Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
1 Kasım genel seçimleri için ilk aday listesini MHP açıkladı…
Listede, İstanbul Milletvekili Meral Akşener’in ismi yok!
Medya, bunu, “son dakika” haberi olarak ve “Meral Akşener şoku” başlıklarıyla duyurdu…
Allah Allah! Niye “şok” olacakmışız?
1956 doğumlu Meral Akşener, bundan önce, tam 5 dönem listeye girmiş ve milletvekili seçilmiş… 1996-97 yıllarında, 40-41 yaşlarındayken İçişleri Bakanlığı yapmak nasip olmuş…
MHP’deki milletvekilliği dönemlerinde, yıllarca, TBMM Başkanvekilliği görevlerinde bulunmuş!
Yetmez mi?
Bir kere seçilen, ömür boyu milletvekili kalacak diye bir kural mı var?
Bir kere seçilen, ömrünün sonuna kadar listeye girecek diye bir zorunluluk mu var?
MHP gibi köklü bir partide milletvekili adayı olabilecek insan sıkıntısı mı var?
Beklerdim ki, Meral Hanım, kendisi “aday olmayacağını” açıklasın… Desin ki, “Ben bu kadar uzun süre TBMM’de görev yaptım… Partiye ve ülkeye milletvekili olmadan da çok yararlı hizmetler yapılabilir, ben de şimdi sade bir üye olarak hizmet edeceğim. Yeni dava arkadaşlarımızın önünü açmak için milletvekili adayı olmayacağım”!
Ne yazık ki böyle bir olgunluğu hemen hiçbir politikacıdan göremiyoruz.
Bence, “şok” falan değil, beklenen bir gelişme bu…
Beklenmeyen; Celal adan, Semih Yalçın, Kenan Tanrıkulu, İsmet Büyükataman, Zühal Topçu gibi, parti üst yönetimini, “politbüro” haline getiren, daha önce 4-5 dönem milletvekili “seçilmiş(!)” olan kıdemli milletvekillerinin yine listeye girebilmiş olmalarıdır.
Arkadaşlar, biraz “ilke” sahibi olun!
Biraz “fedakâr” olun!
Biraz kendinizden çok partinizi ve ülkenizi düşünün!
Deyin ki; "Biz bu kadar başarılı olabildik... Bir kan değişimi belki partimiz için daha hayırlı olur!"
Deyin ki; “Biz vazgeçilmez faniler değiliz… Hasbelkader bu kadar uzun süre milletvekilliği yaptık, biz başka görevlerde bulunalım, partimizin insan kaynağı gür, milletvekili olmaya lâyık binlerce arkadaşımız var, yeni isimler listeye girsin”!
Soruyorum: Ölünceye kadar mı milletvekili olarak kalacaksınız?
x x x
PARTİ TÜZÜĞÜ DAHA DEMOKRATİK OLMALI
Tabii asıl sorun “aday belirleme yöntemi”nde… Parti tüzüğünde, ne “önseçim mecburiyeti” var, ne de AKP’de olduğu gibi “3 dönem” sınırlaması!
Ne var?
Liderin iki dudağının arası!
Lider, listeye koyarsa, “dünyanın en iyi parti başkanı”, koymazsa, “kötünün kötüsü”!
“Nasıl olsa lider bizi seçer” diye kimse tüzük değişikliği falan düşünmüyor, kafa yormuyor!
Eh, o zaman, sen kendini, “liderin iki dudağı arasına sıkıştırmış”, kaderini liderin “insafına terk etmişsen”, artık, şikâyet de etmeyeceksin!
Liderin “takdir” ettiği kadere de razı olacaksın!
x x x
ANAYURT
Nerede olursak olalım ilim ana yurdumuzdur, cehalet yabancı bir yer.
İbn Rüşd
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan