MELEK YÜZLÜ ŞEYTANLAR!.. Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 27.08.2015


Melek ve Şeytanın dinsel yönü konumuz dışındadır. Şeytanın da, bir melek olduğu, meleklerin, nurdan, şeytanın ateşten yaratıldığını, şeytanın, Hz. Adem’in emrini dinlemediği için cennetten kovulduğu gibi konuları ilahiyatçılara bırakarak, İnsan görünümünde olup, davranışlarını, çıkar, olay, yer ve zamana göre, 180 derece değiştirebilen karakterlere bir göz atalım. Diğerleri bizim işimiz değil.

Birçoğumuz, biriyle tanışma durumunda, kararlarını ilk görüntüye göre verirler. Buzdağının görünen tarafından, en az, on kat daha görünmeyeni vardır. İnsanlar da öyledir. İlk görüntü ve karşılaşma ile, son görüntü ve karşılama arasında, buzdağının görünmeyen tarafı kadar derinlik olabilir. Buna yanılma, aldanma, aldatılma ve şeytanın mahareti, bazen de, kader diyoruz.

İnsanları tanıyabilmek için, bazen bir ömür bile yetersiz kalabilir. İnsan, bu kadar karmaşık ve kompleks bir yaratıktır. Çok derinlikleri vardır. Ciltlerce yazsanız, yine eksik kalabilir. Aile, toplum ve halk arasında, sürekli iletişim içinde olduğumuz insanların, kaç tanesini tam anlamıyla tanıyoruz?

Çevremizde, birçok insan, gerçek yüzünü o kadar ustalıkla saklıyor ki, inanamıyorsunuz. Şaşkınlık içersinde kaldığınız, bir çok olayla, bunlara tanıklık ediyorsunuz. Dudağınız uçuklayacak seviyede, hayretler içersinde kalıyorsunuz. Sizin yüzünüze gülüp, dost gibi görünen kişinin, sizin arkanızdan, neler yaptıklarını hiç duymadınız mı? Kimin ipinle kuyuya ineceğinizi, çok iyi hesaplamanız gerekir. Sizi, kuyuda unutup, gidebileceklerden bir an önce kurtulmanız gerekir.

Bu melek yüzlü şeytanlar, çevresine, sürekli gülücük ve sempati dağıtırlar. Feysbuk gibi, sizin bütün çevreniz hakkında, çok geniş bilgi toplarlar. Nerede ise, biraz daha  kurcalasanız sizinle  akraba çıkarlar. İlk karşılaştığınızda, hele sizinle bir çıkar ilişkisi varsa, size, dünyanın en şirin, en dürüst, en namuslu  insanı olarak  görünmeye, azami gayret gösterirler. Bir kere kancayı taksınlar, bir daha ellerinden kurtulamazsınız. Yalan dünyalarında, size, ayak üstü bin bir yalanla, kalbinizi fethederler. Bu arada, övünmeyi de çok severler. Ahtapot gibi, çevrenizi sarar ve sizin gerçeği öğrenmenizi engellerler. Telefonla, oturdukları yerden genelde konuşamazlar. Konuştuklarının %90’ı yalan olduğu için, sürekli tur atarak konuşurlar. Eğer, siz yanında iseniz, hemen sizden uzaklaşırlar. Genelde konuşmalarını tanıksız ortamda yaparlar.

 
                      “Köprüyü geçinceye kadar, ayıya dayı diyeceksin!” diyen bir atasözü,  bize işin bitinceye kadar melek yüzünü, işin bittikten sonra ise, şeytani yüzünü göster gibi, maziden talimat vermektedir. Yine toplumda, çok yaygın bir davranış biçimi vardır. Sizinle işi olduğu sürece, çok uysal, iyi niyetli, cana yakın, insancıl, fedakar görünen kişi, işi bittiği esnada, veya çıkarına dokunduğunuz anda, birden karşınızda canavar kesiliverir. Maalesef, toplumda bu tür insan davranışları o kadar çoğaldı ki, onun için, insan ilişkilerinde çok dikkatli olmak gerekiyor. Hüsrana uğramamak için, en kötü ihtimalleri düşünerek, hareket etmek ve tedbirlerinizi o çerçevede geliştirmek gerekir. Yaptığınız veya yapacağınız fedakarlığın ölçüsünü, hüsrana uğradığınızda,sizi, çok  büyük üzüntüye sevk etmemelidir.

