Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Pazar akşamı, Ulusal Kanal’ın ağzı kulaklarındaydı… Sanki %49’u AKP değil, Vatan Partisi almıştı!
Kanalın konuşmacıları, “Amerika yenildi” diyorlardı… Çünkü PKK yenilmişti!
PKK, iki açıdan yenilmişti: Hem asker-polisin darbeleriyle “beli kırılmıştı”, hem de seçimlerde “uzantısı” olan parti yenilmişti.
PKK’nın yenilgisinin Amerika’nın yenilgisi olduğu konusunda hemfikirim. Yıllardır, “PKK’nın arkasındaki gücün ABD olduğunu” yazıyorum. Zaten ABD de saklamıyor, açıkça, “PYD bizim kara gücümüz” diyor. Suriye’de PYD kara gücüyse, hiç şüphesiz, Türkiye’de de PKK kara gücüdür.
Lâkin yenmek bitirmek anlamına gelmiyor… Hatta biz PKK’yı daha önce 7 kere bitirdik, yok ettik ama her seferinde, birkaç ay-birkaç yıl sonra başımıza bela olmaya devam etti. Çünkü her seferinde ABD desteğiyle kendini toparladı.
Ulusal Kanal işin bu tarafına pek bakmadı… 1 Kasım akşamı öyle bir coşkunluk, öyle bir zafer sarhoşluğu içindeydiler ki; bir ara, daha doğrusu, uzunca bir süre, ekranın bir köşesinde HDP %10,5 gözükürken, ekranın ortasından konuşanlar, onun “barajın altında kaldığını” söyleyip durdular.
Kısaca, Ulusal Kanal’a göre, 1 Kasım’da Amerika yenilmişti… Kazanan AKP olduğuna göre de ABD, AKP’nin karşısındaydı.
Lâkin AKP’nin zafere yürüdüğü günlerde, 1 Kasım’dan sadece birkaç hafta önce, aynı AKP iktidarı, İncirlik, Batman ve Diyarbakır havaalanlarını ABD’ye açıyor, ABD de buralardan Suriye içlerine “sorti”ler yapıyordu. Ayrıca ABD, bize sorma gereği duymadan, son model savaş uçakları olan F-15 ve “tank avcısı” diye bilinen A-10’ları “filo”lar halinde bu havaalanlarında konuşlandırıyordu.
Bu durumda, Amerika, iktidarın veya iktidar, Amerika’nın karşısında mı vaziyet almış oluyor?
Öte yandan, AB’nin “anası”, Almanya Başbakanı Merkel, “seçim öncesindeki bir ülkeye gitmeme” ilkesini çiğneyerek, seçime sadece 12-13 gün kala Türkiye’ye geliyordu! Neden böyle bir ilke vardı? Çünkü ziyaret, söz konusu ülkenin iktidarına “destek” olarak algılanıyordu. Bu ilkeyi çiğnediğine göre, Merkel, AKP iktidarına destek vermiş olmayı sakıncalı bulmuyor, hatta belki de bizzat “destek” vermek amacıyla geliyordu!
Ayrıca, 1 Kasım’dan sadece 3-4 gün evvel Viyana’da Suriye konulu bir toplantı yapılıyor… Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’la bir “blok”ta, Rusya ve İran ise “karşı blok”ta gözüküyor, dolayısıyla ABD ile aynı safta olduğumuz ilan edilmiş oluyordu.
ABD’nin yenilmesini, Türkiye’deki varlığının sona ermesini, üslerini, uçaklarını, radarlarını toplayıp gitmesini çok isterim.
Ama bugünkü hakikat bu merkezde!
Şimdi söyleyin; başta ABD, Batı’nın 1 Kasım’da AKP’nin karşısında olması söz konusu mu?
Hele Amerika’nın yenilmesi falan… Nerede o günler!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Cumhuriyet’ten…