YÜCE HAYKIRIŞ...3...

Özgür DENİZ - 09.10.2008

Yine yerinde bir gerçeği haykırmak istiyorum; okumayan, kitaplarla hemhal olmayan, bilmeye yürekli olmayan, bilgiye düşman, birbiriyle iletişim kuramayan, toplumuna yabancı bir kuru kalabalık haline gelmişiz ki, cehaletin ve esaretin kucağında yaşadığımızdan bihaberiz. Paraya tapan, her şeyi meta derekesine tenzil eden, müthiş bir dejenerasyon ve alinasyona maruz kalarak öz değerlerine, kök paradigmalarına, künhüne, kültürüne düşman hale getirilmişiz maatteessüf. Prototip bir ruhsuz insan yığını ihdas etmek isteyen köhne mentaliteler ve ceberrut asalaklar bizleri okumaktan uzaklaştırmışlar. Böylece, tut-i garbilerin (batının papağanlarının) manipülasyonlarına (yönlendirmelerine) ve ajitasyonlarına (tahriklerine) göre düşünür, hareket eder, anlar ve tavır alır hale gelmişiz. Said Nursi’nin şu sözü şahanedir: ‘’Batılı iyice tasvir, safi zihinleri idlaldir.’’ İşte bugün kartelin bilinçli olarak icra ettiği derin, vahim ve netameli görev budur. Yani verilmiş bir görevdir.

 

İşte, batının müritleri ve müntesipleri olan mütareke matbuatı sahipleri batının süfli ve pespaye kültürünü (ki, batı, şimdi, ihdas ettiği bu kültürün semeresini çok ağır bedellerle ödemektedir ve ödeyecektir, hatta yok oluşuyla) (değerlerimizi ve şerefli tarihimizi, mefahirimizi izale etmek pahasına, mufassal (ayrıntılı) olarak halkımıza ve körpecik dimağlara zımnen zerk ve dikte ederek, necip milletimizi tereddiye ve tagayyürata uğratmışlar, asliyetinden ve asaletinden uzaklaştırmışlardır. Tüm bu hakikatlere rağmen, hala oku-ma-mak-ta inat edip, sefil cehaletin bataklığında can çekişmekteyiz. Şunu unutmayın! ‘’Başkalarının bilgisi ile bilgili olsak ta, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.’’ Kim söylemişse el-Hak doğruyu söylemiş, sözümüz olmaz.

 

 Sevgili dostlarım, canım kardeşlerim inanın ki; okuyunca inkişaf edeceksiniz ve göreceksiniz ki, önyargılarınızı kırıp özgürlüğün kapısını aralayacaksınız ki; gerçek sizi özgür kılacak ve her şeyin aslını öğreneceksiniz. Çağdaş efendilerin gönüllü köleliğinden kurtulup, bağımsız birer birey olacak, beşerlik mertebesinden insanlık mertebesine yükseleceksiniz. Dördüncü tür yaratıkların, üçüncü sınıf beyinlerin egemenliğine son verip ‘’küçük adam’’ olmaktan kurtulacaksınız. Gizlenen gerçekleri deşifre edeceksiniz. Ecdadınızın dört deniz, yedi kıtaya nasıl hâkim olduğunu ve maziden hale tevarüs ettiği değerleri idrak edeceksiniz, silkinip kendinize geleceksiniz. Onlar ki; sevginin ve adaletin gücüyle yedi kıtada iz sürmüşler, gönülleri fethetmişler ve muzaffer olarak zafer güneşini selamlamışlardır, her kutlu zaferden sonra. Yoksa cebren ve hile ile alçakça ve zalimce insanları ezmemişler, halkları sömürmemişler, milletleri birbirlerine vurdurmamışlardı.

