Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Zorunda” dedik ama kim zorlayacak? Kim zorlayabilir?
Belki vicdan!
Kamuoyu vicdanı!
İnsanlığın vicdanı!
Peki, neden en çok mülteciyi Amerika almak zorunda?
Çünkü Suriye’deki karmaşadan en fazla sorumlu olan o da onun için…
Çünkü milyonlarca Suriyelinin mülteci duruma düşmesinin bir numaralı müsebbibi Amerika…
Esad’a karşı halkını ayaklanmaya kışkırtan, onlara en büyük cesareti veren devlet Amerika…
Muhalefeti silahlandıran devlet Amerika…
Eğit-donat diye “Özgür Suriye Ordusu”nu (ÖSO) donatıp eğiterek yangını daha da büyüten devlet Amerika…
Avrupa ve Türkiye Amerika’nın arkasından gitti…
Suriye’deki, hatta bütün Ortadoğu’daki dökülen kandan, insanların evlerini barklarını terk etmesinden birinci derecede sorumlu devlet Amerika…
Buna rağmen, ülkesine bir tane mülteci aldı mı?
Hayır!
Nasıl ulaşabilecekler?
Türkiye gibi kapı komşusu mu?
Arada uçaklarla, transatlantiklerle zor aşılan bir okyanus var!
Mülteciler oraya kendi başlarına ulaşamaz ama bu devasa soruna Amerika muhakkak el atmalı, omuz vermeli, elini taşın altına koymalı…
Amerika’yı kim harekete geçirebilir?
Sanat-edebiyat çevreleri, ünlü yazarlar, sanatçılar, artistler olabilir mi?
Misal;
ANGELİNA JOLİE NERELERDE?
Biliyorsunuz, bu güzel yıldız, “mültecileri kontrol” için Türkiye’ye iki kez geldi. İki seferinde de pek memnun kaldı… Birincisinde kampları ziyade beğenmişti… Ki o zamanlar mülteciler sadece kamplardaydı… Yıl 2012’ydi ve mülteci sayısı da 100 bin civarındaydı.
Sonra, Haziran 2015’te geldiğinde, Lübnan, Ürdün ve Irak’taki Suriyelileri de gördü… Felaketin boyutlarını gördü… Bu ülkelere ve bilhassa Türkiye’ye “açık kapı politikası” dolayısıyla teşekkür etti. “Türkiye’yi her yerde övdüğünü” söyledi. Biz de ona teşekkür ederiz.
Angelina’nın ziyaret ettiği tarihlerde henüz Aylan Bebek ölmemiş, resmi dünyayı sarsmamıştı.
Dünyayı sarsan o resmi Angelina görmedi mi acaba?
Biraz kendi ülkesine de seslense, haykırsa, Amerika’daki duyarlı çevreleri, “vicdanlar”ı harekete geçirse…
Hem önümüzdeki sefalet tablosundan sorumlu, hem de dünyanın en zengin ülkesi olan Amerika’nın da biraz mülteci almasını sağlasa…
Biraz derken, Almanya’nın bir milyon mülteci alacağından söz ediliyor… Almanya 1 alıyorsa, Amerika en az 2 milyon mülteci almalı…
Almalı ve “savaş” ne demek görmeli!
Çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-ihtiyar nasıl perişan oluyor görmeli…
Onların yarasını sarmalı… 4 yılı aşkın süredir sefalet ve korku içinde yaşayan bu insanlara biraz “gün” göstermeli…
Çocukları eğitmeli… Yetişkinlere iş vermeli, sağlık hizmeti sunmalı…
Kaostan sorumlu olan Amerika, biraz insanî sorumluluk almalı!
Ki biz de onu beğenelim, her yerde övelim!
x x x
İZMİR’DE SEFALET KATLANARAK SÜRÜYOR
Dün, önce, Bornova’daki, çevre yoluna çıkılan kavşaktaki Suriyelileri gördüm…
Bütün ışıklar, sağlı sollu tutulmuştu… Hepsinin önünde, kucağında bebek olan Suriyeli kadınlar…
O araçtan bu araca koşturuyor, çiğnenme tehlikesine aldırmadan 3-5 kuruş toplamaya çalışıyorlar…
Sonra, Basmade’deki Suriyelileri gördüm. 20-25 gün içinde biraz daha kalabalıklaşmışlar… Cami tuvaletleri yine ücretli…
Bu arada, çok fazla bebekli kadın göze çarpıyor…
İnsan düşünmeden edemiyor; bu savaş 4 senedir sürdüğüne, biteceğine dair hiçbir emare de olmadığına göre; Suriyeli çiftler neye güvenerek çocuk yapmaya devam ediyorlar?
O çocuklar nasıl büyütülecek?
Nasıl bakılacak?
Nerede, nasıl eğitim alacaklar?
Nasıl bir istikbal sağlanacak?
Anlayan beri gelsin!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan... Suriyeliler Edirne'de...