğlunu çağdaş oyuncakların esiri eden Batı Medeniyeti artık sene-i devriyesini ikmal etmiştir. Son ihtilaçlar fayda etmeyecektir. Batı iflah olmaz bir hastalığın pençesinde yavaş yavaş ölümünü beklemektedir. Açıkçası bir zamanlar Düvel-i Muazzamaya taktığı Hasta Adam yakıştırmasını şimdi hakkıyla haketmiştir. Yani Batı bir Hasta Adamdır. Hâlbuki Devlet-i Aliye yaralı bir devdi ve bu yaralı devin yaralarını eşsiz padişah 2.Abdülhamit Han tedavi etmiş ve uzun yıllar sevginin, gücün ve adaletin mümessili olmuştur. Ama Batı çaresiz ve amansız dertlere düçar olmuş frengili bir hastadır.
Bugün anlamsızlığın, sefaletin, sefahatin ve yozluğun mahreçi olan Batı Medeniyetinin yegâne alternatifi, potansiyel bir insan yaratma gücüne malik olan Yüce İslam Dini’ni eksen alan Türk-İslam Medeniyetidir. Dünyada ki zuhur eden bütün kötülüklerden ve insansızlıktan başka türlü kurtuluş yolu yoktur. İnsanlığın, huzur ve mutluluğunun tek reçetesi İslam’dır. İnsanlık gerçek huzuru, hürriyeti, insan hakkını, adaleti, barışı, kardeşliği ve dayanışmayı Yüce İslam’da bulacaktır. İnsanlığı acımasızca dinsel yönden sömüren, din baronlarının ve din bezirgânlarının sunduğu yozlaştırılmış İslam’da değil.
Bugün İslam’ı eksen alarak ortaya çıktığını ifade eden her grup, bireyin beynini ipotek altına alarak düşünmekten mahrum bırakmakta ve böylece bireyi acımasızca sömürmekte ve emeğinin karşılığını vermemektedir. Hâlbuki üretimde kullandığı bireyin emeğiyle müthiş bir sermaye terakümü gerçekleştirmekte ve palazlanmaktadır. Elde ettiği sermayenin temerküzleşmesiylede siyaset üzerinde tesirli bir konuma yükselerek bireyin yarınlarına ve mukadderatına hükmetmektedir.
Kahrolsun kara-kızıl ve yeşil emperyalizm
Yaşasın Hür Birey ve Tam Bağımsız Türkiye
…4…
Kurtuluş İslam şuur ve bilincinde dedik. İslam bütün alemi tenvir edip, zulmete ve karanlığa nihayet verip dünyayı nura boğacaktır. Artık bu engellenemez kerteye gelmiş dayanmıştır. İnsan İslam’ı keşfetmiş, fıtratına rücu etmeye başlamıştır. Artık ‘’Türkler aşağı bir ırktır ve elimine edilmesi gerekir’’ diyen Darwin bunağının ve ortaya attığı Darwinizm safsatasının ve ideolojik yansımaları olan düşüncelerin hükümranlığı ve zulümatı devrini ikmal etmiş, insanlık kopkoyu bir kabustan azade olmuştur.
İnsanlık, gerçek huzuru aramakta, içine düştüğü boşluktan kurtulmak istemekte, anlamsızlıklardan sıyrılıp anlamı aramaktadır. Küresel güç aktörleri fason yazarlarına yazdırdığı eserleri entelektüel çevrelerde yayarak, tartışmaya açıp kitleleri etkilemekte, kendi istikametine manipüle etmekte, seks-spor-sinema üçgeniyle gençliği tazyikat altında tutarak, bireyin tefekküre dalmasını, biran bile olsa kendisiyle baş başa kalıp bir iç hesaplaşma yapmasını engellemektedir. Bunda da bir hayli yol katetmiştir. Çünkü; anlamsızlığın ve nefsin medeniyeti olan Medeniyet-İ Hazıra yani Batı Medeniyeti, insana biteviye zayıf yönünden, zevk ve hazdan, yanaşmakta ve kolayca tesiri altına almaktadır. Haddi zatında Batı, şeytanla teşrik-i mesai yaparak insanlığı katletmekte, bilinmezliklere ve bunalımlara sürüklemektedir. Bundan da büyük haz duymaktadır.
Evet, şeytaniyetin mümessili Batı Medeniyeti miadını doldurmuş ve yok oluş sürecini başlatmıştır. Artık, dünya ve insanlık, insaniyetin ve hakikatin mümessili olan İslam Medeniyetinin tekrar çiçeklenmesiyle huzura, barışa, gönence, güzelliğe, adalete, şerefe, hürriyete ve tüm faziletlere tekrar kavuşacak, ağlamaları son bulacak, gülecektir.
Yaşası Yüce Medeniyetin öncülüğünü yaparak insanlığın barışının teminatı olacak Tam Bağımsız Türkiye’m.
En derin sevgi, saygı, dostluk, muhabbetle ülkemin ve insaniyetin aziz müntesipleri. Bilinçli ve şuurlu bir yaşamın başlaması umuduyla.