 

Binaenaleyh, Avrupa’nın toprağını sıksan kan ve zulüm fışkırır, Türk’ün toprağını sıksan sevgi ve adalet pınarları fışkırır, muhabbet, kardeşlik, dostluk, barış, gibi en yüce duygular fışkırır. Ecdadımız her yerde her dem erdem kentleri inşa etmişler ve güçlü bir erdem imparatorluğunun banisi olmuşlardır. Bizim, mesuliyet davası’nın mümessili olan şahsiyet abidesi olan atalarımız, üstat Bediüzzaman’ın ifadesiyle; ‘’kuvvet ve cebir yerine, akıl ve adaleti imtisal etmedikçe (kullanmadıkça) işler düzelmez’’ kaidesince hareket edip, akıl, adalet ve kalplerindeki ahlak kanunlarıyla işlerini tanzim etmişlerdir. Yine, Atatürk’ün de tabiriyle; ‘’uyanmaktır, kendini kurtarmaktır. Neyim? Tarihim ne? İnsanlığa ne verdim ve ne verebilirim?’’ Diyerek kendini, tarihini, gücünü ve imkânlarını idrak ederek keskin ve güçlü atılımlar yapmalıdır. Evet, bu sözü, bu uyarıyı, tarihine, milletine, devletine, medeniyetine, vatanına, dinine alçakça, şerefsizce, hainane saldıran pespaye, menfur, meş’um beyinler, rezil ve menhus ahlaklı karakterler, fosilleşmiş zihniyetler, Atatürk tüccarlığı yapan kahpeler, her türlü düzenbazlığı ve ilkel, adi, iğrenç sömürüyü idame ettirenler okuyup ders alsınlar, yoksa bilsinler ki; ‘’keser döner, sap döner gün gelir hesap döner.’’ Atatürk’ün uzak görüşlülüğünün emaresi olan şu can alıcı sözleri beyninize çivi gibi çakın: ‘’Doğu’dan bir güneş doğacak, emperyalizm ve sömürü yeryüzünden yok olacaktır ve halklar gülecektir.’’

 

 Artık bu milletin yakasından düşün aşağılık, adi ve ilkel kapitalistler. Şunu bilin ki; insanlığa kin, nefret, kıskançlık, ahlaksızlık, acı, ıstırap ve müptezellikten başka bir şey veremediniz, bundan sonra da asla güzellik, umut ve huzur adına bir şey veremeyeceksiniz. Siz kara kalpli, kara vicdanlı fosilleşmiş mahlûklarsınız. Fakat bir Mustafa Kemal, Said Nursi, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Osman Yüksel Serdengeçti, Erol Güngör, Dündar Taşer, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Mevdudi, Oktay Sinanoğlu, Kenan Kalecikli, Remzi Oğuz Arık, Hasan El Benna,  Aykut Edibali, Harun Yahya, Nurettin Topçu, Muhammed İkbal, Ali Şeriati, Sadi Şirazi, Peyami Safa, Seyyid Kutup ve daha nice onurlu, haysiyetli, şahsiyetli, nesnel, ilkeli, hakperest, mutemet, edepli, değerlerini, tarihini, milletini, dinini, vatanını, seven şerefli vatan evlatları gibi asıllarına ve soylarına layık olabilirlerse bir değil, belki çok fazla şey verebilirler. Şu şahane dörtlüğüyle halimizi mücmel olarak ifade eden, yiğit ve asil Müslüman-Türk evladı olan Abdürrahim Karakoç ağabeyimize binlerce saygı, sevgi ve şükranlarımızı sunuyorum.

 

                                       Yiğitler göçtü gitti, dertler türedi,

                                       Millete korku salan fertler türedi,

                                       Dün ile yarının arasında kaldık,

                                       Mertleri kaybettik, NAMERTLER türedi.

 

Ey Halkım!!! Söylenecek, yazılacak daha çok şey var ama söyleyecek olup ta söylemediklerimiz, yazacak olup ta yazmadıklarımızı sizler daha fazla okuyup, araştırarak ta öğrenebilirsiniz ama araştırıp, okumuyorsunuz işte okumuyorsunuz. Çünkü okusaydınız, araştırsaydınız, bilseydiniz, anlasaydınız, yaşasaydınız bu muazzez vatan, necip millet yani siz, biz, hepimiz bu hale gelmez ve bu şekilde yönetilmezdik ki; yönetenler bizim aynamızdır. Beceremedik bir türlü ‘’büyük adam’’ olmayı... Kahrolmasın, hep ‘’küçük adam’’ olarak kalmaya razı olduk. Çünkü hüküm, keskin, muhkem ve net: ‘’Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.’’, ‘’Siz özünüzde olanları değiştirmedikçe, Allah sizi değiştirecek değildir.’’ Yüce İlahi ikaz keskin hüccet olarak önümüzde duruyor... Akledip muktezasını ifa edesiniz diye...