Toplumda, insanlık adına hareket ettiklerini, dilinden düşürmeyen,değişik isimler altında, duygulara hitap ederek, maddi yardım toplayan seçilmiş özel kişiler vardır. Genelde, hayır diyemeyeceğiniz seviyede yaklaşımları vardır bu kişilerin. İnsan ilişkilerini çok iyi yönetirler. İnanç boyutunu çok iyi kullanırlar. Maddi toplanan yardımlardan nemalanırlar. Hatta bir kısmı, bu işlerden zengin bile oluverirler. Çulsuz, sadaka verilecek seviyede iken, birkaç yıl içinde, son model otomobil sahibi olanı bile görebilirsiniz. Bu tipler de, melek yüzlü şeytanların başka bir versiyonudur. Allah bize zekayı, pilavın yanında salata yiyin, ciğerin yanında, cacığı eşleştirin diye vermedi herhalde…

Hayatta her zaman bir yanılma payı vardır. Kimse, ben hiç yanılmadım/yanıltılmadım deme şansına sahip değildir. Önemli olan,  ölçüyü  minimum seviyede tutabilmektir. Bu seviye yükseldiğinde, yaşam seviyenizi etkileyen durumlar gelişir ve aile ilişkileri olumsuz etkilenirler. Size umut bağlamışlar, negatif enerji ile dolarlar . Bu aşamadan sonra, işiniz daha da zorlaşır. Melek yüzlü Şeytanlar yüzünden, aileniz çatırdamaya başlayabilir. Onun için, atılan her adımda, bu şeytanları çok iyi tespit edebilme kabiliyetine kavuşmak gerekir. Bu şeytanlar, her meslek grubunun içersinde vardır. Ne zaman, nerede sizin karşınıza çıkacaklarını, onlar iyi hesaplar. Genellikle, dara düştüğünüzde, yanınıza Hızır gibi gelenlere çok dikkat etmelisiniz. Özellikle, sizin bu durumunuzu takip edip, sizin o dar zamanınızda yanınızda bulunmalarından sonra, sizden, normal şartlarda elde edemeyecekleri şeyleri, sadece o zamanı seçtikleri için, kolayca elde edebilecekleri bir gerçektir. Çünkü, o aşamadan sonra, hayır diyemeyeceğiniz bir noktaya getirilmiş oluyorsunuz. Hatta sizin gözünüzde ve gönlünüzde çok ayrı bir yere sahip olabiliyorlar.

Melek yüzlü şeytanla, ilişkileriniz bozulduğunda, sizi ahtapot gibi kuşatır. Asılsız bir yığın dedikodu ile uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Sosyal medyada, gücü yettiği her seviyede, küçük düşürücü, karalayıcı, moral bozucu, işinizi negatif etkileyecek her ortamı kullanır. Çok yakın arkadaş çevrenizle, arkadaşlık ve dostluk ilişkilerini geliştirerek, sizi tecrit etme yolunu bile deneyebilir. Sizin moral değerlerinizle oynar. O arkadaşlarınız, bu durumlardan habersiz kullanılır. Bir şeyleri anlatsanız bile, iş işten geçmiş olur. Onun için, eğer böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız, siz o seviyeye kadar inemeyeceğiniz için, yolun kenarına bırakıp, yolunuza devam ediniz. Burada, şu veciz cümleyi de ifade etmek zorundayım. Yola çıktıklarınız, sizi yolda buldukları ile değiştiriyorsa, onlara başka bir şans vermemeniz gerekir. Nerede yolunuz ayrıldı ise, ondan sonra, tek başınıza kalacağınızı bilseniz bile, kendi yolunuzda, devam ediniz.

Bir de siyaset arenasında, barış, kardeşlik, özgürlük gibi ne kadar kutsal ve kulağa hoş gelen kavram varsa, halka karşı propaganda aracı olarak kullanıp, bir elinde kan, bir elinde barut kokusu olan ve bu cennet vatanın ne kadar kutsalı varsa, ayaklar altına alan, bölücü, yıkıcı ve yakıcı hainler de, halka melek yüzünü gösterip, her türlü şeytanlığın altında imzası olanlar var ki, onlar ayrı bir yazı konusu olacak kadar geniştir.

Hayat mücadele ettiğiniz sürece anlamlı ve güzeldir. Siz, eğer bir şeyleri başarıyorsanız, sizi engellemek adına, o piyasada, sizi tökezletmek için, en yakınınızdan, en uzağınıza kadar, bir yığın başarı düşmanları türeyecektir. Bunlar, size değişik sıfatlar ve yüzlerle yaklaşacaklardır. Sakin ve emin bir şekilde işinizi yaparken, gard vaziyetinizi de, bu tiplere karşı almak zorundasınız. Yoksa, size yaşam hakkı tanımazlar. Tüccar tüccarı, ölüm virajında geçermiş. Yaşam serüveni, bu kadar keskin virajlardan oluşmaktadır. Önemli olan, farkında olmaktır. Nerede, hangi makamda, ne iş yaparsanız yapın,her zaman melek yüzlü şeytanlar, bir gün gelip, sizinle tanışacaklar ve şeytan şeytanlığını mutlaka yapacaktır. Hazırlıklı iseniz, hafif sıyrıklarla atlatırsınız. Eğer hazırlığınız yok sa; şeytan nasıl sonuçlanmasını istiyorsa, o sonuca katlanmaktan başka çarenizin olmadığını düşünüyorum.

Hilmi ÇAKIR

26.08.2015

Tarih: 27.08.2015 Okunma: 841

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?