AKIL ALMAZ İddialar ?II-

Osman YILDIZ - 04.12.2007

AKIL ALMAZ İddialar ?II-

 

Bir önceki yazımda katıldığım programı sunan bayanın tanımlamasını başlık yaparak yazımı yazmıştım. Bugün o yazımda yer verdiğim dilekçenin nasıl sonuçlandığını ve katıldığım bir başka TV programı ile ilgili birkaç şey yazacağım.

            Bugün katıldığım duruşma da hakim benim taleplerimi hiç dikkate almadan suçumun sabit olduğunu, benim böyle bir suçlama yok dememe rağmen suçumu ikrar ettiğimden bahisle de verdiği cezada indirim yaptı. Karar ve kanunlar aynen şöyle

 

            Gereği düşünüldü.

            1a) Sanığın Nüfus Planlaması Kanununa muhalefet etmek suçu sabit olmakla suçun işleniş şekli göz önüne alınarak 2827 sayılı Kanunun 3. maddesi delaleti ile 7/2 maddesi gereği takdiren 1 Ay hapis ve 450 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına

            1b) Sanığın açık ikrarı gözetilerek TCK 62. madde gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 25 gün hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına

            1c) Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK 50/1-a maddesi gereğince sanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özelliklere göre takdiren günlüğü 20YTl den hesap edilerek 500YTL adli para cezasına çevrilmesine.

 

2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun

 

Sayısı:2827 

R.G. Tarihi:27.05.1983  R.G. Sayısı:18059

 

MADDE 3.- Nüfus planlaması zaruretinin halka duyurulması ve bu hususlarla ilgili eğitim, öğretim ve uygulama hizmetleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının koordinatörlüğünde, Milli Savunma, Milli Eğitim ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarınca birlikte hazırlanarak Bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelik esaslarına göre, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca; üniversiteler, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile sosyal güvenlik kurumları, tüm kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki ilgili meslek kuruluşları ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapılarak yerine getirilir.

Bu maksatla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, özel teşkilat kurmaya, gebeliği önleyici ilaç ve araçları temin veya imal etmeye veya ettirmeye, muhtaç olanlara bu ilaç ve araçları parasız veya maliyetinden ucuz fiyatla vermeye veya verdirmeye veya sattırmak için tedbir almaya yetkilidir. İlaç ve araçların imal veya Türkiye?ye ithali Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının iznine tabidir.

Nüfus Planlamasında kullanılacak ilaç ve araçların niteliği, aralarında tıp fakülteleri öğretim üyelerinin de bulunduğu bir komisyonun yazılı görüşü alınmak suretiyle Sağlık Bakanlığınca saptanır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu şekilde saptanmamış ilaç ve araçlar üniversitelerin tıp fakülteleri de dahil olmak üzere hiç bir birim, kurum ve kuruluşca insanlar üzerinde kullanılamaz.

Komisyonun kuruluş ve işleyişi, gebeliğin önlenmesine ilişkin yöntemler ve uygulama açısından hekim, hemşire ve ebelerin eğitim ve görevlendirilme esas ve usulleri ile uygulamada yetkilerini belirleyen hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Hekim, hemşire ve ebeler özel kanunlardaki şartlara bağlı olmaksızın bu yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak gebeliği önleyici yöntemleri uygularlar.

 

MADDE 7.- Sağlık Bakanlığınca bu kanunun 3. üncü maddesine göre gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilmeyen ilaç ve araçları yurt içinde imal edenler veya her ne surette olursa olsun dağıtanlar veya ticaret maksadıyla yurda sokanlar veya bu maksatla bulunduranlar yedi aydan iki yıla kadar hapis ve otuzbin liradan yüzellibin liraya kadar ağır para cezasına çarptırılırlar, imalathaneler kapatılır, ilaç ve araçlar müsadere olunur.


Sağlık Bakanlığınca bu kanunun 3. üncü maddesine göre gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilen ilaç ve araçların reklam ve propagandası 21 mayıs 1928 tarih ve 1262 sayılı kanunun l3.üncü maddesine göre yapılır. Buna aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve yedibinbeşyüz liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasına çarptırılırlar.

 

Karar yukarıdaki gibi kanunda alttaki gibi. Diğer cezaya gelince

 

2a) Sanığın sabit olan Tababet ve Şuabeti Sanatlarının Tarzı İcrasına dair Kanuna muhalefet suçu sabit olmakla suçun işleniş şekli göz önüne alınarak 1219 sayılı kanunun 3. maddesi delaletiyle 25. maddesi gereğince takdiren 1 ay hapis 450 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına

            2b) Sanığın açık ikrarı gözetilerek TCK 62. madde gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 25 gün hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına

            2c) Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK 50/1-a maddesi gereğince sanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özelliklere göre takdiren günlüğü 20YTl den hesap edilerek 500YTL adli para cezasına çevrilmesine.

