TETİKÇİYİ GEÇ, ASIL KATİLLERİ SEÇ!

Neslihan KORUTÜRK - 13.09.2015

Bu dünyada herkese yer var.


Terör su gibi kan akıtıyor…

Lâkin silaha sarılan sadece terörist değil ki… 7’den 77’ye neredeyse herkes, ilk fırsatta, en küçük münakaşada silaha sarılıyor.

Son katliam haberi Gaziantep’ten geldi… Akrabaların, “boşanma” tartışmasında silahlar çekildi; 5 ölü, 3 ağır yaralı...

Yakını öldürülen, “tetiği çekeni” öldüremezse, yakınının “kanının yerde kalacağını” düşünüyor. Tek katil olarak “tetikçi”yi görüyor.

Peki, o silahlar nereden geldi, tetikçinin eline nasıl geçti? Bu silahlanma çılgınlığı ne? Bunları sorgulamak “sağduyu”, “bilgi birikimi”, “ince düşünce”, “üst şuur” gerektiriyor.

Amerika’da canlı yayında öldürülen gazetecinin babası, “silah lobisi”ne savaş açtı!

Öldürülen gazeteci Alison Parker’ın babası Andy Parker, sadece tetiği çekeni değil, onun arkasındaki asıl suçluları da görüyor. Acılı baba, “Silah lobisini yenemeyeceğimiz görüşü yanlış. Evet yenebiliriz. Yenmek zorundayız ve eninde sonunda yeneceğiz.” dedi

Şuur budur!

Bu konuyu yazmak için internette araştırma yaparken şu habere rastladım:

"Kolombiya ve silahlı örgüt FARC arasında 2 yıldır süren ateşkes anlaşması, Kolombiya Ordusu’nun yaptığı hava saldırısı ile bozuldu. Dağlık bölgedeki FARC üssüne yapılan saldırıda 26 FARC üyesinin öldüğü belirtildi… Adının açıklanmasını istemeyen Kolombiyalı bir gazeteci, 'Uzun yıllardır barışmak için mücadele ediyoruz. Silah tüccarları barış sürecini bitirdi.' dedi" (dirilispostasi.com, 24/05/2015)

Gördüğünüz gibi, Kolombiyalı, açıkça “silah tüccarları”nı işaret ediyor.

Biz de görelim; Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Afrika’da… Vs. bütün İslam coğrafyasında öldürülenlerin, katledilenlerin asıl suçluları “silah üreticileri”dir.

Kasalarını doldurmak için teröristleri kışkırtan, devletleri ikna eden “silah lobisi”dir.

Kavgalar, çatışmalar, husumetler, düşmanlıklar olsun, tırmansın ki silah satabilsinler!

Kavgamız silah tüccarlarıyla olmalı!

 

x   x   x

ASKER SİYASETİN ÖNÜNE GEÇTİ(!)

“Askerî vesayeti gerilettik”, hatta “askeri vesayet bitti” denilirken, askerler siyasetin ve siyasetçilerin önüne geçti.

Bütün Türkiye, resimleriyle, videolarıyla gördü…

Galiba, binbaşı rütbesinde bir asker, yanında astları; Cizre’ye doğru giden, içlerinde mevcut hükümetin de iki Bakan’ının olduğu HDP milletvekillerini durdurdu… İlerlemelerine de, ilçeye girmelerine de izin vermedi.

Burada, “bunlar HDP’li, PKK’nın uzantıları” deyip sevinebilirsiniz…

Ama iş öyle değil!

Onların yerinde başka muhalefet parti milletvekilleri, hatta AKP’nin vekil ve Bakan’ları gelse de geçemeyeceklerdi…

Çünkü gerekçe “güvenlik”, “güvenliğiniz tehlikede” bahanesi…

Tabii oradaki binbaşı, kendi başına karar vermiyordu… Ona bu cesareti veren mutlaka İçişleri Bakanı ve onun bağlı olduğu Başbakan’dır.

Yanlış yaptınız…

Askerin siyasetin önüne geçmesine izin verdiniz!  O “iznin”, bir gün size karşı da kullanılabileceğini hesap edemediniz!

Tarih: 13.09.2015 Okunma: 796

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?