Acının acıyı bastırdığı, bugünlere nasıl geldik?

Terörle mücadele, bu ülkenin kaderi oldu. Bu topraklarda, huzurlu, kardeşçe yaşam çok zorlaştı.kutsal değerlerimiz bile, ışidle birlikte teröre kurban edilir hale geldi.!..

 

2002’ de AKP'nin iktidara gelmesi ile birlikte, terörün silahla önlenemeyeceği yargısı ile kararlar verilmeye başladı. Karşınızda eli kanlı, dış destekli silahlı bir örgüt var. Yıllar yılları kovaladı. Bölgeye atanan yöneticiler, uysal, hoşgörülü, örgütü çok rahatsız etmeyecek kişilikte, nerede ise, PKK'yı masum göstermeye yeltenenler bile çıktı.


HilmiÇAKIR
18.10.2015


 

Terörist şehirlere indi ve kurumsal yapısını güçlendirmeye ve oluşturmaya başladı. Alan hâkimiyeti kaybedildi. Bu esnada üç maymun oynandı!...

 

TSK’nın terörle mücadelede her konuda uzmanlaşmış, yetişmiş personeli de, yıllar geçtikçe, yaşlandı, yeni görevlere atandı, emekli oldu ve azaldı…

 

Terörist aynı terörist… Bölgedeki her taşın, her tepenin arkasını biliyor. Teskere almıyor, tayin olmuyor. Bu ılımanlaştırılmış iklimde, her geçen gün serbest dolaşma cesaretini kazandı. Mahkemesini, vergi dairesini, yani, esas paralel devlet yapılanmasını kurdu ve geliştirdi.

 

Devlet paralı askerlik yasası çıkardı. Devlet, batıdaki vatandaşından bedelli parası toplarken, PKK, bölgede korku saldığı her yerde, o yasayı KCK vasıtası ile, bu olayı, bölge vatandaşlarından vergi kaynağı olarak gördü. Oğlun var ise, askerlik çağında ver 18.000tl.verilen-alınanın kaydı yok, kuydu yok, ispatı yok. Birileri geliyor tahsil ediyor.

 

TSK'nın bireysel hafızası, her geçen gün azalırken, örgüt her sahada güç kazandı ve halkın üzerindeki baskıyı arttırdı.

 

Hele hele son üç yıl çözüm süreci ile birlikte, iş iyice çığırından çıktı. Yetki sahibi, vali ve kaymakamlar, olay çıkmasın diye, bir çok bilgiyi bile sümen altı ederek, durumu idare etmeye çalıştılar…

 

Örgüt; geçen zamanda gücüne güç kattı. Bireysel ve kurumsal hafıza da zayıfladı. Bu esnada TSK’ya, çeşitli suçlar(Balyoz-Ergenekon vs.) isnat edilerek, dikkatler başka tarafa kaydırıldı. Şimdi yaşananlar, o günlerin sıkıntısından başka bir şey değildir.

 

Aşılır engeller, zorluklar, yüreklere taş basılır. Yeter ki ordu-millet birlikteliği yeniden yaralar sarılarak tesis edilebilsin. Yedi düvelin desteğindeki eli kanlı bu örgüt er ya da geç diz çökecek ve aman dileyecektir. Eğer millet olarak, bu acıyı ortak duya-bilirsek.