            (7 YTL) Yargılama giderinin sanıktan tahsiline,

 

Kanun ve maddeleri

 

TABABET VE ŞUABATI SAN'ATLARININ TARZI İCRASINA

 

DAİR KANUN (1)

 

 

 

          Kanun Numarası              : 1219

 

          Kabul Tarihi                     : 11/4/1928

 

          Yayımlandığı R. Gazete    : Tarih : 14/4/1928   Sayı : 863

 

          Yayımlandığı Düstur         : Tertip : 3   Cilt : 9   Sayfa : 126

 

Madde 3 ? Yukarki maddelerde zikredilen tabip diplomasını ve fenni, cerrahi veya şuabatında ihtısas sahibi olduğuna dair işbu kanunun tarifleri dairesinde vesaikı lazimeyi haiz olmıyan hiç bir kimse hiç bir ameliyei cerrahiye icra edemez. Cerrahii sağireye ait ameliyat her tabip yapabilir. Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaleti tarafından açılan ve idare edilen mekteplerden mezun küçük sıhhiye memurları ve işbu mekteplere muadil tedrisat yapan mekteplerden mezun olup şahadetnameleri Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletince tasdik ve tescil edilenler talimatnamelerinde yazılı olanlara munhasır kalmak şartiyle küçük ameliyeleri yapabilirler. Evsaf ve şeraiti bu kanunla tesbit edilmiş olan sünnetçiler sünnet ameliyesini icra edebilirler.

 

             (Ek fıkra: 21/6/2005 ? 5371/ 7 md.) Acil tıbbi yardım ve bakım ile sınırlı kalmak ve Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliğinde belirtilmek kaydıyla acil tıp teknikerleri ile acil tıp teknisyenleri hastaya müdahale edebilir, bu hususta lazım gelen iş ve işlemleri yapabilirler. Hastane öncesi acil tıbbi yardım veren personel özel tip kıyafet giyer.

 

Madde 25 ? Diploması olmadığı halde cerri menfaat için olmasa dahi her hangi suretle olursa olsun hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınan şahıs bir aydan altı aya kadar hapis ve yirmi beş liradan beş yüz liraya kadar ağır cezayi nakdi ile mücazat olunur. Bu suretle icrayı sanat neticesinde Türk Ceza Kanunu itibariyle daha ağır cezayı müstelzim bir fiil işlenilmiş olduğu takdirde o fiile mahsus ceza verilir.

 

            Evet Mahkeme beni bu kanunları gerekçe göstererek bugün toplamda 875*2=1750 YTL para cezasına çarptırmış oldu.

 

Yani ben bir sahtekar olsaydım, Doğrudan Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilerek müdahil olarak sanığın cezalandırılmasını istiyoruz diyerek yapılan savunmayla bu cezalara çarptırılmış olacaktım.

 

            Ama benim aklım bu iddiaları da, Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilmiş olan avukatın hiçbir şeyden habersiz olarak sanığın cezalandırılmasını istiyoruz talebini de, hakimin tek bir delil olmadan delil varmış gibi, dahası benim açık ve net şekilde böyle bir suçlama yok ifademe, benimle ilgili böyle bir şikayette yok, ben böyle bir suç işlemedim dememe rağmen suçumun sabit olduğunun anlaşıldığını, hatta benim suçumu ikrar ettiğimi yazmasını da benim aklım almıyor.

 

            Belki insanlar benim iddialarımı anlayamıyorlar. Bunda da anormal bir şey görmüyorum. Ama görevi kanunları uygulamak olduğu halde, kanunlarda açıkça suç olmadan ceza olmaz kuralı kesin olarak bulunduğu halde bir hakim nasıl suç uydurup ceza verebilir.

 

            Davanın açılmasına sebep olan rapor www.yb.com.tr/r1.htm adresinde sıralı olarak var.

Bu raporda tek bir noktada benim sahte doktorluk yaptığım veya doktor etiketi kullandığıma dair tek bir cümle yok.

Peki nerden çıktı bu yargılama. Nerden çıktı bu karar. Aklım almıyor.

Ve kararı temyiz etmeme rağmen konunun Yargıtay da bile anlaşılmayacağını düşünüyorum.

Pazartesi katıldığım, yarında tekrar katılacağım TV programına gelince, adından dolayı bir çok şeyi anlatabilirim diye katıldım. Ama pek konuşturulmadım. Yarın için söz verdiler. Sözümü kesmeyecekler.

Umarım derdimi anlatabilirim.

Saygılarımla

Tarih: 04.12.2007 Okunma: 852

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Deniz Akgün

03.11.2007 - 17:19

Tam da yazdığınız yazıya paralel bir cümle:

"Cesur ve utanmaz biri oldun mu , senden çekinirler!...

Bütün yumruklar korkak , beceriksiz ve namuslu insanların tepesine iner "

     Bu cümle suç ve ceza dan ama malesef doğruluğuna yüzde yüz inandığım bir cümle.İşte belki de bu yüzden namuslu insanlar cesaret gösteremiyorlar birçok yerde.

    Umarım siz ve sizin gibi idealist insanlar cesaretlerini kaybetmezler...                      

Deniz Akgün

03.11.2007 - 17:19

Tam da yazdığınız yazıya paralel bir cümle:

"Cesur ve utanmaz biri oldun mu , senden çekinirler!...

Bütün yumruklar korkak , beceriksiz ve namuslu insanların tepesine iner "

     Bu cümle suç ve ceza dan ama malesef doğruluğuna yüzde yüz inandığım bir cümle.İşte belki de bu yüzden namuslu insanlar cesaret gösteremiyorlar birçok yerde.

    Umarım siz ve sizin gibi idealist insanlar cesaretlerini kaybetmezler...