Günlerdir, malum bir medyanın yazılı ve sözlü organlarında, baya zaman önce, Kırşehir vilayetimizde gerçekleştirilen müptezel bir eylemden bahsediliyor. Hatta özellikle, üstüne basa basa, ikinci Madımak olabilirdi diye de lanse ediliyor. O eylemin arkasında kimler vardır, kim bilir! Bu ülkede, bu tür büyük sansasyon yaratması ve ciddi transformasyona sebep olması arzulanan eylemlerden en çok karlı çıkacak olanlar, küresel bağlantıları güçlü olan şöhretli kompradorlardır. Niçin bu kadar kesafetle ve ihtirasla dillendirildiğine ve görüntülere nasıl ve niçin şimdi ulaşılabildiğine girmeyeceğim. Elbet bir ve çok yönlü sebepleri vardır. Kime yararı, kime zararı olsun diye tezgâhlandı bilemeyiz. Amma ve lakin, derin bakıldığı zaman, zararı olması muhtemel birkaç yer varken, mutlak olarak yararı olacak tek bir yer var; PKK denilen kanlı, kirli ve karanlık örgütün politik dili olan örgüt. Zevahire göre, kesinlikle, masum, basit ve küçük bir eylem olmadığı belli oluyor. Elbette o eylemi net olarak legal bir oluşumun üzerine yıkmak kabil değildir. Ha böyle bir niyette olabilir mi? Elbette olabilir. Çünkü birileri masum gösterilirken, elbette birileri de kötü gösterilmek istenecektir. Ki, her kanlı, kirli ve karanlık eylemin arka planında bu amaç vardır. Çünkü istenenin gerçekleşmesi için bu zaruridir. Açık ve net bir provokasyon vardır orada. Kim bilir, eylemde ki vandallar nereden gelmişlerdir ve oraya nasıl yönelmişlerdir, oraya yönelinmesini isteyenler kimlerdir, mutlaka tahkik ve tetkik etmek iktiza eder. Geçelim!
AMA BURADA BENİM DERDİM BAŞKA. Orada yakılan yer bir Kitapevi. Ve kitaplar yakılıyor, belki içinde yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’de vardır. Hatta içerisinde insanların olduğu da görülüyor. ŞİMDİ BİR TEKLİFİM, TALEBİM VAR; politik bir yapı ya da farklı sivil toplum örgütü misali yapılar, o görüntüleri almalılar, tafsilatlı olarak derinlemesine incelemeliler, oradaki şahısların net görüntülerine ulaşmalılar ve toplum içinde de o şahısları tespit etmeliler. Nihayetinde de, şayet, oradaki şahsılardan, kendi içlerine gizlice sızmış olanlar, kendi yapılarına kendilerini belli etmeden gelip gidenler varsa, onları mutlaka ama mutlaka içlerinden def etmelidirler. Zira onlar bir insanlık suçu işlemişler ve kitapları yakacak kadar alçalmışlardır. O insanların, legal oluşumlar dâhilinde barınmaları, o yapıların legal konumlarını şaibeli duruma sokacaktır. Ayrıca, devletin muayyen kurumlarının da, o şahıslara gereken cezayı vermeleri şarttır, serbest bırakmak kurumların güvenilirliğini zedeleyecektir. Bu olayın üzerinde durulmalıdır! Çünkü kitap yakmak vandallıktır. Haysiyetsizlik, hissiyatsızlık, hassasiyetsizliktir. Kitap yakandan, devlete, millete, dine, vatana ve hiçbir kişiye, kuruma, yapıya, oluşuma zerre miskal fayda gelmez. Ancak ve ancak zarar gelir. Çünkü onlar, hastalıklı ruhlar ve kafalardır.