 

Tercih senin ey halkım! Ya zaferin yüce burçlarından Zafer Güneşini selamlayacaksın, ya da yeryüzündeki bataklıklarda köleliğin derin acılarıyla baş başa kalacak ve huzura ermek için ölüm’ü bekleyeceksin. Demek ki; biz yüreğimizdeki kini, nefreti, kıskançlığı, süfli duygu ve düşünceleri, mürailiği, kahpeliği, ihaneti söküp atmamışız ki; bu sefil, süfli ve müptezel duyguların, beyinlerini ve ruhlarını işgal etmiş olduğu rezil ahlaklı, kara kalpli, kara vicdanlı sefil hayatın yaşayıcısı, taşıyıcısı, kavgacısı, savunucusu olan zina kültürünün mümessilleri başımızdan eksik olmuyor. Binaenaleyh, yıllarını eğitim öğretime hasreden, beyin gücüyle nice merhaleler kat ederek, kutlu sevdalar peşinde koşarken nice yollar aşındıran kardeşlerimizi, acımadan, hicap duymadan, sırf değerlere olan adavetlerinden dolayı, okullarından ve hayatlarından eden, bu vatanın gerçek sahiplerine her türlü mezalimi reva gören zihniyet başımızdan gitmiyor.

 

Lütfen artık, okuyalım, okuyalım, okuyalım. Şu keskin ve mücmel sözler bilginin gücünü ifade eder: ‘’Bilgi otoriteyi, otorite özgürlüğü getirir.’’, ‘’Bilgi güçtür.’’, ‘’Bilgi azaptır.’’, ‘’Bilgi arttıkça huzursuzlukta artar.’’, ‘’Bilgi arttıkça kuşkuda artar.’’, ‘’Bilgi sahibi olunmadan, fikir sahibi olunmaz.’’, ‘’Bilginin efendisi olmak için, çalışmanın uşağı olmak gerekir.’’ Ve daha nice özlü ve kıymetli sözler. Evet, dostlar, bilgi, cehalet zincirlerinin kırılmasının ve aydınlık yurduna ulaşılmasının yegâne koşuludur. Said Nursi diyor ki: ‘’Bir kitap okumak, bir adam öldürmekten zordur.’’ Biz işin en çetin ve en zor olanını başardığımız zaman bütün düğümler çözülecek, muammalar aydınlanacak inanın. Okunulan şeyinde okunup öğrenilmesiyle iktifa edilmemeli (yetinmemeli), gerçek mana anlanıp, idrak edilmelidir. Heraklit’in de söylediği gibi: ‘’Öğrenmek başka, anlamak çok daha başkadır.’’ Çünkü anlamak, insana çalınan bilinç ve şuurunu geri verir, insanı uyandırır, harekete geçirir, insana heyecan verir, insanı dinamik ve aktif kılar. Okuduklarımızı öğrenmiş olmak için okumayalım, anlayalım, analizini ve sentezini yapalım, son tahlilde işe yarar hale getirelim, içselleştirip, beynimize nakşedelim. Şunu unutmayın ve aklınızdan çıkarmayın: Bu ülkede tahkir ve tezyif edilen her şey, hakikatte bu ülkenin, bu milletin, bu dinin özüdür, mayasıdır, varoluşsal dinamiğidir... Aksi ise, yani bu yüce değerleri kötüleyenler ise, yabancıdır, zehirlidir, öldürücüdür...

                  

 Ey halkım! Sizlere şimdilik söyleyeceklerim bunlardan ibaret. Fakat önemli bazı sözlerden iktibaslar yapacağım ve birkaç kitap ismi vereceğim âcizane. İttihaz buyurur, ilgi gösterirseniz mesut ve bahtiyar olurum, olursunuz... Lütfen bu istirhamımı hafife alıp küçümsemeyin... Zira ortada ne bir megolamani, ne bir kibir, ne de bir gurur vardır. Münhasıran safi niyet, duygu ve düşüncelerle yazdım, konuştum ve verilmiş olan ilmimi paylaşmak istedim... Zira sevgi ve bilgi paylaşıldığı zaman tekasür eder, çoğalır...

                   

        ‘’Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.’’ KUR’AN-I KERİM

                    ‘’Kitap yüklü eşekler olmayın.’’ KUR’AN-I KERİM

                    ‘’Siz özünüzde olanları değiştirmedikçe ALLAH sizi değiştirecek değildir.’’ KUR’AN-I KERİM

                    ‘’Şeytan sizi ALLAH’la aldatmasın.’’ KUR’AN-I KERİM

                    ‘’Nasıl yaşarsanız, öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz, nasıl dirilirseniz öyle haşrolunursunuz.’’ HZ. MUHAMMED (sav)

                    ‘’Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız, iman etmedikçe cennete giremezsiniz.’’ HZ. MUHAMMED (sav)

                    ‘’Haber müşahede gibi değildir.’’ HZ. MUHAMMED (sav)

                    ‘’Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden bile ağırdır.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

                    ‘’Türk çocuğu vatanını emperyalizmin tahakkümünden kurtardığı gibi, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmasını bilecektir.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

                     ‘’Müsavat, fazilet ve şerefte değil, hukuktadır.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Bahusus medeniyet, hubb-u insaniyeti tevlit eder.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Necatımız ve hayatımız, ittihad-ı milletle kaimdir.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Tesettür kadınlar için fıtridir. Ref-i tesettür fıtrata münafidir.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Merak, ilmin hocasıdır.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Doğu’dan bir güneş doğacak emperyalizm ve sömürü yeryüzünden yok olacak, halklar gülecektir.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

                     ‘’Mevt, tebdili mekândır, ıtlak-ı ruhtur, vazifeden terhistir. İdam, adem ve fena değildir.’’ SAİD NURSİ

                     ‘’Ruhsuz bir dünya, idealsiz bir hayat iğrençtir.’’ İNGİLİZ ŞAİR

                     ‘’Kurban veren Anadolu’nun hür yaşamaya da, çocuklarını hür yaşatmaya da hakkı vardır.’’ NURETTİN TOPÇU

                     ‘’Kendi mukadderatını kendi ellerine almayan bir millet yok olmaya mahkûmdur.’’ NURETTİN TOPÇU

                     ‘’Bizim ne için ve kim için çalıştığını bilen insanlara ihtiyacımız vardır.’’ NURETTİN TOPÇU

Tarih: 09.10.2008 Okunma: 770

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ.Hakkı Cengiz

06.09.2008 - 05:13

"Toplumsal sorumluluk bilinci"ne bir de bireysel sorumluluk bilinci'ni eklemek istiyorum. Bunları çocuklarımıza ve tabii yetişkinlerimize de kazandırabilirsek çok kısa zamanda çok uzun bir yol alabiliriz. Selâmlar...

Adem Şahin

06.09.2008 - 10:05

Özgür deniz çoooooktandırrr sesin yoktu hoş geldin dedik ki ya bu arkadaşımızın sesimi kısıldı belli ki yumurta sarısını daha çok içmiş sesin yerine gelmiş.

özgür deniz

06.09.2008 - 12:31

İ.HAKKI CENGİZ size katılıyorum teşekürler. saygılar. ADEM ŞAHİN üstat hoşbulduk sonsuz teşekürler. saygılar.... selam dua umut muhabbet ile

İ.Hakkı Cengiz

06.09.2008 - 05:13

"Toplumsal sorumluluk bilinci"ne bir de bireysel sorumluluk bilinci'ni eklemek istiyorum. Bunları çocuklarımıza ve tabii yetişkinlerimize de kazandırabilirsek çok kısa zamanda çok uzun bir yol alabiliriz. Selâmlar...

Adem Şahin

06.09.2008 - 10:05

Özgür deniz çoooooktandırrr sesin yoktu hoş geldin dedik ki ya bu arkadaşımızın sesimi kısıldı belli ki yumurta sarısını daha çok içmiş sesin yerine gelmiş.

özgür deniz

06.09.2008 - 12:31

İ.HAKKI CENGİZ size katılıyorum teşekürler. saygılar. ADEM ŞAHİN üstat hoşbulduk sonsuz teşekürler. saygılar.... selam dua umut muhabbet ile